26- Vuslat +18
Ve Aşk onları bedenleri ile sevdiriyor, ruhları ile kutsuyordu...
------------------------------------------------------------------------------------------
Yola çıktıklarından beri iki saat geçmişti ve sonunda hedefledikleri yere geldikleri zaman Araf gülümsedi ve başını Lal'a çevirdiği zaman uyuduğunu gördü. Gülümsedi ve elini Lal'ın yanağına koyup okşadığı zaman Lal derin bir nefes aldı.
Masal perisini kaçamayacağı bir yer seçmişti, ama kaçabileceği bir yolda bulmuştu perisi...
"Lal, aşkım, karım, karıcım..."
Lal hafifçe kıpırdanıp gözlerini araladığı zaman tebessüm etti. "Bir daha söyler misin?"
Araf kısık sesle kahkaha attı. "Karım, karıcım. Bak geldik, soğuk burası üzerine bir şeyler giymelisin."
Dedi, ve elini arka koltuğa uzatıp beyaz kürkü aldı ve Lal'a uzatıp giymesine yardım etti. Anahtarı kontaktan çıkarttı ve arabadan inip yolcu koltuğuna ilerledi kapıyı açtı ve onu kucağına alıp, ayağı ile kapıyı örttü ve eve doğru yürümeye başladığı zaman Lal başını, göğsüne dayadı ve derin bir nefes aldı.
"Valizler?"
"Yarına kadar ihtiyacımız olamayacak masal perim..."
İçeri girdikleri zaman Lal'ı koltuğa bıraktı ve mutfağa gitti, dolaptan çıkarttığı kırmızı şampanyayı aldı ve tezgâhta ki kadehlere doldurup, şişe ile Lal'ın yanına oturdu.
Lal başını eğmiş ona bakmıyordu. Koltuğun üzerinde ki kumandayı eline aldı ve loş ışığa ayarladı ardından önceden hazırlanmış şömineyi kumanda ile yaktı ve kadehleri sehpaya koyup Lal'ın çenesinden kavrayıp başını çevirdiği zaman sol eli ile yanağını okşadı.
"Gözlerime bak sevgilim..."
Lal gözlerini âşık olduğu gece karalarına odakladığı zaman hafifçe tebessüm etti. Ama hiçbir şey Araf'ın gözünden kaçmıyordu.
Yanağını okşadı ve dudaklarını dudaklara yaklaştırdı. "Utanma sevgilim... Vuslatımıza az kaldı..."
Dudaklarını, dudaklarına değdirdi ve alt dudağını arasına hafifçe emdi. Lal elini Araf'ın ensesinde birleştirdi ve dudaklarını araladığı zaman Araf dili dudaklarının arasına kaydırdığı zaman Lal istediği gibi karşılık veriyordu. Lal'ı kucağına aldı ve ahşap merdivenlere yöneldi ağır, ağır çıkarken iniltileri sessiz evin içini sarıyordu.
Holün, sonunda ki odaya girdi ve Lal'ı yere bıraktı, ceketinin cebinde ki mücevher kutusu çıkarttı ve açıp kolyeyi çıkarttı ve sol elini kavrayıp Lal'ı omzundan tutup çevirdi. Ve zarif kolyeyi masal perisinin boynuna takıp yavaşça kendisine çevirdiği ve dudaklarını Lal'ın boynuna bastırdı.
"Sevdiğim... Sevdiceğim..."
Elleri gelinliğin arkasında ki fermuara yöneldi. Yavaş, yavaş fermuarı indirdi ve belinde ki klipsi açtı, gelinlik kolaylıkla üstünden aşağı süzülürken sadece iç çamaşırları ile kalmıştı, ama hala Araf'ın yüzüne bakmıyordu. Avuçları ile yüzünü kavradı ve dudakları ile onu sakinleştirdi ve kucağına alıp, yatağın üzerine yatırdığı zaman yemyeşil gözleri tutku ile parıldıyordu.
Araf'ın eli Lal'ın gülkurusu dudaklarında gezindi. Elleri vücudunda geziniyordu. Sutyenini yavaşça çıkartırken dudakları vücudunda geziniyordu. Dudakları ile buluşan dudakları tekrar vücuduna doğru ilerlerken, elleri alt çamaşırını çekiştirmeye başlamıştı. "Nefesim..." Diye fısıldadığı zamanda kıyafetlerinden kurtulmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA EZEL [ TAMAMLANDI]
Ficción GeneralBaşlangıçları Olamayan Hayatlar - Beklenmedik hayat, beklenmedik ruhu Araf için. Tıpkı Lal Rosa gibi. Genç adamın beklemediği bir anda hayatının ortasına düşen bu güzeller güzeli peri kızını andıran kız, Ay ve güne...