Yatakta biraz daha yuvarlandim ve durdum. Bundan da sıkılmıştım.
"Ne diye yatakta yuvarlanıp duruyorsun?"
"Bilmiyorum."
"Ne? Nasıl bilmiyorsun?"
"Üstüme gelme."
"Nasıl üstüne gelmeyeyim. Sen benim kizimsin."
"Ah kızınım Derek." Diyip hareket çektim.
"Seni, seni küçük cadı!" Diye bağırdı ve yatağıma doğru koşmaya başladı.
"Ahh, hayır, seninle ugrasamam."
Ama çok geçti. Çoktan yatağa atlamisti. Koca ellerini karnımın iki tarafina koydu ve beni gidiklamaya başladı.
"Ovv, hayır. Hayır Derek! Siktir!"
^^^
"Al giy bu kıyafetleri. Altına da şunları giy." Dedi ve yüzüme kıyafetleri ayakkabı fırlattı."Breaden, aşkım gelir m---"
"Ooo." Diyip araya 'o' lama efektimi soktum.
"Derek ten beklenmeyecek sözler." Diye devam ettim.
"Efendim hayatım?" Diye içeri giren Breaden'ı görünce ellerimle Yüzümü kapattım.
"Namussuzlar." Diye fısıldadım.
"Bunu duydum!" Diye bağırdı Derek.
"Breaden sen de git üstüne birseyler giy." Diye devam etti.
"Siz hiç bolmeyin, ben hemen gidiyorum." Dedim ve aceleyle Derek'in fırlattığı şeyleri alıp banyoya girdim ve kapıyı kilitledim. Kıyafetleri giydiklerini sonra saçımı topuz Yaptım ve banyodan çıktım. Telefonumu elime aldım ve deponun büyük kapısının önüne koştum.
"Ben gidiyorum!"
"Gitmene gerek yok!" Diye bağıran Derek'i duymamazliktan geldim ve dışarı çıktım. Ama ben kime gidecektim ki?
^^^
Kulaklıklarımı çıkardım ve kapıyı çaldım. Birkaç dakika sonra kapı açıldı ve karşımda Scott belirdi."L-Lottie?"
"Selam Scott." Dedim ve içeri girdim.
"Hoşgeldin." Dedi ve kapıyı kapattı. Koltuğa oturdum ve Bağdaş kurdum.
"Hoşbulduk."
"Ne içersin?"
"Kahve alırım." Dediğimde beş dakika sonra Scott elinde iki kupayla geldi. Sol elindekini avuclarimin arasına aldım. Avuclarimi biraz isittiktan sonra bir yudum içtim.
Üzerimde bakışlar hissedince başımı kaldırıp, Scott'a baktım. Yakalandığı anda çarpıkça gülümsedi. Bunun üzerine ben de gülümsedim.
Kupayı Önümdeki masaya bıraktım ve ona bakmaya başladım. Bir şey söylemek istiyor gibiydi.
"Bir şey mi söylemek istiyorsun Scott?"
"Aslında evet."
"Nedir b--" kapı açıldığında kapıya döndüm.
"Ah, selam çocuklar." Melissa gelmişti.
"Merhaba Melissa." Dedim ve kupayı tekrar elime aldım.
"Selam anne."
"Ben sizi hiç rahatsız etmeyeyim, zaten nöbetten döndüm, oldukça yorgunum. İyi geceler!" Dedi ve koşarak yukarı çıktı.
"Sanslisin Scott." Diye mırıldandım ve kupanın ağız kısmında parmaklarını gezdirmeye başladım.
"Hangi konuda?"
"Annen ve baban var. Çok tatlı ve cana yakın bir anneye sahipsin. Bu yaşına kadar dislanmadın. Ne biliyim?"
"Bence sen de Sanslisin. Baban Derek. Düşünsene bizim o katı, sert Derek baba oldu." Dedi ve Kıkırdadı. gülümsedim.
"En azından bu yaşına kadar az sıkıntı çektin. Annenin, babanın yokluğu çok zor birşey Scott. Yetimhane köşelerinde büyümek, sabah on beş dakika geç kalkıp, karanlık odaya gitmek.. Ne biliyim, zordu Scott işte." Dedim ve Dolan gözlerimi kirpistirdim.
"Gel buraya." Dedi ve sağ kolunu açtı yanına gittim vs dizlerimi üstüne oturdum. Ellerimi beline doladım ve kafamı omzunun altına koydum. Sağ elimi tuttu ve parmaklarımızı birbirine kenetledi. Diğer eliyle de saçımı okşamaya başladı. Daha fazla dolandırıcılık gözlerimi sıkmadım ve birkaç damlanın Scott'ın bordo kazağını islatmasina izin verdim.
Birkaç dakika sonra sakinlestigimde öyle kalmayi tercih ettim. Ona karşı bir şey hissetmiyordum ama huzur veriyordu.
Aniden Yukarıdan gelen çığlığı duymamla başımı Scott'ın omzundan kaldırdım. O da irkilmisti.
Bir çığlık daha geldiğinde hemen ayağa kalktım ve yukarıya çıktım. Scott'la ilk olarak Melissa'nın odasına koştuk.
"Melissa!"
"Anne!"