9.Bölüm
__Bir ay Toprak! Eğer bir aya kadar bir fikrin olmazsa devreye biz gireceğiz. Onu yeterince sorgu da tutmamıştık.
"sorgu" kelimesi karşısında bir an irkiliyorum inanamayarak çünkü bunun anlamını çok iyi biliyorum. Yapılacak olan manevi işkenceler ve korkular karşısında Öykü'yü düşünemiyorum bile! Kendiliğinden yükselen sesimin farkında bile değilim.
__ Siz delirdiniz mi? O şu an zaten dağılmış bir durumda! Hayatında küçücük bir umut ya da güven yok! Onu iyice yok etmek mi istiyorsunuz?
Murat bu tepkime şaşkınlıkla bakarken gülümsüyor bir an...
__ Bundan öncekilerin de ruhsal durumları aynıydı ama bu kadar tepki vermemiştin.
Bunu kısık bir sesle söylüyor ama ulaşıyor bana ve içimde ki öfke ateşini yükseltiyor iyice. Bu resmen bir suçlama hem de aşağılık bir suçlama!
Öykü'nün kız olmasının benim için nasıl bir önemi olabilir. O benim sadece hastam! Ve bu tepkiyi göstermekte de sonuna kadar haklıyım.
__ O kız diye mi böyle bir tepki veriyorum Murat, diyorum sonunda ona doğru koltukta biraz eğilerek.
Hastamla ilgili fanteziler mi kuruyorum sence? Demek böyle görüyorsun beni, vay be! Ben de arkadaşım olduğunu sanmıştım.
Ona hemen evimden gitmesini de söylemek istiyorum ama son an da susarak ayağa kalkıyorum.
__ Dur, lütfen... Öyle demek istemedim.
Odadan çıkmak için bir adım bile atamadan Murat hızla söylüyor bunu bana ama şimdi pişman olmuş bile olsa onu söylerken tam olarak düşündüğünün bana söylediği şey olduğuna eminim. O yüzden ona dönüyorum hemen... Aslında kendimi savunmam tam bir saçmalık ama yine duramıyorum.
__ Evet, daha önce ki hastalarımla Öykü arasında büyük bir fark var ama bu kız olması değil düşündüğün gibi. ... Fark Öykü bu olayda sanık değil. Sadece bir şeyler bildiğini sanıyoruz. Onda da sadece sanıyoruz!
Murat başını sallarken bir an gözlerini kaçırıyor benden. Özellikle onun o ezik halini gördükten sonra benimde içimde ki öfke alevi sönmeye başlıyor.
__ Ama... Bu benim kararım değil Toprak! Zaman çok önemli bizim işimiz de biliyorsun. Katili elimizden kaçırabiliriz. O yüzden dediğim gibi onu konuşturabilmek için sadece 1 ayın var.
Karanlığın içinde arabayla giderken elimin altındaki direksiyonu sıkıyorum biraz daha. Otuz gün... Bana verdikleri sadece otuz gün!
Onunla hafta da bir gün seans yapacağımız düşünülürse bu süre komik derece de az. Bu yüzden aklımda bu süreyi beş günde bire indirmek var. Bunun için bazı hastalarımın günlerini de değiştirmek zorundayım. Ama bu hiç önemli değil!
Onlar bir ay içinde bana bir şeyler söylemezse sorguya alınmayacak ne de olsa.
Bu düşünce beni daha şimdiden terletiyor... Eğer bana bir şeyler anlatmazsa belki de gözaltına alınacak. Bu farklı bir strese daha şimdiden sokuyor beni.
Onun suçsuz olduğunu bilirken onu iyice bunalama sokanlardan biri olmak istemiyorum. Bunun için bazı konuşmaları hızlandırmam gerekecek... Ama inadı düşündürüyor beni. Her şeye rağmen bana bir şey söylemeyebilir ve onlara da!
Arabamın penceresini birazcık açıp derin bir nefes alırken kırmızı ışıkta durduruyorum arabayı. Gergin bir halde ışıkları beklerken gözlerim biraz ileride kaldırımda yalpalayarak yürüyen bir kıza takılıyor. Onu görür görmez yerimde doğruluyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Seansları
RomanceTANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine iliştirilmiş küçük bir resim! Gözlerimi hafifçe kısarken resme daha çok dikkatimi veriyorum. Evet, tecrübesiz bir göz onu çok güzel ve inanıl...