Final - Bitti mi Hikayemiz?

21K 1.4K 1K
                                    




Aylar Sonra

Evdeki sessizliğin sinir bozucu tarafını görmezden gelmek oldukça zordu. Kıyametin habercisi gibiydi sanki, sakinliğin son demlerini ifade ediyordu. Gözlerim Jongin'in üzerinde, salonun ortasında ayakta dikiliyordum. O ise mutfaktaydı, sinirli olduğu yüzünden anlaşılıyordu, kaşları birbirine değecek kadar yakınlaşmış, dudakları bir mühürle kapatılmış gibi sımsıkı birbirine bastırılmıştı. Böyle bir tepki vermesini beklemediğim için oldukça gergindim. Onu uzun bir zamandan sonra ilk defa böyle görüyordum.

"Bak.." dedim en azından sessizliğe son verebilmek için, Jongin ise öldürücü bakışlarını üzerime dikti. Bu bakışları hatırlıyordum, her seferinde çenemi kapatmamı sağlayan bu bakışları zamanında Jongin fazlasıyla üzerime yönelmişti.

"Jongin.." bu defa daha çok mızmızlanıyor gibi çıkmıştı sesim, Jongin'in buna dayanamadığını biliyordum. Bazı geceler, sadece beni kızdırmak için bana sarılmadan uyuyacağını söylerdi, bense bu ses tonuyla onu tekrar kendime yapıştırırdım. Jongin'in üzerinde böyle bir etki bırakmaktan hoşlanıyordum fakat o an bu hiçbir işe yaramamış gibiydi. Jongin sinirle gözlerini devirdi.

"Bak bilerek yapmadım." dedim birkaç adım ona atıp, Jongin vakit kaybetmeden elini kaldırıp durmama neden oldu.

"Bilerek yapmadığını biliyorum." dedi oldukça soğuk bir tonla. "Ama bu sorumsuz olduğun gerçeğini değiştirmiyor."

kafamı önüme eğip ayakkabılarımın önüne baktım. Jongin farklıydı, Jongin benim için yepyeni bir insandı. Bilmediğim yönlerini öğrenmiştim onun, yüzüme gülümsemelerine alışmış, kulağıma aşk dolu sözcükler fısıldamasıyla hayatın anlamını öğrenmiştim. O günlerden sonra bir kere bile olsun bana sesini yükseltmemişti, beni üzmemiş, en ufak bir kırıcı cümle dahi kurmamıştı. Fakat o an, bir anda her şey eskiye dönmüş gibi hissediyordum.

"Bak, üzgünüm."

"Üzgünsün." alaycı bir tonlamayla söylediğinde içimden bir şeylerin daha koptuğunu hissettim. "Sürekli üzgünsün Sehun, Tanrı aşkına küçücük çocuğu markette kaybetmeyi nasıl başardın?"

Doğrusunu itiraf etmek gerekirse bunu ben de pek anlamamıştım ve açıklayamayacağım kadar çok korkmuştum. Taemin ile market alışverişine çıkmıştık, başta her şey normaldi. O benden sürekli almayacağım sağlıksız şeyler istiyor bense ona hayır diyordum. Daha sonra ise olan olmuştu ve bir anda Taemin ortadan kaybolmuştu. Panikle tüm marketi arasam da bir türlü bulamamıştım. Sonunda Xiumin beni aramış ve Taemin'in onunla olduğunu söylemişti. Beni marketten alan da Jongin'di. Eve kadar hiç konuşmamış, sinirle önüne bakıp durmuştu.

"Sana inanamıyorum." dedi Jongin yüzüme bile bakmadan, arkasını dönüp ellerini kafasına gömdü. "Bu kadar sorumsuz olmana inanamıyorum. Daha küçücük bir çocuğa göz kulak olamıyorsun, ileride ne yapmayı düşünüyorsun Sehun? Ya başına bir şey gelseydi?"

"Böyle deme lütfen." çaresizlikle kıpırdandım. "Tamamen bir anda oldu, hiçbir şey anlamadım, yemin ederim. Sadece eksik bir şey var mı diye bakıyordum ve bir anda pat yokoldu."

Jongin bıkkınlıkla kafasını iki yana salladı. Her şey güzelken, gerçekten güzelken, aramızdaki tüm sorunları aşmışken bir anda böyle olmasına dayanamıyordum. Aslında Jongin'le diğer çiftlerden pek farkımız yoktu. Mükemmel değildik, bazen sürekli didişir dururduk fakat bu en fazla bir dizi ya da kitap üzerine olan bir tartışma olurdu. O a karakterini sever bense ondan nefret ederdim, ardından bu konu üzerinde tartışır dururduk. En sonunda Jongin beni öper ve a karakterinden kesinlikle nefret ettiğini söylerdi. Jongin'in bu tarz tavırları alışık olmadığım bir şey değildi, bazen o günleri hiç unutamayacağımı düşünürdüm fakat tekrar bununla karşılaşacağımı hiçbir zaman düşünememiştim. Bu yüzden çok fazla zordu.

H4N // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin