21- Kelebeğin Başlangıcı

2.1K 137 3
                                    

İnsanlar nasıl yeni bir şansı hak ediyorsa, aşkta bir şansı hak ederdi. Her bir hak doluşunda yeni bir şans açılırdı.

---------------------------------------------------

Lal ellerini yoğum bakım ünitesinin camına koydu ve başını cama yasladı. Araf tam iki gündür yoğun bakımdaydı. Doktor ameliyattan çıktığı zaman doktorun söylediklerinden en kötüsü şu olmuştu: 'Düşerken başını çok sert vurmuş, şuan sarsıntı yaşıyor. Kısa bir süre de olsa olsa hafıza kaybı yaşaya bilme ihtimali var.' Demiş ve Lal ve Alsan'ın yanından ayrılmıştı.

Lal çok iyi biliyordu ki, Araf hafızasını kayıp ederse, onu hatırlamazsa kendinde yaşanmış olan zorlu süreci yaşayacaklar.

Lal camı yavaşça okşadı. Sanki sevdiği adamın ruhunu hissedercesine yapmıştı bunu. Başını cama yasladı ve gözünden süzülen yaşlara aldırmadan fısıldadı.

"Yalvarırım, yalvarırım aç gözlerini..."

Alsan, Lal'ın yanına gitti ve kolu tuttu. "Lal, Bir şeyler ye günlerdir perişansın."

Lal'ın hiçbir tepki vermediğini gören alsan gözlerini kapattı ve derin bir nefes aldı. Ne yapması, ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Doktorların kendisine dediği bazı şeyleri anlatmamıştı ona. En önemlisi maksimum üç ay komada kalması bekleniyordu. Belki daha az, belki daha çok...

Alsa gözlerini araladı ve yavaş adımlarla koridorda yürümeye başladı. Kolay değildi Lal için biliyordu bunu...

--------------------------------------

Aylar ayları kovalamıştı. Araf dört ay sonra gözlerini araladığı zaman Lal büyük bir sevinç ile doktoru çağılmıştı. Odaya doktor ile girdikleri zaman Alsan'ın gözlerini üzerinde hissede biliyordu. Doktor gerekli kontrolleri yaparken Lal ellerini çenesinin altında birleştirdi ve beklemeye başladı.

"Yeter! Ne oldu bana?"

Araf'ın kükremesi üzerine doktor yutkundu ve Bir Lal'a bir Alsan'a baktı. '"Alsan Bey, dışarıya gelir misiniz?"

Doktorun çağırısı üzerine Alsan ve Lal odadan çıktılar. "Öncelikle unutmayın ki, bu elbet bir gün geçecek anladığım kadarıyla geçici bir şey zaten."

Alsan derin bir nefes aldı. "Doktor kes zırvalığı Araf'ın neyi var?"

Lal: "Korktuğumuz şey değil deyin lütfen." Diyen Lal'a döndü doktor.

"Maalesef lal hanım. Hafıza kaybı...

Lal derin bir nefes aldı ve yapmacık bir şekilde gülümsedi. "Hayır! İnanmam! Olamaz!"

"Üzgünüm."

Doktorun sesi ile sinirle ona baktı Lal. Olamazdı. Araf... Sevdiği, nefesi hafızasını yitiremezdi. Kabul edemezdi bunu... Lal hızla Araf'ın odasına girdi ve gözlerini ona dikti.

"Araf? Be- beni hatırlıyor musun? Yaşadıklarımızı hatırlıyor musun?"

Araf odaya bodoslama dalana kızın gözlerine baktı. Evet, seni hatırlıyorum. Çocukluğundan bu yana seni izledim Lal. Demek isterdi ama kafasını kurcalayan bir şey vardı. Yaşadıkları mı? Ne yaşamışlardı ki?

"Yaşamak mı? Ne saçmalıyorsun sen?"

Lal duydukları ile birkaç adım geriledi. Sözler ruhunu delip geçmişti... Olamazdı... Unutamazdı onu!

Kurumuş dudaklarını araladı. "Unutulmazsın... Yaşadıklarımızı unutamazsın!" Lal ellerini kuzgun siyahı saçlarından geçirdi ve deli gibi başını sağa, sola sallamaya başladı. Unutamazdı... Bir birlerinin nefesi olduğunu unutamazdı.

KARA EZEL [ TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin