77. Bölüm

2.2K 191 11
                                    

Canlarım... Aklımızı kurcalayan telefon sırrını çözmemizin vaktidir...

Keyif alarak okumanız dileğiyle, yorumlarınızı bekliyorum:)


__ Şimdi aklımı oynatacağım. Neredesin ya nerede!

Telefonu sinirle kapatıp masanın üzerine bırakıyorum. Ellerim sandalyenin arkasına dayalı düşünüyorum bir an. Ne olmuş olabilir, neden kimse açmıyor telefonunu?

Aklıma hep kötü şeyler geliyor. O asla yapmaz böyle bir şey. Benim huyumu bildiği için kapatamaz telefonunu. Hele ki sabahta eve gelmediyse...

Evet, kesin bir şeyler oldu, hissedebiliyorum!

Ama sonra onun sesi geliyor kulağıma, bu iş hiç tehlikeli değil, diyen sesi...

Daha önceden de gözlem yapmak için arkadaşlarıyla o adamların etraflarını sardıkları olmuştu ama sadece bir gözlemdi bu. Şimdiye kadar ev de olmalıydı.

__ Toprak. Ulaşamadın mı hala?

Öykü'nün sesiyle kendime gelerek hemen toparlıyorum kendimi ve dönüyorum sesine doğru. Aynı an da içime küçücükte olsa bir rahatlama doğuyor. Islak saçları, tam olarak kurulanmadığını belli eden kıyafetlerinin izin verdiği ölçüde görünen kusursuz teniyle öyle pırıl pırıl ve masum ki karşımda... Hafif bir iç çekerken elim uzanıyor eline.

__ Telefonu kapalı. İş arkadaşlarının da neredeyse hepsini aradım. Ama yok, kimseye ulaşamıyorum.

__ Düşündüğün gibi bir şey olmadı, korkma.

__ Nereden biliyorsun?

Öykü hafifçe başını eğiyor bu sözlerim üzerine, dudaklarında hafif bir gülümseme ufacık bir adımla kapatıyor aramızda ki mesafeleri. Sonra... O narin elini hissediyorum yüzümde, öyle garip bir şey ki bu. Belki içimde ki endişe hala orada ama yine de tüm gergin sinirlerimde bir yumuşama hissediyorum. O yanımda ya her şeye olumlu bakmaya hazır gibiyim.

__ Bence Yasemin ve arkadaşları dün gece işte çok yoruldular ve sabah içlerinden birinin evine gittiler. Orada da muhtemelen uykudan bayıldılar. Bu da onların neden telefonu açmadıklarını açıklar.

Bu oldukça mantıklı, hatta o kadar mantıklı ki şaşırıyorum. Gerçi yine Yasemin'e uymuyor ama... Hele bir eve gelsin ben bu duyarsızlığı için ona ne yapacağımı biliyorum ama yine de bir telefon daha etmem lazım. Kulaklarımla iyi olduğunu duymadan içim rahat etmeyecek.

Ama önce o bana bu kadar yakınken kollarımı sarıveriyorum beline ve kendime doğru çekiyorum. Hemen uysalca başını yaslıyor boynuma doğru.

Yüzümde gülümseme yavaşça gözlerimi kapatıyorum.

__ Ben neden bu ihtimali daha önce düşünmedim ki?

__ Çünkü saatlerdir aklın başında değildi. Daha yeni yeni kendine geliyorsun!

__ Hııı... Bunu kötü bir şeymiş gibi söyledin.

__ Hayır, diyor o zaman Öykü ve yüzünü hafifçe benden ayırarak o tatlı mavilerini görmemi sağlıyor.

Tersine hoşuma gidiyor çünkü bunu zaferim olarak görüyorum!

Öyle içten bir mutluluğu var ki onu taa içime sokmak, kalbimin derinliklerine hapsetmek istiyorum. Ama onun yerine yapabildiğim tek şey uzanıp o yumuşacık dudakları özlediğimi fark ederek öpmek oluyor. Ki bu da hiç fena sayılmaz!

Dudaklarından tam ayrılmadan kısıkça açıyorum gözlerimi.

__ Üzerimden istediğin kadar zafer kazanabilirsin.

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin