"X=7 olduğuna göreee." Dedim ve problemi çözüp, Lydia'ya gösterdim. Gülümseyerek Kafasıyla onayladı.
Kafamı iyi dagitmistim.
Sanırım.
"Bu kadar yeter."
"Bir soru daha." Diye yalvardigimda kitabı kapattı.
"Asıl konumuza gelmeliyiz."
"Nedir o?"
Lydia gözlerini üzerime dikti ve konuştu.
"Ölen kız, Marie."
****
"Bu kitaba bakmaliyiz." Dedim bulduğum kitabı göstererek. Allison ve Lydia hemen yanıma geldi.
İçindekileri okudum ama işimize yarayan bir şey yoktu. Bir şifreler bahsediyordu. Bu şifre sayesinde kitaptakileri cozebilecekmisiz. Ve tırnak işareti içerisinde "Suhpýrg" yazıyordu.
"İşimiz yarayan bir şey burada da yok." Diyip sıkıntıyla kitabı kapattım.
"Foooooo." Diye bağırdı Lydia.
"O da nedir Lydia?" Diye sordu Allison.
"Of'un tersi." Dediğinde parmağımı sıklaşttım ve kitabın ilk sayfasını açtım. Ardından kitabı ters çevirdim. Tırnak içerisindeki yere tekrar bakıp, sesli bir şekilde okudum.
"Griffon."
***
"Hatırlıyorum. Kızlar hatırlıyorum. Griffon'u çok net hatırlıyorum."
"Ama nasıl?" Diyip tirnagini yemeye devam etti Lydia.
"Çünkü.. Çünkü... Benim kendimi bildiğim ilk yer Meksika'ydı." Diye fısıldadım.
"Benim kaldığım ilk yetimhane, Meksika'daydı."
"Griffon ne demek biliyor musun?" Dediğinde kafamla onayladım.
"Ben yaklasik 5-6 yaslarindayken ortalıkta bir söylenti dönüp dururdu."
"Nedir bu söylenti?"
"Bence diğerlerine de haber vermeliyiz." Dediğimde hepimiz de Telefonlarımızı aldık.
Scott, İsaac, Liam ve Stiles hemen burada olacaklarını söylediler.
Biz telefonları kapattığımız an zil çaldı.
Koşarak aşağı indim ve kapıyı açtım.
"Sizz.. Bizi mi İzliyordunuz?" Dedim onlar içeri geçerken.
"Yoo." Dedi hepsi aynı anda. Kapıyı kapattım ve Sırtımı kapıya yasladim. Tek Kaşımı kaldırıp onlara baktım.
"Emin misiniz?" Dediğimde hepsi deli gibi kafalarını sallamaya başladı.
"Pekala. Bununla ugrasamayagim. Çünkü daha önemli sorunlarımız var."
***
"'Griffon' veya 'Griffin', genellikle aslan vücutlu, kartal kanatlı ve kafalı mitolojik yaratıktır. Farklı betimlemelerinde hayvanın 4 ayağıda aslan ayağı, yalnız arka ayakları aslan ayağı veya tüm ayakları kartal ayağı olabilir. Antik yunancada, kıvrılmış, kırık anlamındaki "grýps veya gryphos" sözcüklerinden türediği düşünülür. Latinceye "grýphus" şeklinde geçmiştir.
Griffinler hakkındaki bazı efsanelerde kuşun türü söylenmezken, diğerlerinde kartal sözcüğü geçer, ender olarak da kanatları olmayan, salt kartal kafası ve aslan bedeninden oluşmuş bir yaratık olarak anlatılır. Yine anlatılara göre, son derece cesur ve gururlu hayvanlardır. Bunlar pençelerinde insan, at, hatta fil taşıyabilecek kadar büyüktürler. Aynı şekilde, pençe tırnaklarının kupa olarak kullanılabileceği söylenir. Hatta köprücük kemiklerinden de yay yapılabildiği ifade edilir. İsveçli tarihçi Olaus Magnus'a göre bu yaratıklar, Kuzey dağlarında yaşamış bir kuş cinsidir. Çoğu geçmiş zamanda yaşayan bilgelerin kendi teorileri vardır bu konuyla ilgili. Çocukken çok fazla bahsedilmisti bu olaydan, hatta öyle ki bizim yetimhanemiz bu yüzden yer değiştirdi." Dedim ve sözümü bitirdim.
"Aman Tanrım. Biz ne islere bulaştık böyle." Diyip eliyle ağzını kapattı Lydia.
"Ama bu henüz bir öngörü, değil mi?" Diye sordu Scott.
"Aslında olasılıkları göz önünde bulundurmaliyiz. Yani, duvardaki pençe iziyle benimki aynı değildi, bu da demek oluyor ki bir kurt adama ait değil. Aynı zamanda kartal veya aslan insan eti yiyebildigine göre.." Dedim ve Ellerimi arka ceplerime koydum.
"Ama yine de bir ihtimal." Diye ekledim. Hepsi endişeli görünüyordu, ki ben de korkmuyor değildim.
"Size bir şey daha söylemeliyim." Diye ekledim.
"Aman. Aman diyim. Sen ağzını açma." Dedi Stiles.
"Soyle sen." Diyen Scott'ı başımla onayladım.
"Bu olay Beacon Hills'da olduğuna göre, bu şey her neyse buraların civarında olabilir."
