19- Beklenmedik

2.5K 132 6
                                    

Aşk; acımasız bir oyundu. Tıpkı kör ebe gibi. Aşk insanı savunmasız bırakırken, bir yandan ruhu ateşlere atardı.

--------------------------------------------------

Savaş çenesini sıvazladı. "Hay aksi." Mırıldanışı üzerine çıkmaya başlayan kirli sakallarını kaşıdı. Olacak şey miydi bu? Tam Araf ve Lal huzuru ermelerine yakın gene başlarına bir bela almışlardı. Doğrusu başlarında olan bela daha da çok şiddetlenmişti...
Ormanı andıran gözlerini adamın yüzünde gezdirdi. "Mehmet'i bırakmasının karşılığına ne istiyormuş?"

Mahmut derin bir nefes verdi ve gözlerini Savaş'a dikti. "Seni abi! Seni!"

Savaş histerik bir şekilde kahkaha attı. Sol ekini omuzlarına kadar uzamış olan saçlarının arasından geçirdiği zaman Mahmut ona dikkatle bakıyordu. Cebinden telefonunu çıkarttı ve uzun zaman önce kayıt ettiği numaraya bastı. Çalan telefonu kulağına yaklaştırdığı zaman sinirden kudurduğunu hissede biliyordu.

Birkaç saniye sonra telefonun açılması ve sinir bozucu sesin kulaklarına ulaşması ile yüzünü buruşturdu

"Oo Savaş Bey!"
İçinde Edward'ın taklitlini yapmak isteyen çocuğu bastırdı ve hoşnutsuzluğunu belli eden ses tonu ile konuştu. "Kes makarayı Edward! Duydum ki kardeşimi kaldırmışsın?"

Edward'ın attığı kulak tırmalayan kahkaha ile hoşnutsuzluk ile yüzünü buruşturdu Savaş.

"Aynı eskisi gibisi Savaş. Soğuk ve aceleci... Kaldırdım valla. Yalnız baya cengâver çıktı senin ki."

Savaş sinirle dilini dişlerinin arasına aldı ve gözlerini sıkıca yumdu. Sakinleştiğinden emin olduktan birkaç saniye sonra, gözlerini araladı ve dilini dişlerin arasından kurtardı. "Öyledir Mehmet! İstediğin ne Edward? Keselim oyun oynamayı değil mi?!

Edward işittikleri ile güldü. İstediği şey çok barizdi. İlk Savaş'ı sonra Lal'ı istiyordu. En sona Araf'ı bırakacaktı ki: âşık olduğu kadına ve kardeşim, yoldaşım dediği adama yapacaklarını izleyebilecekti.

"Bilirsin beni laf dolandırmayı sevmem Savaş! Ne istediğimi gayet iyi biliyorsun Savaş! Seni istiyorum! Vereceğim adrese yalnız geleceksin! Ufak bir oyun oynadığını sezdiğim ilk an değer verdiğin her kesin canın alırım. Başta Araf ve Lal olmak üzere!"

Savaş hafifçe tebessüm etti ve ondan beklenmeyecek sakinlikle homurdanırcasına konuştu. "Adresi ver Edward."

Edward ise duyduğu sakin ve sessiz homurtuya benzeyen ses ile birkaç saniye öylece donup kalmıştı. Savaş'ın sakin kalmasını beklemiyordu. Onun cinnet geçirmesini, deli gibi davranmasını bekliyordu ama kesinlikle sakin olmasını beklemiyordu. Derin bir soluk adlı.

"Yalı köy. Terk edilmiş jandarma komutanlığı."

Savaş çıkartmış olduğu küçük not kâğıdının üzerine verilen adresi yazdı ve telefonu kapattığı zaman Mahmut'un kaşlarını çatmış dikkatle ona baktığını gördü.

"Ne zaman gidiyoruz ağabey?!"

Savaş yavaşça ayağa kalktı ve kâğıdı pantolonun cebine koyup masanın üzerinde ki silahı beline yerleştirdi. Başını kaldırdı ve dikkatle kumral adama baktı. Ardından başını onaylamazca sağa sola salladı.

"Mehmet, ben gidiyorum! Sen ve ya sizler değil."

Savaş sandalyeyi ittirdi ve büyük adımlar ile odanın kapısına doğru ilerlerken Mehmet'in arkasından adını seslenişlerini ve tek gidemezsin temalı bağırışlarını duyduğu halde kulak tıkadı. Siyah demir kapı açtı ve merdivenlerden koşar adımlar ile inerken arkasından gelen adım seslerini duyuyordu. Kapının önünde ki arabanın kapısını açtı ve ona sinirle bakan adama baktı.

KARA EZEL [ TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin