25 - Akşamlar Böyle Biter

14.5K 1.2K 591
                                    




O akşamüzeri hırs tüm bedenimi sarmış, zafer elde etme isteği benliğime hakim olmuşken aşağılık kompleksine kapıldığımı düşündüm. Kendimi ispat etmek için böylesine arzuyla işe koyulmamın başka bir açıklaması yoktu. Gömleğimin kollarını hafifçe yıkarıya doğru sıyırmış, gözlerimi kısıp sakince hedefime bakıyordum. Başarabilirdim, aşkta elimdeki her şeyi kaybetmiş bir de üstüne borçlu çıkmış olabilirdim fakat bu defa kazanan ben olacaktım. Buna inanıyordum.

Fakat Jongin inanmıyordu, en çok da bu yüzden başarmayı istiyordum. Derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapatıp konsantrasyonumun yükselmesini bekledim. Tekrar gözlerimi açtığımda hedefim masum bir ifadeyle yüzüme bakıyordu fakat kanmayacaktım. Yüzüme tehlikeli olduğuna inandığım bir gülümseme oturttum ve hafifçe öne doğru eğildim. Benden kaçmadı, bu da onu yeterince korkutamadığım anlamına geliyordu. Ya da kaçmamasının sebebi sadece bir musluk olmasaydı. Tam emin değildim bu yüzden kafama takmayarak işimi yapmaya koyuldum. Önümde bozuk bir musluk vardı ve ben bir şeyleri başarabilmek adına onu tamir edecektim.

Tabii bunu yapmayı hedeflerken tesisat konusunda hiçbir halt bilmediğimi hesaba katmamıştım, sadece contayı biliyordum fakat onun da tam olarak ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu. Yine de bunun moralimi bozmasına izin vermeyecektim. Bir hevesle çıkıp, ben yaparım ya, dediğime göre yapacaktım.

Birkaç dakika önce izlediğim videoda söylediğine göre bir ingiliz anahtarı kullanmam gerekiyordu, evin içinde zar zor bulduğum takım çantasından aldığım ingiliz anahtarını elime alıp hevesle musluğun hemen altında olan yere yerleştirdim ve çevirmeye başladım. Videoya göre birazdan musluğu yerinden çıkarabilecek ve sorunun nerede olduğunu anlayacaktım. Beklediğim şey buydu, olan ise musluğun yerinden çıkması ve bir anda suyun yüzüme doğru fışkırmasıydı.

Jongin'in yaklaşık yarım saat önce ne dediğini çok iyi hatırlıyordum. O gün fazlasıyla gergin ve sinirliydi, ona musluğu kendim tamir edebileceğimi, tamirci çağırmasına gerek olmadığını söylediğimde ise her zamanki ters bakışlarından birini üzerime yönlendirmiş ve kızgınlıkla bakmıştı. Hemen ardından "Eline yüzüne bulaştıracaksın." deyip sinirle bakmaya devam etmişti. Bu bakış aynı zamanda 'daha fazla konuşmaya devam edersen ya da herhangi bir şekilde beni rahatsız edersen seni sokağa atarım' bakışı olduğu için sessiz kalmayı tercih etmiştim. Fakat yine de bir şey beni bir şekilde ona kendimi kanıtlamam için dürtmüştü. Sonuç ise hüsrandı. Musluğun olması gereken yerden fışkıran suyu ellerimle durdurmaya çalışırken aynı zamanda sinirle bağırmamak için kendimi zor tutuyor ve Jongin'in beni öldüreceğini düşünüyordum.

Parmaklarımın arasından üstüme doğru su gelmeye devam ediyordu. Bedenimi olabildiğince tezgahtan uzaklaştırmaya çalışıp kendimi korumak için uğraşsam da sonuç başarısızdı. Üzerimdeki tişört sırılsıklam olmuştu, saçlarım ıslanmıştı ve yüzümde su damlaları vardı. Musluğu yerine geri takmak için uğraşsam da başaramıyordum. Mutfağın yerleri de ıslanmaya başladığında artık tamamen sıçtığımı düşündüm.

Ve bu düşünceyi destekleyen bir diğer şey de Jongin'in salona girmesi oldu. Bu paniğimi biraz daha arttırdı. Ellerimi suyun geldiği noktaya iyice bastırıp ağır adımlarla şaşkın bir şekilde üzerime doğru gelen Jongin'e baktım.

"Benim bir suçum yok." dedim bağırarak. "Kendiliğinden oldu!"

Jongin korkutucu bakışlarını üzerime dikerek bir süre bekledi, o an beni ciddi ciddi evden kovmak istediğini gözlerine bakarak bile söyleyebilirdim. Sonunda pes ederek ellerimi musluktan çektim ve tüm suyun üzerime akmasına izin verdim. Jongin nasıl olsa birazdan dünyayı burnumdan getirecekti, o an ıslak olup olmaman pek de fark etmiyordu.

H4N // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin