11. Bölüm

4.7K 367 19
                                    

11. Bölüm

Öykü'nün arkasından biraz daha baktıktan sonra ayakta benden bir şeyler bekleyen Aysel'e dönüyorum.

__ Kerime Hanım gelirse onu iki dakika bekletebilir misin?
__ Elbette...

Ona hafifçe gülümsedikten sonra odama girerek arkamdan kapıyı kapatıyorum derin bir nefes eşliğinde.
Evet, buna benzer bir şey yaşamıştım daha önce! Ama o zaman dengesini kaybeden ben değildim. Ben... Ben söz konusu eğer hastamsa profesyonel olurum. Asla aklım karışmaz, ne hissettiğimi ne yaptığımı bilirim. Peki şimdi ne oluyor, ne yapıyorum?

Bu ben değilim!

Kendimi içimi saran düşüncelerle beraber bir koltuğa atarken başımı sallıyorum.

Girdiğim stres yüzünden bu haldeyim ben! Evet, üzerimde inanılmaz bir baskı var...

Korkuyorum, Öykü'den bir şey öğrenemezsem olacaklar çok keskin. Bunun vicdan yükü çok ağır! Taşımakta zorlanıyor, işimi yapmakta zorlanıyorum. Bu yüzden de kendime başka korkacak şeyler yaratıyorum. Olan şey bu... Sadece bu...

Dün geceyi unutacağım tamamen, tıpkı Öykü gibi hatırlamayacağım.

__ Senin mankene benzediğin kısmı doğruydu ama... Onlardan nefret ettiğim yalandı.

Tam rahatlamış ve kim olduğumu hatırlamışken bunlar hiç beklediğim sözler değildi.

İçimde ki her hücrenin gerildiğini hissettim yeniden ama onun bana doğru koltukta kayışı, gözlerinin doluşu beni şaşırtmıştı aynı anda... Bir sonra ki hamlenin ne olacağı konusunda hiçbir fikrim yoktu ve ben yeni mezunken bile bu kadar aptalca davranmıyordum.

__ Beni öper misin?

Bir an güldüm dayanamayarak. Bu bir tür şaka olmalıydı. Ama değildi biliyordum... Özellikle onun koltuğun arkasına yasladığı bana dönük güzel yüzüne bakarken korkmaya başlıyordum, hem de kendimden. Gözlerim dudaklarına doğru kaymak için benimle savaşıyordu.

__ Ö-öykü...

Bir an da duyduğum hıçkırık sesleri üzerine bir kez daha inanamayarak kaldım yanında. Böylesine değişken bir ruh haliyle çok karşılaşmamıştım.

__ Biliyorum. Zaten beni sadece kötüler öpmek istiyor.

Bunu öyle bir masumiyetle, hıçkırarak söylemişti ki ben de yavaşça yüzümü buruşturmuştum aynı an da. Ne yapacağımı bilemesem de kolunu tuttum yavaşça.

__ Şştt...

Öykü kolunu benden zayıf bir hamleyle kurtardı o sırada. Gözlerinde ki yaşlar o sıcak mavi bakışlarını daha da koyulaştırmıştı sanki.

__ Ben kötüyüm! Sen evlisin... Bile bile istedim bunu. Kötüyüm işte!

Beni her şartta şaşırtmayı başaran ikinci bir sarhoş tanımamıştım daha önce. Evli olduğumu nasıl, nereden çıkarttı ona da bir anlam veremiyordum ama bunu düzeltecek bir şey de çıkmıyordu dudaklarımdan çünkü içimden bir ses beni evli olarak görmesinin daha iyi olacağını söylüyordu.

Sonunda ağlamaktan vazgeçmeyen bu güzel kızın beni istekle itmesine aldırmadan sıkıca tuttum yüzünü. Gözlerimle o nemli, kızarmış masum bakışlarını yakaladım hemen ardından.

__ Sen kötü değilsin! Bunu bir an bile düşünmedim. Sen de düşünme. Tamam mı?

Bir şey söylemedi biz göz göze kalırken... Hala gözlerinde birikmiş yaşlar vardı. Çok ama çok güzeldi ellerimin arasında ancak değer gibi tutmaya başladığım o narin yüz. Bunları düşünmemem gerekiyordu ve o ruh halini üzerimden atmam. Tek bir hareket ya da bir söz, onun gözlerinin etkisinden kurtulmam için yetecekti belki de...

Aşkın SeanslarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin