Canlarım... Keyifli okumalar. :)
Umarım beğenir ve yorumlarınızı benden esirgemezsiniz:)
48.Bölüm
Üniversite de çok sevdiğim bir hocam bana mantığımın ve vicdanımın her zaman çok iyi işlediğini, şefkat duygumun çok baskın olduğunu söylerdi. Bu yüzden işimde çok başarılı olacaktım ama aşk... İşte o konuda aynı sebepler beni aşağıya çekecekti!
Bu çok doğru bir mantıktı aslında!
Aşk dengesizlikliklerle, iniş ve çıkışlarla dolu tutkulu, bazen acı veren bir yol demekti.
Oysa şefkat... Koruma içgüdüsünü, monotonluğu ve tutku eksikliğini getiriyordu beraberinde.Ve yine aynı hocamın her zaman diline doladığı bir söz vardı.
"Şefkat çok yoğunsa eğer, içinde aşkı eritecek kadar güçlü bir duygudur!"
Bu cümle benim ilişkilerimin bitme sebebini gösteren bir mum ışığı oldu her zaman.
Âşık olduğumu hissederek yaklaştığım her kadın kısa bir zaman sonra gözümde kendime çekip sarılacağım, saçlarını öperek üzülmesini engellemeye çalışacağım küçük bir kız haline geliyordu.
Bu yüzden kabul etmiştim hiç zorlamadan, ben âşık olabilecek bir adam değildim.
Sadece 2 ay öncesine kadar tamamen inanıyordum buna. Ama şimdi... Hissettiklerimi tam olarak anlatabilecek bir kelime bile bulamıyorum.
Dudaklarının yavaşça yanağıma değişinde bile baştan sona sarsılmışken şimdi kollarımın arasında... Daha iki gün önce bana güvenmediğini söylüyordu ama şimdi bir elini yavaşça saçlarımın arasından geçirirken sadece sarılmayla yetinemiyor sanki!
Bunların hiç biriyle yetinmesini istemiyorum.
Onun vücudunun sıcaklığını tüm bedenim de hissederken kanıma karışan o alevler yakarak dolaşıyor damarlarımda.
Her şeyim... Aklım, ruhum, kalbim, bedenim onu istiyor deli gibi!
Saçlarından burnuma gelen o güzel koku çoktan kalbimi kilitleyerek anahtarını eline almış. Bense uzanmıyorum onu geri almak için... Sadece kollarım da ondan beklemeyeceğim bir uysallıkla duran o narin bedene daha sıkı sarılıyorum.
Ama bu gün yanımdan böylece ayrılıp gitmesine izin veremem...
Onu öpmeden... Karşılığını almadan... Tek istediğim küçücük bir öpücük!
Belki kendimi kandırıyorum ama elimde değil.
Son bir kez daha o güzel kokusunu içime çektikten sonra birazcık ayırıyorum Öykü'yü kendimden. Gözlerini görmek istiyorum... O da benimle aynı hisleri mi paylaşıyor görmek istiyorum. Cevabını alıyorum tek bir saniye de...
Sadece birkaç santim uzağımdan hep hırçın olarak görmeye alıştığım maviler belki de ilk kez bu kadar kaldırmış önünde ki engelleri.
Öylesine güzel bakıyor ki... Belki de ilk kez aşk dolu! İçimi eritiyor o hali!
Bir elim boynundan yavaşça yüzüne doğru çıkarken gözlerim kendiliğinden dudaklarına iniyor. Aynı anda da sanki nefes alışı bozuluyor Öykü'nün... Beni öp diye bağırıyor yarı aralık dudakları. Onu öpmezsem... Hemen şimdi öpmezsem öleceğimi düşünüyorum. Nefes almakta zorlanarak aramızda ki o küçücük mesafeyi de kapatırken Öykü'nün yavaşça gözlerini kapattığını görüyorum. Ben de kapatıyorum...
![](https://img.wattpad.com/cover/41105156-288-k998111.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Seansları
عاطفيةTANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine iliştirilmiş küçük bir resim! Gözlerimi hafifçe kısarken resme daha çok dikkatimi veriyorum. Evet, tecrübesiz bir göz onu çok güzel ve inanıl...