18 - Bozar mı Sandın Acılar?

12.7K 1.2K 478
                                    

"Sehun, uyan!"

Evliliğimizin ikinci haftasında bir pazartesi sabahına Jongin'in bağırmalarıyla uyandım. Güneş doğrudan yatağa vuruyor ve huzurlu bir uyku için aradığım ortamın sağlanmasına engel oluyordu. Mayıs aynının ortasında olmamıza rağmen hava fena halde boğucuydu. Ve ben tüm olumsuz şartlara rağmen uyumak istiyordum.

"Uyanman lazım, hemen!" Jongin'in sesi başımda yirmi tane ağrı kesici içsem bile geçmeyecek ağrılara sebep olurken gözlerimi açmamak için büyük bir savaş verdim. Sesin geldiği yere sırtımı dönüp kafamı yastığa bastırdım, tek istediğim uyumaya devam etmekti. Yataktan çıkmak bile bir işkence başlangıcı demekti benim için.

"Tanrım! Kime diyorum, Sehun kalk hadi."

Demesi kolaydı diye düşündüm, kalkamıyordum. Uyanmak istemiyordum. Sadece uyumaya ihtiyacım vardı fakat anlaşılan Jongin bunu anlamamak için özellikle bir çaba gösteriyordu. Odanın içinde sürekli koşturan ayak seslerini dinlemek uykuma dönmem için en büyük engeldi.

"Geç kaldık!" Jongin'in neyden bahsettiğini konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Yatağın üzerinde hissettiğim çökme kafamı daha fazla yastığa gömmeme neden oldu fakat yastıkla olan bu münasebetim fazla uzun sürmedi, yüzümde hissettiğim parmaklar zorla da olsa kafamı yastıktan ayırmayı başardı. Gözlerimi zor da olsa açmayı başardığımda hemen yüzümün dibine girmiş Jongin'i gördüm, aynı anda kalbimin atış hızında bir artma oldu. Jongin bir anda o kadar yakınımdaydı ki dilim damağım kurumuştu.

"Eğer hemen şimdi uyanmazsan ikimiz de işsiz kalacağız."

Kendimi toparlamaya çalışarak dirseklerimin üzerinde doğruldum. Aklımın başına gelmesi için birkaç saniye öylece beklemem gerekti. Jongin'in geldiği hızda yataktan inmesiyle bir panik dalgasının bedenimi sarması bir oldu.

"Sıçtık." dedim kendime engel olamayarak. "Alarm neden çalmadı?"
Jongin olduğu yerde duraksayıp sinirle bana döndü
"Ben senin kuracağını zannediyordum." dedi ellerini havaya kaldırıp tekrar indirerek.
"Ben de senin kurarsın diye düşünmüştüm."

Hızla yataktan çıkıp ayağa kalktım. Geçen hafta evde yapacak pek bir şey bulamadığımız için ikimiz de tatili yarım bırakıp işe dönmüştük fakat ben tatilde uyumaya o kadar çok alışmıştım ki sabahları bir türlü uyanamıyordum. Benim aksime Jongin her sabah erkenden uyanıyordu, bu onun da geç kaldığı ilk sabahtı.

"Sabrımı falan mı sınıyorsun sen?" Ayağa kalktığım andan itibaren aynı yerde dikildiğimi ancak Jongin bağırdığında fark ettim. Bedenim o kadar uyuşuktu ki kıpırdayamıyordum fakat içimde hemen hareket etmemi gerektiren bir panik vardı. Sonunda Jongin hala kendimde olmadığımı anlamış olacak ki birkaç adımda yanıma geldi.

"Hemen banyoya," derken aynı zamanda omuzlarımdan tutup beni odanın içindeki banyoya yönlendirmişti. Hızla ellerinden sıyrılıp banyoya girdim. Jongin'in dokunuşları benim için artık dayanılmazdı, onun dokunuşlarına ellerine alışmaya korkuyordum. Her ne kadar kabul etmek istemesem de bir gün her şeyin bitmesi ihtimali vardı, o gün geldiğinde Jongin omzuma dokunmuştu diye ağlamak istemiyordum. Bunun nasıl hissettirdiğini bilmemek çok daha iyiydi.

Jongin bu kadar çok panik yaptığına göre çok fazla geç kalmış olmalıydık. Üzerimdeki sersemliği atıp hareketlerimi hızlandırmaya çalıştım. Üzerimdeki tişörtü çıkarttım ve kir sepetine attım. Bir de duşa girecek vaktim olmadığı için elimi yüzümü yıkarken araya saçlarımı da kaynak yapıp bu dertten kurtuldum. Dişlerimi fırçalarken odadan gelen kırılma sesi gülmek istememe neden oldu. Jongin'i ilk defa bu kadar panik yaparken görüyordum. Telaşlı hali o kadar çok tatlıydı ki içimdeki tüm depresiflik uçup gidecek gibiydi.

H4N // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin