"Ne?" Diye fısıldadı.
"Doğru duydun. Tekrarlamaya gerek yok." Diye fısıldadım.
"Sen Hep asi kız mi takılirsin?" Diye fısıldadı tek kolunu omzumun birazcık üstüne koyarak.
Kolunu aldım ve sertce indirdim.
"Yavaş." Dedim ve yanından ayrıldım. Boş kolidorda ilerlerken kolumu çevirdi.
"Ya ben Özür dilerim."
"Iyi peki öf. Sana birşey soracağım."
"Sor."
"Burada başka kurt adam var mı?"
"Aslına bakarsan arkadaşlarımın hepsi özel bir şey."
****
Scott bana kimin ne olduğunu anlatmıştı. Şimdi ise Biyoloji sınıfının kapısının önünde dik. Kapıyı çaldım ve içeri girdim.
"Siz ikiniz." Dediğinde hocaya döndüm.
"Evet?"
"Neredeydiniz?"
"İşimiz vardı." Dedi Scott.
"Evet?" Dedim ben de soru sorarcasina.
"Ben sizin işinizin ne olduğunu iyi biliyorum sizi gidi zuppeler! Sizler hormonlarına sahip olamayan ergenlersiniz! Tek bildiginiz duzusmek! O kafalarınızı da o tür şeylere calistiracaginiza biraz da derslerinize calistirsaniz keşke! Çözebilir misiniz şu tahtadaki soruyu ha?" Dediğinde gözümden düşen damlayı sildim ve tahta kalemini alıp tahtadaki soruyu çözdüm.
"Benim bu yaşıma kadar bir ilişki yaşadığımı nereden biliyorsunuz?!" Diye bağırdım ve kalemi yere fırlattım. Kalem yerle bir olurken koşarak sınıftan çıktım. Liseden de çıktım ve koşarak ağacıma gitmeye başladım.
4 Gün Sonra
"Sonunda! Bulabildim seni!" Diye bağıran kişiye sağ gözümü açıp baktım. O olaydan sonra ağacıma gelmiş ve dibinde uyumaya başlamıştım.
"Senin burada ne işin var Derek?" Dedim ve ona baktım.
"Senden haber alamadım kaç gündür." Dedi ve Yanıma oturdu.
"Ben okula gitmeyecegim." Dedim.
"Neler olduğunu duydum." Dedi mirilti şeklinde.
"Aa. Scott'a haber vereyim. Buraya gelinler."
"Sakin. Buraya gelmesini istemiyorum. Kimse gelmesin." Dedim.
"O zaman seni bulduğuma dair bir mesaj atayım." Dedi ve mesajını gönderdi.
"Sen neden beni aradın ki? Ben senin baş belanı değil miydim? Gitsene sen." Dedim. O ise umursamayip beni koklamaya başladı.
"Iıı. Sen bunları kaç gündür giyiyordum?" Dedi yüzünü eksiterek.
"Şey. İhm. Sanırım yaklaşık olarak iki ay." Dedim cekinerek.
"Bu böyle olmayacak."
"Ne?"Dediğimde aniden beni çekiştirmeye başladı.
"Derek ne yapıyorsun uykum var benim. Uyuyacağım." Dedim.
"Olmaz." Dedi ve beni arabasına bindirdi.
"Ya şurdaki huzurumu bile kaçırdın. Aferin sana." Dedim ve arka koltuğa yattım. O sırada burnuma dolan kokuyla kendimden geçtim.
"Derek bu kimin parfümü?" Dedim. Çok güzel kokuyordu.
"Breaden." Diye mırıldandı.
"Breaden kim?"
"Sevgilim." Dediğinde kahkaha attım.
