Aşk bir nevi; araftı. Ne olduğunu unutturan, ne olacağını unutturan. Aşk; yeri ve göğü unutturan acımasız bir ilaçtı...
------------------------
Lâl gözlerini araladığı zaman derin bir nefes aldı ve elini sağa attı. Tanında toprak ağabeysi olur umudu ile ama umduğu olmamıştı. Toprak yerine tekli koltukta aşağıya kaymış, ağzı beş karış açık kolları sağa sola sarmış olan adama dikkatlice baktı. Bir de Eğe ile uzaktan akraba olacaktılar. Adamın içi öküzdü, gün geçtikçe dışı da öküzleşmiş gibiydi. Lâl etrafına bakıntı ve sıkıntı ile bağırdı.
"Eğe! Eğe!"
Lâl'ın Eğe'nin ismini çığlık atarak söylemesi, ona ninni gibi gelmiş umursamadan eli ile gözünü kapatmıştı. Lâl şaşkınlık ile homurdandı ve yanında ki yastıklardan birine uzanıp Eğe'ye attığı zaman acı ile inlemesine engel olamamıştı. Her yanı acıyordu. Özellikle de başı çok ağrıyordu. Kafatasının içinde beyin yerine davul, zurna varmış gibi durmadan zonkluyordu. Elini alnına koydu ve ovuştururken. Eğe homurdanarak gözlerini araladı ve Lâl'a baktığı zaman Lal abartılı bir heyecanla ellerini çırptı.
"Ayy! Sonunda açtın o gözlerini!"
Eğe, Lal'ı umursamadan eli ile yüzünü ovuşturdu. Sabahın köründe gözlerini çığlık sesi ile açmak kadar güzeli yoktu. Ellerini saçlarının arasından geçirdi ve saçını düzeltirken boğuk sesi ile konuştu.
"Niye, cırlıyorsun sabah sabah kızım ya!"
Lal, zümrüt yeşili gözlerini iri iri açtı. "Ne sabahı? Saat olmuş ü. bizim öküz hala sabah sabah diyor ya! Tabii, ahırda kalan ineğe her daim sabahtır!"Eğe onun bu haline gözlerini devirdi ve ayağa kalkıp vücudunu gererken, suratını buruşturmasına engel olamadı. Her yanı tutulmuş dayanılmaz bir acı veriyordu.
"İnsan kaldırırdı! Her yerim tutulmuş ya!!"
Lâl kaşlarını duydukları ile havaya kaldırdı ve sinirle güldü.
"Ciddi misin Eğe? Ben yattığım yerden inleyerek doğruluyorum, sen geçmiş ayağa kalk diyorsun. İstersen bi kemiklerini kıralım ha? Nasıl olur? Hoşuna gider mi?" Lâl ellerini havaya kaldırdı ve; " Hayır, anlamıyorum ki... Bir insan neden saçma sapan konuşur? Tamam, farkındayım öküz olduğunu ama bu kadar belli etmesen ya? Orda ayağa kalkıp bir zahmet, aç mısın? Tok musun? Diye sorsan ölür müsün? Ha öküz, ölür müsün?"
Eğe, karşında ki kızın susması ile derin bir nefes aldı. Lâl'ın nasıl hiç nefes almadan konuştuğunu çok merak ediyordu. Nasıl bir akciğeri var bu kızın? Diye düşünürken, Lâl'ın sesini duydu.
"Ya hala mal mal orada bakınıyor. Şaka gibi ya! Lavaboya götür beni!"
Eğe kızın attığı çığlık ile nerede hata yapıp bu aile takılmaya başladığını merak etmeye başladı. Evet, uzaktan da akrabalığı vardı ama sırf akrabalıkları var diye yanlarına yerleşmesine gerek yoktu."Off! Sus be kızım."
"Sen kime kızım diyorsun ya!" Diye cırlamış olan kızı umursamadan yatağın yanına gitti ve dikkatle Lâl'ı kucağına aldı ve banyoya girdi. Tezgâha oturturdu ve havluyu omuzuna atıp avcuna suyu doldurdu ve yavaşça Lâl'ın ufak, minyon yüzünü kepçe gibi olan eli ile yıkarken Lal kıkırdıyordu. Eğe elini Lâl'ın yüzünden çekti ve omzunda ki havluyu çektiği gibi yavaşça kızın yüzünü sildi.
"Niye gülüyorsun kız?"
Lal mavi gözlü adamın gözlerine baktı ve kahkaha attı. "Bir de soruyor musun? Kepçe gibi ellerin var. Yüzümü örttü hepsi ayı..." Dedi gülerek. Eğe sabır dilercesine kafasını yukarı kaldırdı ve elini ve yüzünü yıkamak için musluğun vanasını cevirdi ve hızla elini yüzünü yıkadı. Vanayı kapattığı zaman havluyu Lal'ın kucağından aldı ve yüzünü silerken gözleri mavi gözlerine takıldı. Boş bakan gözlerine... Bu aileyi çok kıskanıyordu. İçlerinden Lal hariç hepsinin eşleri vardı. Hepsi mutluydu. Sadece kendisi ve Lal mutlu değildiler... Bir de boşanma derecesine gelmiş olan Pinhan ve Lara. Onarlın ileri de çok mantıksızdı. Özellikle de Lara'nın işi. Pinhan'ın onu ne kadar sevdiğini bildiği halde onu aldata bileceğini düşünüp boşanmak istiyorum demesi çok saçma bir şeydi.
Lara gibi akıllı bir kadının asılsız bir yalana nasıl inandığı anlayamıyordu. Belki Lara'nın da haklı olduğu yönleri vardı ama onu aldata bilecek olmasını düşünmüş olması biliyordu ki Pinhan'ı delirtiyordu. Onu tanıdığı kadarı ile Pinhan; sevdiği kadının üzülmemesi için elinden gelenin en iyisini yapacak bir insandı. Sırf eşi üzülmesin diye aylarca ondan ayrı bile yaşamıştı. İnsanların sevgilerine değer biçememeleri çok, kötü bir şeydi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA EZEL [ TAMAMLANDI]
General FictionBaşlangıçları Olamayan Hayatlar - Beklenmedik hayat, beklenmedik ruhu Araf için. Tıpkı Lal Rosa gibi. Genç adamın beklemediği bir anda hayatının ortasına düşen bu güzeller güzeli peri kızını andıran kız, Ay ve güne...