Arkadaşlar hikaye, bölüm, hatta kurduğum cümleler hakkındaki düşünceleriniz benim için çok önemli. Yorumlarınızı lütfen hikayemden esirgemeyin.
Yorumlayan, voteleyen, okuyan ve öneren herkese çok teşekkür ederim.
İleriki bölümlerde sizleri çok şaşırtacağım.
**
Elbette!
Bulmacayı çözebilmek içi ayrıntıya inmem gerekiyordu. Tamamı değil tek tek inceleyip ayrıntıyı çözmem gerekiyordu. Bulmacayı yazıp çözdüğüm not kağıdına gururla baktım.
B- İ - Ü - D - B - A - Y
Sayıların baş harfleriydi ve sıradaki harf 'S' olmalıydı.
Sıradan ve basit bir soru olsa da önemli olan detaylar ve aradaki bağlardı.Oturduğum sandalyede doğrulup küçük şeytanla el sıkışıyordum.
Bulmacadaki harfler sayıların baş harfleriydi ve yediye kadar sıralanmıştı. Sıradaki sayı 'sekiz'di ve bulmacanın devamına gelecek harf.'S' idi.
Yeni evimdeki odamda oturmuş beynimi kurcalayan soruya cevap ararken babamda salonda oturmuş televizyon izliyordu. Soruma cevap bulmuştum. En azından beynimdeki bir soruya. Beynimi kurcalayan o kadar şey vardı ki. Su'yun yalnızca ona söylediğim şeyi Deniz'e söylemesi, Deniz'in ani değişimi, annem, Bora, Cemre...
Kafamı dağıtmak için masanın üzerinde duran telefonumu elime alıp kimi arasam diye kurcalamaya koyuldum. Irmak, liseden bana kalan samimi dostlarımdan biriydi. Üniversitesini başka şehirde tutturmuştu ve sık görüşemez hale gelmiştik. Yine de Su, ben ve Irmak iyi arkadaştık. Hatta çok iyi arkadaştık, hala internetteki grubumuzdan konuşur birbirimizi aradık. Ama yüz yüze görüşmenin tadını vermiyordu. Telefondaki ismine tıklayıp aramayı seçtim ve Irmak telefonun diğer ucundan sevecenlikle konuşmaya başladı.
"Hayırsız" harika bir sözle konuşmamız başlamıştı.
"Bana diyene de bakın. Sen arayıp soruyor musun beni?"
Yüzüm gülüyordu. İkimizde kıkırdadıktan sonra Irmak konuşmaya devam etti
"Nasıl gidiyor hayat, her şey yolunda mı?"
"Hiçbir şey yolunda değil emin ol"
"Ne oldu telefonda anlatılacak bir şey mi, yoksa birkaç gün bekleyebilir mi?"
Ne birkaç gün mü? Yoksa buraya mı geliyordu? Şuan mutluluktan sokağa çıkıp bağırabilirdim. Üçümüzün yapabileceği tüm şeyleri gözümün önünden geçirip plan yapmaya başlamıştım bile.
"Buraya mı geliyorsun?" nerdeyse bağırarak sorduğum bu sevinç dolu soruya gülerek cevap vermişti.
"Evet."
"Ne zaman geliyorsun? Nerde kalacaksın? Annenlere bir uğrayıp hemen bana gel." Nefes almadan konuşuyordum.
"Sakin ol Iraz. Perşembe günü geliyorum. Ama gelirken size bir sürprizim var Su'yla birlikte göreyim sizi."
Su'yla konuşmamıştım ve Su'ya gerçekten kırgındım. Nasıl olurda öğrenmemesi için kovduğum konuyu Deniz'e anlatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZAMAN
General Fictionİnsanlar iki milyon soluk alıp verme, bir milyar kalp atışı, üç yüz milyon mide kasılması ve yirmi milyar göz kırpması arasında yaşar. Ben hayatımın tüm soluklarını, tüm kalp atışlarını, mide kasılmalarını ve göz kırpmalarını o günden sonra yaşadım...