Canlarım, geçte olsa buyurunuz yeni bölümümüz:))
Keyifle okumanız dileğiyle, yorumlarınızı bekliyorummm:)
Ofisimden çıktığımda çok ama çok güzel bir sürpriz karşılıyor beni.
Oysa ben daha 2 dakika önce Öykü'ye telefon etmeyi düşünüyordum, tereddütlüydüm de üstelik. Gerçi öğlen yaptığımız o tartışmayı tatlıya bağlamıştık. Hem de... Düşününce bile içimi eritecek, benliğimi sarsacak bir şekilde...
Yine de Öykü öyle farklı yerlerden bakıyor ki bazen yaşanılanlara, öylesine iniş çıkışlarla dolu ki kendimi her türlü kötü tepkiye hazırlamaya çalışıyordum.
Ve şimdi... Öykü ondan daha çok önce hiç görmediğim rahat, sıcacık gülümseyişiyle karşımda! Saklamıyor kendini, hissettikleri gözlerine yansımış...
Bu inanılması öylesine zor bir şey ki, kalbim ruhum onun getirdiği o ılık havanın etkisine kapılıyor anında.
Beni beklemiş, iş çıkışında büyük ihtimalle beni bir yerlere davet etme için ve tabii ki şaşırtmak için... Şaşkınım! Ama buraya gelmesi kadar bakışlarında ki "seni yakaladım" diyen o yaramaz parıltılar da hoşuma gidiyor. Ona bakarken yüzümde ki gülümseme giderek daha çok sevinçle birleşiyor. Bir adım bu, ondan bana gelen bir adım...
Hem de ön yargılarından, karanlıklardan arınmış bir adıma benziyor.
Aramızda ki araba nedeniyle o an da istediğim gibi tepki veremiyorum, sarılamıyorum bile ama o hırçın mavilerine yerleşen heyecanla seyretmeye doyamayacağım bir güzellik çıkıyor karşıma.
Ve de ilk kez sorgusuz, sualsiz onun verdiği kararlarla bir yerlere gidecek olmaktan çok hoşlanıyorum. Ama onunla beraber arabaya binerken keşke diyorum kendime, keşke kendimi durdurmak yerine hissettiğim gibi davranabilseydim. Yine de olsun!
Onun giderek aramızda ki duvarları kaldırdığını görmek çok yakında onu kollarımın arasından bırakmayacağım anlamına geliyor. Evet... Bu iyimserliği çok seviyorum!
Ama sonra Öykü içimden geçirdiklerimi duymuş bana daha çok ümit vermek ister gibi bana yaklaşarak elini kravatıma götürüyor.
__ Planım önce seni şundan kurtarmak.
Şaşkın bakışlarıma gülümsüyor Öykü ve bana neler hissettirdiğinden habersiz kravatı başımdan geçirip çıkarıyor ve öylesine atıyor arka koltuğa.
Benimse gözlerim Öykü de... Tenime değmeden dikkatle kravatıma dokunmasından bile etkileniyorum, nasıl bir şey bu?
Dikkatliyim, bu anı bozmaktan, onu huzursuz etmekten çekinerek kımıldamıyorum, aslında istesem bile kımıldayabileceğimden emin değilim. Aklım, mantığım hissettiklerimle baş başa bırakıyor beni.
Üstelik durmuyor Öykü, kravatımı çıkarırken bozduğu saçlarımdan şöyle bir parmaklarını geçiriyor yavaşça. Sıcacık oluyor içim... Kalbim son sürat benim değilmiş gibi atıyor.
Ahh böyle masum olmasa, parmakları tüy gibi saçlarımın arasında dolaşırken bana bakamadan her şey normalmiş gibi gülümsemeye çalışması olmasa...
Çekeceğim onu kendime! Sımsıkı sarılarak yüzünde ki hangi nokta denk gelirse dudaklarıma öpeceğim, öpeceğim...
O isteyip yapamıyorsa bile ben yapacağım!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Seansları
RomansTANITIM Dosyanın ilk sayfasını açıyorum... Gözlerim hemen onun resmini arıyor! Buluyorum. Sayfanın köşesine iliştirilmiş küçük bir resim! Gözlerimi hafifçe kısarken resme daha çok dikkatimi veriyorum. Evet, tecrübesiz bir göz onu çok güzel ve inanıl...