58

852 33 8
                                    

Benim canım okurlarım, çok çok geç gelen bu bölüm için çok çok üzgünüm ama ilham gelmedi ve rastgele bir şeyler olmasını istemedim. Multimedia'da yeni Lottie var, o eskisi değil. Bu arada kapak yapabilenleriniz varsa bana ulaşırsa çok sevinirim 🙏🏻 İyi okumalar.

"Allison!" Lydia'yla aynı anda attığımız çığlık halen kulaklarımda dolanıyordu. Gözümden akan diğer yaşı da sildim ve burnumu çektim. Allison... Onun yerine ben gitmeliydim. O ölmeyi hak etmiyordu.

"Ahh, hayır hayır. Hayır!" Peter'ın yatağına daha çok sokulup ağlamaya devam ettim. "Aiden, Allison... Hayır." Yatağın üstünde dizlerimin üzerine çöküp ağlamaya devam ettim. Kaç saattir bu şekilde ağladığım hakkında hiçbir fikrim yoktu. Hatta kaç gündür de denebilir. (Arkadaşlar YouTube'a 'Allison Death' yazarsanız Allison'un ölüm sahnesi, 'Aiden Death' yazarsanız Aiden'ın ölüm sahnesi çıkar. Sadece Teen Wolf'un olmasına dikkat edin. Yazar zaten.)

Peter'in derin bir nefes verdiğini duydum. "Olamaz. Olamaz. Onlar ölmeyi hak etmiyordu ki... Keşke, keşke ben ölseydim. Keşke ben ölseydim!" diye bağırıp tokatlarımı yüzüme geçirmeye başladım.

"Hey, hey hey Lottie!" Peter bağırıp bileklerimi tuttu. "Bırak! Bırak! Onları koruyamadım. Ben beceriksiz bir alfayım. Beceriksizin tekiyim. Onlar hak etmiyordu bırak..." Bileklerimi halen sımsıkı tutuyordu.

"Bana bak Lottie. Bana bak." Sözleri kulağımda uğulduyordu. Görüşüm bulanıktı. Onun dediklerini yapamıyordum bile.

Tek eliyle iki bileğimi tuttu ve sol eliyle başımı yukarı kaldırdı. "Sen bir True Alfa'sın, tamam mı? Sen çok güçlü bir lidersin. Onlar arkadaşları, inandıkları şey uğrunda canlarını feda etti. Sen olsan sen de aynı şeyi yapardın, ki bir günde kaç kere ölümle yüz yüze geliyorsun, Tanrı bilir." dediğinde burnumu çekip ıslak kirpiklerim ardından ona bakmaya devam ettim.

"Hayat böyledir küçük Lottie... Ve sen, güçlü olmak zorundasın ki, en kısa sürede sürü toparlayabilsin. Eğer böyle bir yola girdiyseniz, hepiniz bu kayıplara alışmanız lazım." Gözümden sayısız inen yaşları umursamadan fısıldadım. "Peter ben çok kötüyüm." Dolan gözleri ardından bana baktı ve beni göğsüne bastırdı. Hemen ellerimi o yapılı vücuduna sardım.

"Gel buraya küçük yeğen." Yarım saat kadar hiç konuşmadan aynı pozisyonda durduk. Ben ağladım, o dinledi. En sonunda konuşmaya karar verdim.

"Aiden ve Ethan'la Derek'in konuşmasını duymuştum." diyip burnumu çektim ve devam ettim. "Scott için öldürürsünüz, peki ya Scott için ölür müsünüz?" Beş dakikalık sessizliğin ardından tekrar konuştum.

"Ona kanıtladılar. Ona kanıtladılar." Gülümsediğini hissettim. "Evet, kanıtladılar." diye fısıldadı.

-----
"Kendini biraz daha toparladın mı?" diye mırıldanan Malia'yı başımla onayladım. Saçlarımı okşadı. Onunla kardeş gibi olmuştuk. Hepsiyle kardeştik. "Hala yok etmemiz gereken bir Nogitsune var." dediğinde başımla onaylayıp burnumu çektim.

"Allison'un ölümünden beri, yani dört gündür ortalarda yok." diye mırıldandım. "Umarım dönüşü fena olmaz."

"Umarım." Peter'ın merdivenlerden inen ayak seslerini duyunca konuşmayı bıraktık. Zaten canım konuşmak istemiyordu. Merdivenlerden indikten sonra yanıma geldi ve saçlarımı yüzümden itti. "Daha iyi misin?" Başımla onayladım. Elini alnıma koydu, ardından kaşları çatıldı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 10, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Alpha WomenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin