20.Bölüm: "Herşey Yolunda (2)"

1.1K 425 90
                                    


       Vedat, varmıştı Aydın'a. Terminalde, geleceğini bilen yakın arkadaşları onu karşılamıştı habersizce. Çok sevinmişti bu sürprize. Çok özlemişti hepsini. Eve gitmeden önce hep beraber, en çok vakit geçirdikleri Seyyah Kafe'ye gittiler. Burası zaten onun evi gibiydi. Dilan ile ilk oturdukları yer olmasıyla daha da yer edinmişti hayatında. Kendini çok rahat hissettiği bu mekanda, dostlarıyla birkaç saat geçirdikten sonra evin yolunu tutmuştu artık. Çok heyecanlıydı. Daha önce bu kadar uzun süre ailesinden ayrı kalmamıştı. Her biri tek tek burnunda tütüyordu. Eve vardığında boynuna ilk atlayan annesi olmuştu. Oğlunu görür görmez ağlamaya başlamıştı. Ayrılıklarda da, kavuşmalarda da hep ağlardı o. Vedat, anne ve babasının ellerinden öptükten sonra tek tek tüm kardeşlerine sarıldı, öptü, hasret giderdi. Saat 21:10 olmasına rağmen yemek için Vedat'ı beklemişlerdi. Annesi sofrayı gösterince adeta sevinç patlaması yaşıyordu. Çünkü en sevdiği yemekleri hazırlamıştı annesi aslanına. Hiç beklemeden koşar adımlarla çöktü sofranın başına. Özellikle en sevdiği yemek olan yaprak sarması aklını başından alıyordu. Çok seviyordu ve annesinin elinden olunca bir başka lezzeti vardı. Herkes onunla ilgileniyordu.

      Aynı akşam, aynı durumlar Dilan'ın da evinde yaşanıyordu. Herkesin ilgi odağı olmuştu. Nasıl olmasındı? Belki bir daha hiç göremeyecekleri prensesleri, ölüme meydan okumuş, kavgasını kazanarak sonlandırmıştı. Böylesine muazzam ilgi karşısında ara sıra kızıyordu gülerek. Gecenin uzun sohbetlerinin ardından saat bir hayli geç olmuştu artık. Herkes birer birer çekilmişti odasına. Dilan da odasına çekilerek Vedat'ı aradı hemen.

      "Vedat'ım çok özledim sesini. O kadar alışmışım ki sana, aylar sonra senin uzakta olman beni boşluğa itti sanki. Kendimi biraz tuhaf hissediyorum. Sensiz eksiğim sanki. Böyle yarım kalmış bir kitap misali.."

      "Bilmez miyim o hisleri  Huzur? Bu hissettiğin duyguları şuan ben iliklerime kadar yaşıyorum. Uzaksın ama sanki buram buram kokunu hissediyor gibiyim. Yarım kalmışlığımızı, seni her an düşünerek tamamlamaya çalışıyorum. Sen benim içime işleyen en güzel hislerimsin."

      "Senin gibi yüreği güzel birine sahip olmak gurur verici. Ömrümün son demlerine kadar seninle olacağımı bilmek kadar güzel birşey yok sevdiğim!"

      "Son nefesimi vereceğim güne kadar senle olmaya and içtim ben Dilan'ım! Çok yakında her günümüzü beraber geçireceğimiz günler gelecek. Bugün ilk günümdü evde. Yarın konuyu açacağım bizimkilere. Sen de ailenle konuş. Yakında gelebiliriz."

      "Vedat bunu duymak bile heycanlandırıyor beni. Tamam sen konuş yarın bana haber ver. Ben de söylerim annemlere. Hadi uyuyalım artık. Çok yorulduk bugün. Seni seviyorum çocuk. İyi uykular."

      "Tamam Dilan'ım yarın konuşuruz. İyi uykular nefesim."

          Ertesi sabah kahvaltıya uyandığında herkesi sofrada görmek mutlu etmişti Vedat'ı. Bu ortamı o kadar özlemişti ki, iştahı açılmıştı birden. Bir tek babası Mehdi bey erken kalkıp dışarıya çıkmıştı ve Vedat için aradığı bir ortam olmuştu. Biraz hoş sohbetin ardından esprili bir dille derhal konuyu açtı annesine;

       "Anneciğim bizim Dilan ile olan durumumuzu biliyorsunuz hepiniz. İleriye dönük bir karar aldık ve biz evlenmek istiyoruz. Siz de aileler olarak malum süreçte birbirinizi yeterince tanıdınız. Bundan sonrası için görev size düşecek. Babamla da bi konuş istersen. Ufak bir kız isteme işi var da. Bence hemen gidelim de halledelim şu işi."

"DİLAN"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin