Ve aşk onu kaldıra bilecek bir yürek ile karşılaştı mı, önlerinde hiçbir engel kalmazdı. Kapılar onlar için açılır. Nefesler onlar için tutulurdu... İki aşığın geçtiği her yer titrerdi...
------------------------------------------------
Kapının açılması ile Lal geri çekildi. Araf onun bu haline gülerken Alsan sırıtarak Lal'ın yüzünü inceliyordu. Kızarmıştı... Kızardığını göre güzel şeyler olmuştu değil mi? Öpüştüler kesin diye düşünürken arsız yönünü itekledi ve göz kırptı.
"İşte çifte kumrular. Aranızda ki sorunlar bitti değil mi?"
Lal gözlerini kısarak ona baktığı zaman Araf ayağa kalktı. Ve sırttı. Aslında Lal'ın kızarmış hallerini izlemek çok hoş oluyordu ama bu gün onu yapmayacaktı. Her şey gibi onunda zamanı vardı...
"Kes sesini Alsan! Hayatım ağabeylerinin yanına mı gideceksin? Yoksa..."
"Fark etmez."
Araf sırttı. "O zaman, çarşıya çıkıyoruz."
Lal yanaklarını şişirdi. "Evet gitsek? Hani, sen yorulmasan..."
Araf gülümsedi ve Lal'ın yüzünü avuçladı. "Yanım da ilacım varken ben yorulmam..."
Lal gözlerini kaçırdı ve gülümseyerek başını salladı.
Alsan: "Mükemmel bir çiftsiniz anladım! Çıkış işlemlerini hallettim ama siz bir çıkamadınız!"
Araf gözlerini devirdi ve elini Lal'a uzattı. Koca avcunun içini doldurmayan minik el elini tutuğu zaman gülümseyerek kendisine çekti ve odadan çıktılar. Yavaş adımlarla merdivenlerden inerken onları görenler, kıskançlıkla onlara bakıyordular...
Hastaneden çıkmaları üzerine kapıda duran arabaya bindiler. Lal ve Araf araka koltuğa geçmiş el ele bir birlerine bakarken şoför koltuğun oturmuş olan Alsan söylenerek anahtarı kontağa taktı ve arabayı çalıştırdı.
"Sanki uşağınız var! "
Araf kardeşinin imasını umursamadı ve başını Lal'ın başına dayadı...
Sessiz geçen yolculuğun ardından arabadan indiler ve kapalı çarşıda yürümeye başladıkları zaman arkada Lal'a hissettirmemeye çalışan korumaların varlığı ile güldü.
"Yalnız, korumalar pekte iyi kamufle olamıyorlar..."
"Farkındayım..."
Lal, Araf'ın hoşnutsuz sesi ile güldü. Ve elini daha sıkı tutu. Yavaş yavaş kuyumculara göz gezdirirken en sade olanında durdu Araf.
"Gel hadi!"
"Ne?"
Araf gülü ve Lal'ı çekti kendisine doğru kollarının arasına aldı kıza sıkıca sarıldı. "Yüzük alçağız sevgilim. Ağabeylerinin haberi olmasa da biz bir nevi kendi aramızda nişan yaptık!" Dedi ve Lal'ı da çekip kuyumcuya girdikleri zaman yaşlı tonton amcaya bakıp gülümsediler.
"Hoş geldiniz."
"Hoş bulduk, Bey amca. Nişan yüzüklerine bakacaktık biz."
Amca oturduğu yerden kalktı ve ellerini masanın üzerine koyup, gözlerini Lal'a cevirdi.
"Ne istiyor bu Hanım kızımız?"
Lal omuzlarını kaldırdı. "Hiçbir fikrim yok..."
Amca:" Vardır elbet vardı..." Masanın altından çıkarttığı yüzük kutularını masanın üzerine koydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA EZEL [ TAMAMLANDI]
General FictionBaşlangıçları Olamayan Hayatlar - Beklenmedik hayat, beklenmedik ruhu Araf için. Tıpkı Lal Rosa gibi. Genç adamın beklemediği bir anda hayatının ortasına düşen bu güzeller güzeli peri kızını andıran kız, Ay ve güne...