"Hey!"
"Hey!" Diyip Dolabımın kapağını kapattım ve Allison'a döndüm.
"Bugün Lakros takımının maçları var, geliyorsun değil mi?" Dediğinde omuz silktim.
"Bilmem."
"Tabi ki de gidiyoruz." Dedi ve Yanıma geçti. Yürümeye başladık. Yürürken aniden biri bana omuz atınca o kişiye döndüm. Aiden.
Tam ona doğru gidecekken Allison kolumu tuttu.
"Sakin ol." Diyip beni kolumdan Bahçeye sürükledi.
"Kızım ben öldürürum bunu. Yediği dayak az gelmiş herhalde." Dedim ve hırsla yürümeye devam ettim.
"Bak, bizimkilerin karşı rakipleri." Dedi ve Kafasıyla karşı otobüsü gösterdi. Otobüsün içinden yakışıklı çocuklar inmeye başladı.
"Liam rakiplerinin okulundaymis eskiden."
"Ciddi misin?" Şu anda eski okuluyla rakip olması oldukça ironikti.
"Evet. Ve Liam'ın ciddi öfke sorunları varmış. Diğer okulundayken öğretmeninin arabasını bir levyeyle param parça etmiş."
"Ve su anda Liam sana bakan çocuğa bakıyor." Dediğinde refleks olarak Liam'ı aradı gözlerim. Yanında Mason vardı ve onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Liam'ın baktığı yere bakınca pis bir Sarışının bana baktığını gördüm. Aramızda otuz adım filan vardı.
"Yeni kızın bu mu Brad?" Dedi omzuna vurdu arkadaşı. Sinsice sırıttı Brad olarak bildiğim kişi.
"Liam'ın eski sevgilisi."
Liam da bunu duymuş olmalı ki demir citlerin üstünden atlayarak Brad'in karşısına geçti.
"Ona bulaşmayı sakın düşünme Brad." Dedi dişlerinin arasından tislayarak. Yumruğunu sıkıyordu ve kendini zorluyordu. Çünkü halen kendini kontrol etmekte zorlaniyordu.
Tam yanına gideceğim sırada Allison beni durdurdu.
"Her şeyde yardımına koşma. Bırak kendi halletsin." Başımla onayladım ve olacakları izlemeye başladım.
"Ne oldu? Yoksa küçük Liam halen sinirlerini kontrol edemiyor mu? Ya da Hayden'i elinden aldığım gibi Lottie'yi de elinden alacağım için korkuyor mu?" Diye fısıldadı ve çirkince sırıtıp, bana çapkın bir bakış gönderdi. Ondan tiksindigimi belli eden bir ifade takindim. Herkes onları izliyordu.
Liam yumruğunu sıktığında elinden kan damladı. Az sonra herkesin içinde donusecekti.
Kitapları yere attım ve koşarak Liam'ı omzundan tuttum.
"Sakin ol." Diye fısıldadım. Dişlerini sıktığını duyuyordum.
"Selam güzelim."
"Canın cehenneme." Liam Brad'in üstüne gitmeye başladığında onu durduramadım. Tam o anda Scott, İsaac ve Stiles geldi. Liam'ı koşarak götürdüler. Ben de son bir kez Brad'e bakıp koşarak onları takip ettim.
Kukreme sesinden Liam'ın dönüştüğünü düşünüyordum.
Koşarak soyunma odasına girdiğimizde İsaac büyük demir kapıdan çıktı ve kapıyı üzerimize kilitledi. Herhangi birinin girmesini engelleyecekti.
Liam dönüşmüştü. Stiles'a bir yumruk attığında duvara yapıştı. Scott hemen suyu açtı. İkimiz de zar zor onu suyun altına getirdik ve duvara yasladik. Deli gibi kukruyor ve kurtulmaya çalışıyordu.
Liam aniden koluma pençelerini geçirdi ve kolumu çevirdi. O anki acıyla Kukreyip yere yığıldım. Zaten sırılsıklam olmuştum.
Scott Liam'ın boğazına sarıldı ve kukredi. Liam yavaş yavaş dönüştü. Scott onun boğazını bıraktı ve kolumu incelemeye başladı. Ardından dudaklarını elime bastırdı.
"Biraz derin girmiş." Dedi ve ayağa kalktı. Ardından sargı bezle geldi. Stiles da tentirdiyot getirdi. Stiles kolumu temizledi ve güzelce sardı.
"Yarına iyileşir. Ne de olsa sen bir kurtsun. Ama benim gözümün morluğu ne olacak, bilmiyorum." Stiles konuşmasını bitirir bitirmez sargı olmayan elimi Stiles'in bilegine sardım. Derin bir nefes alıp gözlerimi kapattım ve acısını emmeye başladım. Git gide soluk alış verislerim hızlanıyordu.
"Lottie!" Scott kolumu hemen Stiles'in kolundan çekti.
"Her canı acıyana yapıyorsun, farkında mısın?"
"Sen yapmayacak mıydın?" Dedim derin nefesler alıp verirken. Bu olayı son zamanlarda abartmistim. Tamam, kabul.
"Bu olayı son zamanlarda abarttin." Scott düşüncelerimi okumuş gibi söylendi.
"Imm, şey, siz bir çift olarak tartisiyorsunuz ve ben bunu böldüm için özür dilerim. Bence de Scott haklı. Ve teşekkür ederim." Diyip soyunma odasından çıktı. Liam ağzı açık buraya bakıyordu. Olanları kavradı gıda koşarak yanıma geldi ve dibime çöktü.
"L-Lottie ben Özür dilerim elimde olan bir şey değildi isteyerek yapmadım çok Üzgünüm--" Sözünü kestim.
"Önemli değil Liam." Bilegimi hemen elleri arasına aldı ve baş parmağıyla elimi okşadı. Dokunduğu yerler yaniyordu ve bu doğru değildi. Hele ki Scott buradayken hiç doğru değildi.
Elimi hemen geri çektim. Scott bana gülümsedi. Ben de karşılık verdim.
"Ş-şey, ben o zaman çıkayım siz ikiniz." Dedi ve devamını getirmeden gitti. Kapıyı sertce çarptığını duydum.
Derin bir nefes aldım ve şarkıyı açmaya başladım. Boşu boşuna sarmislardi, nasılsa iyilesecekti. Ben bundan daha kotuleriyle baş etmiştim.
"Ne yapıyorsun?" Diye fısıldadı Scott. Tüm sinirimi sargıdan çıkarıyordum resmen. Hafif kan olmus Sargı elime gelince onu yanıma koydum.
"Nasılsa iyilesecek." Dedim ve yaramı gösterdim. Geçmeye başlamıştı bile. O da derin bir nefes aldı ve yanıma oturup, sol elimi büyük ellerinin arasına koydu.
"O halen sana aşık." Dedi kısık bir sesle sol elimin parmaklarıyla oynarken.
"Bunu da nereden çıkardın?" Diye neşeli bir sesle konuştum suphelerinin gitmesi için. Benden ayrılan oydu.
"Senle konuşurken, onun kalp ritimlerini dinledim. Çok.. Heyecanlıydı." Üzgün gözüküyordu ve dalmıştı. Sağ elimin üç parmağıyla yüzünü yüzüme çevirdim. Ardından sağ elimi sol yanağına koyup, dudaklarını dudaklarımla örttüm. Ardından fısıldadım.
"Ben seni seviyorum."