87. Bölüm

2.2K 224 15
                                    

Evet nerede kalmıştık:)

Huzurlu bir uyku da değil mi? Öyleyse gelsin yeni bölümümüz! Canlarım o güzel yorumlarınızı benden esirgemeyin:)) Keyifli okumalar!

 

__ İşte bu koltukların en güzel özelliği tamamen açılıyor oluşu.

__ Ben böyle bir koltuk siparişi verdiğimi hatırlamıyorum.

__ Çünkü vermedin ama ben oradan kurtulduktan sonra geceyi kendi evinde geçirmek isteyeceğini biliyordum. Bu yüzden de yatman için rahat edebileceğin bir koltuk seçtim.

Bu sözlerim anlamadığım bir sebeple aklını karıştırıyor sanki Öykü'nün. Ondan gelebilecek muhtemel bir soru için kendimi hazırlarken Öykü beklediğim gibi gergin bir sesle konuşuyor yavaşça.

__ Anlamıyorum. Sen nezaretten doğruca hapse gideceğini düşünüyordun zaten. Neden böyle bir şey yaptın?

Suçlayıcı değil bu sözler ama çok kırılmış olduğunu sözcüklerinin vurgularından bile hissedebiliyorum. Haklı! Bu konuda ben de öylesine bir utanç içindeyim ki bir an gözlerimi kaçırıyorum ondan. Ona güvenmediğim için asla affetmeyeceğim kendimi ve ben bile affedemezken o nasıl kabullenecek... İşte bunu henüz bilmiyorum!

Ama hemen kendimi toplamak zorundayım, en azından içimdekileri Öykü'ye yansıtmamayı başarıyorum galiba.

__ Daha fazla bunları konuşmayacaktık bu gece, unuttun mu? Şimdi değil... Hem biraz daha ayakta durursan bayılacakmış gibi görünüyorsun. Uzan hadi... Bu arada şundan da emin olabilirsin. Koltuğun rahatlığı mağaza da test edildi. Hatta o kadar test edildi ki koltuğu almasaydım adam bana dava açabilirdi!

Öykü ne yapması gerektiğini bilemez bir halde yavaşça bana, koltuğa yaklaşırken dudakları gülümser gibi hafifçe kıvrılıyor. İçim gidiyor ona bakarken... Damarlarımı patlama noktasına getirecek o alevleri zor söndürdüm ama yeniden ateşlenmeleri o kadar kolay ki bakışlarımı zorla çekiyorum dudaklarından ve hemen sonra gözlerim üzerinde ki hırkaya takılıyor. Elimi uzatıyorum yavaşça.

__ Önce hırkanı çıkar...

__ N-neden?

__ Üzerini sıkıca örtmek için.

__ Gerek yok, üzerimde zaten!

Hafif bir iç çekiyorum Öykü'nün kendini korumak istercesine hırkasına sarılışına ama yine de elim inatla ona doğru uzanmış bekliyor.

__ Öykü, diyorum sabırla ona bakarken...

Hırkanın önü bile kapanmıyor, bu şekilde üşürsün. Üzerinden çıkar ki tamamen üzerini örtebilelim. Endişelenme hırkanı çıkardın diye...

__ Öyle bir şey düşünmedim zaten...

Başımı sallayarak gülümsüyorum hafifçe, Öykü'yse derin bir nefes alarak bakışlarını çekiyor benden ve yavaşça üzerinden çıkarıyor hırkasını. Alıyorum elinden... Yine bakmıyor bana, stresli bir hava içinde şöyle bir koltuğa baktıktan sonra yastığı düzelterek oyalanıyor biraz. Sonra da bana yer açarak koltukta geriye doğru gidip yan olarak uzanıyor, dizlerini de kendine doğru çekiyor hemen... Şimdi kendine değil, bana sığınmasını her şeyden çok istiyorum! Ona bakarken içimde binlerce farklı duygu var. İyiler... Hepsi onun için! Kötülerse benim...

Onun kapanmış gözlerine bakarken oturuyorum koltuğa, ardındansa dikkatlice üşümemesi için elimde ki hırkayı iyice örtüyorum üzerine.

İç çekiyor hafifçe... Hüzünlü de olsa gülümsüyorum o haline. Savunmasız, solgun bir melek gibi çok ama çok güzel görünüyor! Dayanamıyorum...

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin