20.02.2016

86 5 0
                                    

20.02.2016

Hayat zor, hayat üzücü...

Aile baskısı kadar kötü bir şey daha görmedim ben bu hayatta. Aşk acım bile hafif kalıyor.

Nefret ede ede sağlıkçı kalıyorum. Nefret ettiğim okulda, nefret ettiğim insanlara katlanmak zorunda bırakılıyorum. Her daim hayatıma burunlarını sokmalarından o kadar gına geldi ki bazen diyorum arttır kaptan sigaranın sayılarını kanser olup kısa yoldan hayatıma son vereyim.

Okumak istediğim bölümleri hep aşağıladılar. Hep ezdiler ve aldığım hiçbir kararda yanımda olup beni desteklemediler. İşte en acısı da bu.

Ve bir yenilgi daha...

Sırf evden uzakta olmak, yanlarında olmamak, kavga edip ağlamamak için onlardan para almamak için yazdım ben sağlık meslek lisesini. Yoksa öyle herkese söylediğim gibi hemşireliğe bayıldığımdan değil.

Gittim yurda. Gayet rahattım tek bir sorun vardı. Yemek. Hiçbir şey olmasın ama yemek olsun. Olmadı. Asla öyle temizlik yapmaktan, çamaşır yıkayıp ütü yapmaya sitem eden insanlardan olmadım. Bu yüzden o konularda çok sıkıntı çekmedim. Sorarsanız döndün mü eve diye, evet döndüm. Paşa paşa geri döndüm. Peki mutlu muyum? asla. Zaten mutluluk haram bana. Her heves, her mutluluk kursağımda bırakıldı.

Her zaman, her konuda küçük kardeşim desteklendi. O hayata her zaman pozitif baktığı için her zaman o daha çok sevildi. Bugün bunu dile getirdim ve annem bir anda parladı. İşte buradan da anlaşılıyor. Babam benim mezuniyetime, doğum günlerime gelemezken onun her anında yanında oldu.

Tek başıma büyüdüm ben. Tek başıma olgunlaştım. Bana arkadaşlık etmedi babam. Tamam belki imkanlardan dolayı öyle olmuş olabilir ama biz asla arkadaş gibi olamadık. Beni öyle sahiplenen, sevgisini hissettiren bir adam olmadı hiç hayatımda. Babası, annesi ile arkadaş gibi olan insanları hep kıskandım. Hayatım onların istediği şekilde yönlensin istediler. Annem hep doktor olmamı istedi. Bana ister misiniz diye soran olmadı hiç. Ben her sabah kalkıp o hastaneye giderken nasıl içten içe kahrolduğumu görmediler. Çünkü beni hastaneye geçirmek için sabahları uyanmadılar.

Mimar olmak istediğim zamansa edilen laflar hep aynı. Mimar olup çalışan, iş bulan kaç kişi var? Ulan 470 - 480 puan alıp, adam gibi bir üniversiteden mezun olup da açıkta kalan kimseyi görmedim ben daha.

Neyse bu bir aşk günlüğü. Daha fazla sorunlarımı yazıp hepinizi bunaltmayayım. Esen kalın...

Bir Aşığın GünlüğündenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin