Canlarım... Biraz gecikmeli de olsa bölümümüz geldi. Beğenmeniz ve yorum yapmanız dileğiyle..:)Keyifli okumalar!
36.Bölüm
Bu bir rüya biliyorum, sürekli bir şeylerin peşinden koşulan ama bir türlü ulaşılamayan o sinir bozucu rüyalardan biri! Ama engel olamıyorum kendime. Gücümü tüketene kadar kararlıyım onun peşinden koşmaya! Fakat ben... Giderek nefes nefese kalırken içime iyice karamsarlık yerleşiyor. Onu görmek istiyorum ama neden rüyalarda bile bu kadar zor olmak zorunda istediğine dokunmak, hissetmek?
Gözlerim doluyor yavaşça ama sonra hemen önüme çıkan ağacın arkasında görüyorum onu. Arkası dönük olarak duruyor. Onun o olduğunu bilmek ona yaklaşırken yavaşlatıyor adımlarımı! Kalbim göğsümü delmek istercesine atıyor ama çok istesem de uzanıp dokunamıyorum ona. Korkuyorum sanki...
__ Duygu...
İsmini fısıldarcasına söylüyorum ona ve o hiç bekletmeden dönüyor bana!
İnanamıyorum, cidden o! Karşımda öylesine canlı ve gerçek ki sevinçle gülüyorum bir an ve dayanamayarak hızla sarılıyorum ona.
__ Sensin! Gerçekten sensin! Ben... Çok özlüyorum seni, çok!
__ Öyle mi?
Neredeyse 1 aydır ilk kez onun sesini duyuyorum ama öyle farklı, donuk bir şekilde söylüyor ki bunu bir ürperti geçiyor içimden! Ve daha yeni fark ediyorum onun bana sarılmadığını! Mecburen, karmakarışık bir halde kollarım düşüyor iki yana doğru.
O zaman Duygu bakıyor bana doğru, o sesine uygun beni tanımayan soğuk gözleriyle!
__ Yalan söylüyorsun Öykü. Sen benim dostum değilmişsin!
__ B-böyle söyleme...
Sesim boğuk çıkıyor, yalvarırcasına! Ama Duygu başını sallıyor küçük bir gülümsemeyle!
__ Ben genç yaşta kaybettim hayatımı, ne suçum vardı benim! Aşık olmaktan, ona güvenmekten başka ne yaptım? ... Ve biliyorsun sen! Kimin beni öldürdüğünü biliyorsun ama duruyorsun bak, umurunda bile değil! ... Ne oldu, yaşamak mı ağır bastı bu kadar! Yoksa psikologunla gününü gün etmek, beni unutmak mı niyetin?
__ Hayır, asla! Seni unutmayacağım, sadece ben... Ben...__ Âşık mı oldun? Baban ve ben yeterince ibret olamadık mı Öykü? Hani akıllıydın sen, hani düşmeyecektin tuzağa? Hayatını bir erkekten aşk dilenerek mi geçireceksin?
__ Öyle olmayacak! O... O başka...
__ Aptal! Aptalsın sen! Başka diye bir şey yok görmüyor musun? Aşk dediğin şey kalbini yakıp küle çevirecek! Ölmeyeceksin belki ama aldatacak, kandıracak, yalan söyleyecek! Şu anda olmasa bile ileri de... Hayal kırıklılığı yaşayacaksın! Sen dayanamazsın buna, ölmek isteyeceksin! Uyan artık! Uyan!
Uyanıyorum... Gözlerim açılıyor yavaşça ama kıpırdamıyorum hiç, hatta gözlerimi bile çevirmiyorum başka bir yere! Sadece derin bir iç çekiyorum...
Garip! Rüyamın her anını hatırlıyorum ama... Gözlerim kupkuru, nefes alışım kalp atışlarım normal, terlememişim de... Hiçbir tepki vermiyorum fiziksel olarak şu iç çekmeyi saymazsak! Sadece başımda büyük bir ağırlık var. Ağrı değil, değişik bir şey!
Belki de gerçeklerin acı bir şekilde yüzüme çarpmasının etkisidir.
Tanrım! Ne yapıyorum ben, ne umuyorum hayattan?
Toprak'la geçirilecek mutlu mesut, aşk dolu bir ömür mü? Kendime, duygularıma engel olmaya çalıştım bu zamana kadar... Ama bu hiçbir işe yaramadı!
Ne beni öpmesine karşı koyabildim ne de beni iyice etkilemesine! Ve bunun sebebi açık bir şekilde önümde duruyor. Ben istedim... Ona inanmayı istedim içten içe!
Verdiğim tüm o sözlere arkamı dönebileceğimi, Duygu'nun mezarında ona ettiğim yeminleri unutabileceğimi sandım. Ne kadar inkâr etsem de faydasız, doğru bunlar!
Ama şimdi bilinçaltım, vicdanım Duygu'yu karşıma çıkararak gösterdi bana düştüğüm durumu!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Seansları
Roman d'amourTANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine iliştirilmiş küçük bir resim! Gözlerimi hafifçe kısarken resme daha çok dikkatimi veriyorum. Evet, tecrübesiz bir göz onu çok güzel ve inanıl...