32. Bölüm

3.3K 289 15
                                    

32.Bölüm

Ne arıyorum ben burada? Neden izin verdim beni alıp götürmesine?

Pencereden dışarı daha önce hiç görmediğim yerlere bakarken bir an sinirle kenetliyorum dişlerimi birbirine.
Aptalım ben, hem de ne aptal...

Beni kolumdan tutup ayağa kaldırırken, peşinden sürüklerken en küçük bir zorluk çıkarmadım ona.

Birine zarar verdiğimi söylerken yüzüne yerleşen o ifade... Bakışlarında ki o gergin üzüntü içime işlemişti çünkü!
Bulamamıştım kendimde ona karşı çıkacak gücü.

O da buna güvendi mutlaka... Ona olan zaafımı daha açık bir şekilde anlatamazdım.
Şimdi debelensem de, bağırsam da boş. Boş ama dayanamıyorum yine de.
Başımı çevirip ifadesiz bir şekilde arabayı kullanan Toprak'a bakıyorum. O hali beni iyice çileden çıkarıyor.

__ Nereye götürüyorsun beni?

Yeniden başlıyorum sorulara... Ve karşılığında her zaman ki sessizliği alıyorum.

Ama bu sefer susmaya niyetim yok. Çevre de ki arabalar giderek azalırken yolun iki tarafı da tarla gibi görünüyor. Acaba o nereye gittiğini biliyor mu, ben şu an ondan bile emin değilim. Gerçekten şoktayım.

Ne olursa olsun güvendiğim için bindim onun lanet olası arabasına! Şimdi nasıl beni götürür bilmediğim bir yere, hem de hiçbir şey söylemeden!

__ Sana söylüyorum, diyorum tamamen koltukta ona dönerken.

Ya bir şeyler söyle ya da durdur arabayı, ineceğim! Duyuyor musun?!

Israrla yüzüne bakarken bağırmasını bekliyorum, arabayı durdurmasını ya da bana bakmasını! Ama hayır...

Toprak yola kilitlediği gözlerini hafifçe kısmaktan başka hiçbir şey yapmıyor.

Anlamıyorum, hiçbir şey anlamıyorum! Daha bir saat önce bana mesafeden bahseden o değil miydi? Ne yapıyor şimdi, nedir bu dengesizlik!

Sessiz kaldıkça o, dayanamıyorum ben de öyle oturmaya. Giderek içimi saran öfkeyle beraber hızla, titreyen elimi kullanarak açıyorum emniyet kemerini.

Belki de tarzımı değiştirmeliyim. Madem onunla normal konuşmak bir işe yaramıyor...

Ben başka türlü de ona laf anlatmasını bilirim bilmesine de... Son kez deniyorum yeniden!

__ Bak... Sen cidden çok fazla olmaya başladın! Haddini, sınırını aşalı çok oldu! Sorgusuz sualsiz arabana bindiğime daha fazla pişman etme beni!

Sözlerim biter bitmez Toprak öyle hızlı bir şekilde durduruyor ki arabayı zor tutunuyorum koltuğa. Cama doğru uçmadığım için şanslıyım!
Hala bana bakmayan Toprak'a bakıyorum şaşkınlıkla...
__ Sen... Delirmişsin!

Olması gerektiği gibi tepki veren sadece benim!

Toprak son derece telaşsız ama sert hareketlerle açıyor emniyet kemerini. Benimse kendiliğinden arabanın kapısına gidiyor elim. Belki de aşağı inip yürümeye başlamalıyım... Ya da otostop yapabilirim! Ama yine de onun gözlerini, bakışlarını görmek istiyorum iyi olduğunu anlamak istercesine.

Sanki duyuyor beni Toprak... İfadesiz yüzünü bana doğru çeviriyor yavaşça.

Gözleri her zaman ki güveni sıcaklığı vermiyor, sanki tanımadığım biri karşımda ki...

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin