Canlarımm, umarım keyifle okur ve yorumlarınızı benden esirgemezsiniz...
Seviyorum sizleri..::)
Şaşırmamalıyım duyduklarıma, kızmamalıyım. Biliyordum bunları, onları araştırırken her şey bir bir anlatılmıştı bana ama bu sefer farklı. Bu sefer onun dudaklarından, onun sesinden duyuyorum o kelimeleri, artık şüpheye yer yok.
Hissettiklerim öylesine zorluyor ki beni gözlerimi çekiyorum Öykü'nün yüzünden. Ama bir işe yaramıyor, eminim düşüncelerimin çoğu yüzümden duruşumdan anlaşılıyor.
__ Her şeyi anlatmamı sen istemiştin.
Öykü'nün hafif kısık sesiyle giderek beni daha iyi tanıyan sevgilime bakıyorum ve dayanamıyorum. İçimde oluşmuş giderek daha çok acıyan yarama parmak basmak olacak bu belki ama bunu sormadan yapamayacağım. O yüzden küçük bir endişenin yanında kocaman gururunu taşıyan o güzel mavilerinden bir an olsun ayrılmadan soruyorum yavaşça.
__ Öykü... Ona senin için özel olduğunu hissettirmek için ne yaptın?
Deminden beri ciddi duran Öykü bu sorumla beraber bir an gülümsüyor hafifçe. O gülümseyiş karşısında benim canım iyice sıkılıyor. Hızlı bir soru sordum ve aynı şekilde cevabımı almak istiyorum.__ Komik bir şey mi var?
Belki de ilk kez onu terslerken Öykü şöyle hafifçe öksürüyor ve gülümseyişini kaybederek masa da biraz bana doğru eğiliyor.__ Hayır da... Sana bakarken bir an içimden şaka yapmak geldi ama yok, bunu kaldıramazsın.
__ Böyle bir konuda bana asla şaka yapma. Hatta düşünme bile.
__ Sen... Gerçekten kıskanıyor musun beni?
Öylesine saçma bir soru ki bu cevap vermeye gerek görmeden aynı şekilde ona bakmaya devam ediyorum. Kıskançlık... Şimdiye kadar aciz, zayıf, kendine güvenmeyen insanların yaşayacağını düşündüğüm bu duygu şimdi benim tüm ruhumu sarsıyor.Ona birinin dokunabilme düşüncesi bile içimi kavurup geçiyor.
Hele ki... Kendisine zarar verebilecek bir adama sırf intikam için yaklaşması...
İşte bunu hiç kabullenemiyorum! Kabullenemiyorum hem de bir taraftan korkuyorum galiba. İntikam için gözlerini böylesine karartabileceğini aklıma getirmek bile tüylerimi ürpertiyor.
O kadar çok düşünce var ki aklımda... Elimde Öykü'nün parmaklarını hissedince geliyorum kendime ve...
__ Beni tanıyorsun, diyor Öykü sıcacık bakan güzel gözleriyle gözlerimin taa içine bakarak.
Sence sevmediğim bir erkeğin bana ne kadar yaklaşmasına izin verebilirim?
Hafif bir iç çekiyorum o zaman, sanırım aklım başıma sonunda gelmeye başlıyor.
Kalbini dolduracak hiçbir nefret, hiçbir intikam ona bunu yaptıramaz.
Hele aklıma... Öykü'nün, Okan'ın o pislik kollarından kurtulduktan sonra yaşadığı o travma gelince çok ama çok kötü hissediyorum kendimi. Yüreğim burkuluyor. Bu tertemiz, kırılgan kalbiyle ne çok şey atlattı benim mağrur prensesim. Ama bundan sonra ben varım hayatında. Artık kimsenin onu yıpratmasına, üzmesine izin vermeyeceğim.
Öyle çok seviyorum ki onu... Bakarken bile içim titriyor, kıyamıyorum. Tüm üzüntülerden, tehlikelerden uzaklara çok uzaklara götürmek istiyorum onu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Seansları
RomanceTANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine iliştirilmiş küçük bir resim! Gözlerimi hafifçe kısarken resme daha çok dikkatimi veriyorum. Evet, tecrübesiz bir göz onu çok güzel ve inanıl...