25- Helâlim

2.5K 122 4
                                    

Aşkları, dünyanın adı, sonsuzluğun ruhuydu.

---------------------------------------------------------------------------

Bölüm Müzikleri: Turning Page - Sleeping at last

Bill Medley, Jennifer Warnes - The Time Of My

-------------------------

"Hadi Lal! Üzerini değiştir ve gidelim!"

Diye bağıran Luna'yı umursamadan ahesli, ahesli giyinmeye devam devam ediyordu. Birkaç dakika sonra siyah deri ceketi üzerine geçirdi ve dün hazırlamış olduğu, içinde kişisel birkaç eşyasının olan çantayı aldı, telefonunu da içine attıktan sonra çantayı sırtına taktığı zaman arkasını döndü son bir kez baktı. Ve anılarını içeriye itekleyip kapıyı kapattı. Yavaş yavaş yürürken son bir kez yaşadığı eve baktı. Elbet buraya geleceğini biliyordu. Ama eskisi gibi olmayacaktı. Evli olacak, belki çocukları olacaktı ama evli olacaktı...

Kapının önün de bekleyen Luna onu gördüğü zaman kaşlarını çatıp Lal'ın yanına gitti ve sıkıca sarıldı.

"Ay kıyamam sana. Ağlarmış, mı? Oy oy."

Lal sinirle geri çekildi ve Luna'nın omzuna vurdu. "Birde utanmadan dalga geçiyor! Senin evlendiğin zamanı gayet iyi hatırlıyorum ben! Salya sümük ağlayan sen değildin sanki! Hem sadece biraz duygulansam ne olur?"

"Tamam, üzgünüm. Daha seni hazırlayacağız bak çok uzun iş o yüzden gitmemiz gerek!" dedi ve Lal gülümsedi ve evden çıktılar. Hızla merdivenlerden inerken Lal'ın düğünden sonra olacağı şeyler aklını karıştırıyor. Onu korkutuyordu. Araf, böyle konularda oldukça sabırlı olmuştu. Hiçbir zaman neden benimle olmuyorsun diye sormamış hatta arkadaşlarının yanında böyle bir konu açıldığı zaman onu koynuma almak isteseydim evlenecek kız gözü ile bakmazdım' demişti. Ondan sonra kimse ona böyle bir soru sormamıştılar. Sormaya cesaret edememiştiler...

Lal ve Luna arabaya bindikleri zaman Lal merakla konuştu. "şimdi nereye gidiyoruz "

Luna heyecanla konuşan Lal'a gülümsedi.

"İlk olarak gidip düğün çiçeğini almamız gerekiyor. Sonrada saray gideceğiz."

Luna yol boyunca heyecanla Lal'a bir şeyler anlatmış oda evet, güzel diyerek geçiştirmişti.

Düğün çiçeğini almaları üzerine arabaya bindiler. Saray'a gittikleri zaman onları Şimal karşıladı. Kardeşine sıkıca sarıldı ve onunla beraber saraya girdikleri zaman merdivenleri Luna'nın söylenmesi ile hızlı hızlı çıktılar ve odaya girdikleri zaman Efsun ellerini çırptı.

"soyun!"

Lal Efsun'un yardımı ile anlamsızca soyunmaya başladı. Soyunması üzerine Efsun sabahlığı ona giydirdi ve kolundan kavradığı gibi makyaj masasının önüne getirip gülümsedi. Ayandan gülümseyen yansımasına baktı.

"Gülümse Lal, bugün senin en mutlu olman gereken gün. "

Makyaj masasının sandalyesine oturtulması üzerine, aynayı aldı ve kenarı koydu. Saçlarını tepesinde bağladı ve örüp topuz yaptığı zaman Önlerine düşen saç tutamlarını düzleştirdi ve makyajını yapmak için yüzüne girişti. Kirpiklerine sürdüğü maskara üzerine, fondöteni sürdü yüzüne. Yanaklarına sürdüğü hafif allık üzerine gözüne göz kalemi sürdü ve geri çekildi.

"Evet, hazırsın."

Luna sırttı. "Tam gelinliğe göre bir makyaj ve saç modeli oldu..." demesi üzerine Lal'ı kaldırdılar ve Efsun sabahlığı çıkartırken, Luna dolabın yanına gitti ve kapaklarını açıp Araf'ın özenle sakladığı gelinliği çıkarttığı zaman Lal Efsun'un elinden kurtulmuş olduğunun kanıtı olan nefesini ensesinde hissede biliyordu. Yavaşça gelinliği çıkarttı ve arkasını döndüğü zaman heyecanla ona bakan Lal'ı gördüğü zaman sırttı. Araf gelinliği ona gösterdiği zaman Luna adeta büyülenmişti. Hiçbir şey söyleyemeden bu nadidene parçayı incelemişti. Gelin Osmanlı zamanından kalma, ağır bir gelinlikti. Herkesin taşıyamayacağı tarzda olan bir gelinlik...

KARA EZEL [ TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin