Kadın pek tekin birine benzemiyordu.
"Yok, saol." Dedim ve yavaş adımlarla lağımdan çıktım. Ailem ben doğunca beni sokağa bırakmış. Yani ailemi hiç görmedim. 12 yaşına kadar yetimhanede yaşadım. Ta kii öfkemi kaybedene kadar. Birgün yemekhaneyi yerle bir ettiğimde orada daha fazla kalmak istememiştim. Müdürün gözünü korkuttum ve yurttan ayrıldım. Yemekleri berbattı ve pisti. Ama en azından sıcaktı.
Bunları düşünerek yürüdüm, yürüdüm ve ağacıma geldim. Belki daha sıcak olur düşüncesiyle bir alttaki dala yattım. Daha inceydi ama beni tartardı. Sanırım.
****
"Aaaa." Diye bağırdım ve belimi ovaladim. Yerdeydim. Ve tepemde bir adam duruyordu."Sen de kimsin?" Dedim ve yavaşça doğruldum.
"Asıl sen kimsin? Ormanda yürüyordum ki birden karşıma sen çıktın. Yani tepeden düştün. Senin ne işin vardı ağaçta?"
"Uyuyordum."
"Hah. Hadi ama. Bu devirde kim ağaçta uyur? Annen kim senin? Haber vereyim." Dedi dalga geçercesine.
"Annem yok benim." Dedim.
"E baban? Babanı arayalım ya da bulalım."
"Babam da yok." Dedim ve ellerimi birbirine sürttüm.
"Akraba falan." Dedi gülümsemesi yavaş yavaş yüzünden silinirken.
"Terketmişler beni. Kimsem yok. Mutlu musun?" Dedim. Ağlamayacaktım çünkü uzun bir zaman önce atlatmıştım bu durumu.
"Ben, özür dilerim." Dedi ve sağ elini uzattı. Tuttum.
"Adın ne senin?"
"Lottie, senin?" Dedim ve ayağa kalktım.
"Derek." Tam o sırada hırlama sesleri duymaya başladım. Zaten uyandığımdan beri kurt kokusu alıyordum.
"Derek. Beni takip etmelisin." Dedim ve onu çekiştirmeye başladım. Tehlikeyi hissediyordum.
Onu çekiştirirken birden önüme Berkerserlar çıktı. Derek'in önüne geçtim ve dönüşüp kükredim.
Arkamdan gelen kükreme sesiyle yavaşça arkamı döndüm.
Derek!
O bir Alfa'ydi.
İkimiz de birbirimize şaşkınlıkla bakmaya başladık. Daha sonra Derek'le topuklamaya.