38. Bölüm

2.6K 251 11
                                    

38.Bölüm

Hayatımda hiç bu kadar yaklaşmamıştım katil olmaya ve de özgürlüğe... Evet, ikisi benim için aynı anlama geliyor.

Çünkü o pisliği öldürürsem huzur bulacağım, sözümü tutmuş olacağım. Duygu'nun rahatladığını, adaleti sağladığımı bileceğim.

Zaten önemli olan iç huzur değil mi? Onu öldürdükten sonra hapse girsem de fark etmez, kimse benim iç özgürlüğümü alamaz elimden.

Doğru bunların hepsi, biliyorum. Ama yine de engel olamadım elimin titremesine.

Bu öylesine bir şaşkınlık yarattı ki ben de. Çünkü imkânsız...

Ben her gece, her an onu öldürmek isterken bunun olması için dua ederken nasıl fırsatım varken çekemem o tetiği? Neden, niçin korktum bilmiyorum.

Ama sonra gördüklerim ikinci bir şok etkisi yaptı üzerimde. Öyle ki onu vuramamanın verdiği şaşkınlığın birkaç kat fazlasını yaşıyorum hala.

O küçük kızın Hakan'a koşarak sarılışı, Hakan'ın onu kucağına alışı... Yanağından yüzünde gülümsemeyle kocaman öpmesi, kızın kıkırdaması.

Bu nasıl olabilir, o küçük kız kim? Aklıma getirmemeye çalışıyorum ama olmuyor.

Duymak istemesem de o yüksek ses bana onun kızı olduğunu söylüyor.

Ama eğer kızı varsa... Yaşar bunu söylerdi bana, söylemez miydi?

Hiçbir şeyden emin değilim artık! Yeniden arabayı çalıştırıp son gaz öylece giderken kendimi inanılmaz kırılgan hissediyorum ve delik deşik...

Aklıma ister istemez babam geliyor! Onunla yaşayamadıklarım, ona duyduğum sonsuz özlem... Düşünmemeliyim aslında çünkü başım çatlayacak gibi. Engel olamıyorum yine de kendime. Biliyorum, çok biriktirdim! Duygu'ya bile hissettiklerimin çoğunu söyleyemedim ben ama dayanamıyorum artık.

Ve sonra... Kendimi uzaktan izliyormuşum gibi bir hisle bir an da kendimi Toprak'ın yanında buluyorum. Pek çok şey silik... Neden ona gittim, adresini alırken aklımdan tam olarak ne geçiyordu? Neden aklımdan geçen tek isim o oldu bilmiyorum.

Sadece anlatıyorum... İçimden ne geçiyorsa, sonunu düşünmeden konuşuyorum!

Toprak'ın da bana müdahale etmemesi, dokunmaması yardımcı oluyor bana. Sadece sessizce dinlenmek bile iyi gelecek belki...

Ama sonra... Yanlış bir konunun içine giriyoruz beraber! Duygu...

Kontrolümü kaybettiğim tek konu bu! Sorusunu öfkeyle cevaplarken soluk soluğa kalıyorum.

__ Bunları neden polise anlatmadın?

Bir an dalga geçip geçmediğini anlamak istercesine bakıyorum ona ama o oldukça ciddi görünüyor. Gülüyorum bir an dayanamayarak.

__ Çünkü... Onun ölmesini istiyorum!

Gözlerine bakarak hiç çekinmeden söylüyorum bunu ona. Açıkçası ne açık vermiş olmak önemli ne de onun benim hakkımda ne düşüneceği... Öylesine uç noktalar da geziniyorum ki herkes bana yüz çevirse gülerim arkalarından.

Ama Toprak tepki vermiyor bu sözlere... Bunun için mücadele ettiğini adım gibi biliyorum. Öyle ya... O düzgün, hukuka güvenen bir adam! Ben şu an oldukça sıra dışı ve kötü görünüyorumdur ona. Fakat Toprak... Kısa bir an bana baktıktan sonra gayet normal bir şekilde başını sallıyor bana.

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin