31 - Nefes Alamıyorum

17.8K 1.3K 689
                                    

Bölüm Şarkısı : Model - Değmesin Ellerimiz

Elimdeki anahtarlığı parmağımın çevresinde bir tur döndürdüm. Apartman boşluğunda yayılan sesi duvarlara çarpıp tekrar bana doğru gelerek kulaklarımı doldurdu. Beni rahatlatan ve aynı zamanda içimdeki tedirginlik seviyesinin biraz daha yükselmesine neden olan bir gürültü, anahtarı bir kere daha çevirdim ve çıkan sesi dinledim, bir kere daha ve bir kere daha, ağır ağır merdivenleri tırmanırken bu hareketi yapmaya devam ettim. Adımlarımın yavaşlığı, apartman boşluğunda, hatrı sayılır derecede uzun bir zaman geçirmemi sağlıyordu. Bu uzun yolculuk boyunca duyduğum tek ses adımlarımın ve çevirmeye devam ettiğim anahtarlığımın sesiydi. Gözlerimi boyası tamamen dökülmüş duvarların üzerinde gezdirerek ilerlemeye devam ettim, ara sıra duvarlara yazılmış yazılar dikkatimi çekiyordu, kimin yazdığını ya da yazarken ne düşündüğünü bilmiyordum. Tek bildiğim onları okumanın pek de iyi hissettirmediğiydi.

'Nefes alamıyorum'

Kafamı hafifçe eğip çarpık bir yazıyla yazılmış cümleye baktım. Üniversitedeyken koca bir gün boyunca nefes alma mekanizmasının nasıl çalıştığını işlemiştik. Nefes almanın dersten daha kolay olduğunu düşünmüştüm, nefes almak her zaman basit ve istemsiz olandı. Son zamanlarda ise nefes alamıyordum, hiçbir şey öyle basit değildi. Yaşamak basit değildi, yaşamak için dayanmak gerekliydi ve dayanmak basit değildi. Duvardaki yazıya bakarken, bir kalemimin olmasını diledim. Haklısın yazmak istiyordum oraya, ben de demek istiyordum. Ben de nefes alamıyordum, üstelik bunun dik bir yokuşu tırmanırken yaşadığımız o nefes alamama durumuyla hiçbir alakası yoktu. Zorlanmıyor, acı çekmiyordum, ciğerlerim yanmıyordu. Ortada anormal olan hiçbir belirti yoktu, öylesine sıradan bir şeymiş gibi yaşıyordum ki bunu çoğu zaman farkına varamıyordum. İnsanlar belki de bu yüzden ölüyorlardı, diğer her şey birer bahaneydi, hayat bize nefes aldırmıyordu. Ölüyordum ve farkında değildim sanki, kendim için yas tutacak vaktim bile yoktu.

Yazıyı geçtim, daha bir sürü şeyler vardı fakat hiçbirine bakmadım, hiçbiri bakmaya değer gelmedi. Asansörsüz binanın en üst katına vardığımda elimdeki anahtarlıktan bir anahtar seçip parmaklarımın arasına aldım ve kapının kilidine yerleştirdim. Bu defa duyduğum ses kapının açılma sesiydi. Bir zamanlar her gün yaptığım şeyi yaptım ve normal bir şekilde kapıyı itmek varken ayağımla gelişi güzel bir tekme savurdum, kapı ardına kadar açıldı, sersem bir adım attım içeriye doğru ve beklediğim hissin bedenime yayılmasını bekledim.

Evde hiçbir şey değişmemişti, uzun zamandır oraya uğramıyordum ve en son nasıl bıraktıysam hala öyleydi, gitmeden önce her televizyon izlediğimde üzerime örtüğüm turkuaz battaniye hala oradaydı, yazın bile ortalıktan kaldırmıyorduk onu, sebebi yoktu. Kitaplar pencere pervazına yerleştirilmişti, elit görünmek adına ucuzluk pazarından aldığımız anlamsız tablo hala yamuktu. O an oraya yabancı hissetmem için hiçbir neden yoktu fakat eski evime girerken kendimi evimde gibi hissedememiştim. Böyle hissetseydim eğer, bir şeyleri arkamda bırakabilmek için yeterli cesareti yüklenebilirdim belki ama olmamıştı. Orada, her şey hala yerli yerindeyken bile, koca bir yabancı gibi hissediyordum. Sebebi barizdi, huzursuz da olsa bir yuvaya sahiptim ve oraya alışmıştım.

Ayakkabılarımı çıkartıp ayakkabılığa yerleştirdim, televizyon açık olsa da oturma odasında hiç kimse yoktu. Yemek masasının üstünde birkaç tabak vardı. Akşam yemeğine yetişdiğimi fark edince içimi tatlı bir sevinç kapladı fakat çok az bir süre bana eşlik etti. Gözlerimi masadan çekip mutfağa doğru ilerledim.

Evimizin, yani eski evimin mutfağı normal mutfak standartlarından sadece biraz küçüktü. Belki de içini tonlarca eşyayla doldurduğumuz için bana öyle geliyordu. Yine de o mutfağa, alacağı insan sayısından çok daha fazla insanla sığdığımız günler olmuştu. Böyle günlerde hiç mutfağa sığmadığımızı düşünmemiştim fakat o an mutfağa üçüncü kişi olarak girdiğimde mutfağa sığmadığımızı düşündüm. Benden sadece birazcık uzun bir adamın mutfağın içinde olması gözlerimin bile boğulmasına neden oluyordu, böyle düşünmemin sebebi de buydu. Bir süre daha kaşlarımı çatıp mutfağın içine baktım, sonunda beni fark eden Baekhyun oldu.

H4N // sekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin