Scott, içeriye doğan gün ışıklarıyla yatağında doğruldu. Evrene güzel bir esnemesninden bahşedip, yataktan kalktı ve seslenmeye başladı.
"Lottie!"
Sesin gelmemesiyle Scott kaşlarını çattı ve pijamalarini çıkarıp, üstünü değişti.
"Lottie!"
Ses gelmemesi Scott'ı endiselendirmeye başlamıştı. Telefonunu aldı ve hemen Lottie'yi arabaya başladı. Üç cevapsız çağrıdan sonra Lottie'yi aramayı bırakıp, Derek'i aradı ama ona da ulaşamadı. Ekranda parmaklarını hızla gezdirip, Stiles'in numarasına tıkladı ve aramaya başladı.
"Stiles, Günaydın dostum." Scott endişeli çıkan sesini belli etmemeye çalışsa da başarılı olamiyordu.
"Günaydın Scott. Bir problem mi var?" Stiles onun çocukluk arkadaşıydı, onun endişeli çıkan sesini tabii ki hemen tanıyacaktı.
"Stiles, Lottie yok." Scott titreyen sesiyle konuşup, ustune Lottie'nin o çok sevdiği gri kot ceketini giydi. Eline Lottie'nin tişörtünü aldı ve hemen evden çıktı.
"Nasıl yok? Belki Derek'e filan gitmiştir? Ya da okula?" Stiles da endişelenmişti.
"Derek'i aradım ama ulaşamadım."
"Ben hemen Allison ve Isaac'a haber veriyorum. Onlar Derek'e gitsin. Lydia da okula baksın."
"Senden haber bekliyorum Stiles." Scott sertce yutkundu. Son birkaç ayda hayatına giren o kız kendine ne kadar da baglamisti cevresindekileri..
"Sakin canını sıkma dostum. Onu bulacağız." Ardından telefon kapandı. Scott telefonunu cebine attı ve Lottie'nin tişörtünü burnuna götürüp, pamuk şeker kokusunu içine çekti. Ne kadar erkek gibi davransa da içinde sevgiye muhtaç küçük bir kız çocuğu yatıyordu.
Scott tişörtü burnundan çekti ve Alfa gücünü çalıştırarak, havayı kokladı. Biraz daha ileri gitti ve yine havayı içine çekip, pamuk şeker kokusunu içine çekmeyi Düşledi. Ama aldığı tek şey temiz oksijendi.
Havayı tekrar kokladı, tekrar ve tekrar. Ama pamuk şeker kokusunu alamadı. Koşarak havayı koklamaya devam etti. Pamuk şekerini bulacaktı.
Stiles çoktan Allison'a haber vermişti. Allison ve Isaac arabada Derek'in deposuna gidiyordu. Isaac Allison'u sakinleştirmeye çalışıyordu ama kendisi de korkuyordu. Lydia yanına Mason'u almış ve Parrish'e haber vermişti. Lydia'nın da çok iyi bilidiği gibi, Lottie ortalıktan birden kaybolmazdı, kaybolamazdı, beceremezdi ki.
Scott koşmaya devam etti.
Stiles, Deaton'a, Şerif'e ve Malia'ya da haber verdi.
Isaac arabayı Derek'in deposunun önünde durdurdu. Allison hemen fırladı ve deponun büyük demir kapısını eliyle yumruklamaya başladı. Isaac onu geri çekti çünkü Allison'un elleri kanıyordu. Ama bu Allison'un umrunda değildi. Çıkan gürültüyle Derek büyük deponun kapısını hiddetle açtı.
Lydia ve Mason sınıfların kapısını teker teker açmaya başladı. Tüm öğrenciler onlara deli gibi bakıyordu ama umurlarında değildi. Lydia ve Mason'un bu halini gören ve onlardaki endişe kokusunu alan Aiden ve Ethan, edebiyatçıyı umursamadan sınıftan çıktılar.
Malia ve Stiles ellerindeki Lottie'nin resmini önüne gelene gösteriyordu.
Deaton bir çıkış yolu düşünüyordu, çünkü o yaşanacakların hepsini biliyordu.
Hepsinin bu kadar endişelenmesinin tek bir sebebi vardı; çünkü Toprak Kitsunesi Lottie'yi öldürmeye geliyordu.