1.1

1.4K 140 224
                                    

~ Cuma 10:16 ~

"İmzaladığın bir anlaşma var. Unutma küçük hanım. "

Oflayarak elbisemin uçlarını çekiştirdim. Bakışlarım bana sert bir ifade ile bakan ablam ve abim arasında gidip geliyordu. En sonunda önümdeki kağıda çevirdim bakışlarımı.

Milano ile Tanışırken Yapılmayacak Davranışlar Listesi;

1) Hiçbir şekilde Milano'yu üzecek bir ifade söylemek yok.

2) İşkence metodlarından bahsetmek yok.

3) Sohbet edilmeye kalkışılmayacak. Milano sana soru sormadığı müddetçe ona bakmak bile yok.

4) Karate antrenmanlarına sığınarak onun üstünde hiçbir dövüş sanatlarının hiçbir hareketi kullanılamaz .

Ve dahası. En sonunda ise bu maddelere uymazsam bana yüklenebilecek her türlü cezayı kabul ettiğim yazıyordu. Ve benim imzam vardı.

Bir kez daha ofladım. Beyaz elbisemin eteklerini çekiştiriyordum.

"Neden elbise giymek zorundayım ki sanki? "

Ablam oturduğu koltuktan bana bir bakış attı. Makyaj bile yapmıştı. Ki bunu makyajdan hiç hazzetmeyen kendisi yapmıştı.

"Bu ona önem verdiğimizin sembolik bir ifadesi. Söylenme. Hem böyle söyleneceksen neden geldin ki? "

"İyi de ben önem vermiyorum ki... Ne vardı kotla gelsem sanki? Ayrıca deneme sınavımız vardı. Canıma değer veriyorsam okulu ekmem lazımdı. " diyerek barış işareti yaptım.

Ablam tekrar ağzını açtığı sırada abim hızla sandalyeden kalktı. Kafenin kapısından içeriye giren kızı karşılamaya gitti.

Gözlerimi kısarak kızı süzdüm. "Kot pantolonla gelmiş. Bizi hiç önemsemiyor abla. "

Ablam bu dediğime karşılık gözlerini devirdi. Ayağa kalktı ve bize doğru gelen kıza sarıldı.

Kızın topuz yaptığı sarı saçları, kahverengi gözleri vardı. Yeni marta girmemize karşın askılı bir T-shirt ve kot pantolon giymişti.

Önce abime, ardından ablama sarıldı. Tam sarılmak için için bana dönmüştü ki ayağa kalkmadığımı fark etti. Bir anlığına bocaladı. Abim öksürmüştü.

Kız başını sallayıp tekrar tebessüm etti. İstifini bozmadan elini uzattı.

"Ben Milano, küçük hanım. Sende Lucy'sin değil mi? Abinin dediği kadar birbirimize benziyormuşuz. Şey.. " Ters bakışlarımı fark edince bir an sustu. Abim kafasını duvara vurmuştu.

"Tanıştığımıza memnun oldum. " diye mırıldandı en sonunda. Eline baygın bir bakış atıp önüme döndüm.

"Şahsen ben memnun olmadım. "

Kız dediğimi şaka sanıp hafifçe güldü. Abimin ve ablamın rahatlamış tavrını seçebilmiştim.

Hepsi dangalak bunların.

Kız karşımdaki sandalyeye otururken başımı masaya gömdüm.

"Lanet olsun. " diye mırıldandım.

~~~~~~~~~~~~ 14:32 ~~~~~~~~~~~~~

"Sonra da kız abartısız o cırtlak sesiyle üç saat boyunca durmadan konuştu. Kafanı duvarlara vurmak istedim. Hayır kendimden çok ona işkence etmek isterdim. Saçındaki pireleri develer yiyesice, çikolata yiyeceğinde kaka çıkar inşallah, nar suyu diye içtiği şey kan olsun, kediler köpekler bunu gökkuşağı boyunca kovalasın sonra da ayağına tuz sürüp keçilerle dolu bir odaya hapsedelim. "

Milady ve Misaki, Milano'dan bahsetmeye başladığım andan itibaren kocaman gözlerle beni izliyorlardı.

"Ne? " diye rahatsızca sordum onlara dönüp. Misaki öksürmeye başlayınca Milady ona bakmadan yumruğunu sırtına geçirdi. Güçlü güm sesi odayı doldururken Misaki'nin öksürükleri şiddetleniyordu. "Al şunu. " diyerek Misaki'ye su şişemi uzattım. Yarı yarıya dolu şişeyi eline alırken kıpkırmızı yüzüyle teşekkür etti. Şişenin kapağını açıp suyu içmeye başladı. O her geçen saniye sakinleşirken Milady en sonunda ağzını açtı.

"Kioran-nii'nin bir sevgilisi mi var? Hatta hatta daha ötesi sözlüsü? "

"İki saattir ne anlatıyorum ben? " diyerek homurdandım. Başımı sıraya yasladım. "Evleniyor. "

"Hayallerim yıkıldı. Kioviş hayallerim.. " Tuhaf tuhaf bakarak Misaki'ye döndüm. Kara aura saçarak olduğu yerde oturuyordu. Başını eğmişti ama gözlerinin dolu dolu olduğuna dair bahsine girerdim.

"Kioviş ne be? " diye sordum. Beni tınlamadan olduğu yerde sallanmaya devam ediyordu.

Sonra bir an duraksadı. Yüzüne kocaman bir gülüş eklendi. Siyah aurası bir anda toz pembesi olmuştu.

"Aklıma harika bir fikir geldi. " Hızla telefonunu alıp sıradan kalktı. Milady ile onun peşine düşmeden önce son kez tuhaf tuhaf bakıştık ve sonra da koşar adımlarla sınıftan çıktık.

Merdivenleri adeta uçarak inen Misaki'yi takip ederek kantinin önünde durduk. Ona ne yaptığımızı soracakken kantinden çıkan Kahviş'i gördüm. Elindeki şekeri açmaya çalışıyordu, kaşlarını çatmıştı. Bizi daha fark etmemişti.

Misaki hızla telefonu kameraya alarak videoyu açtı. Kahviş'in önüne dikildi.

"Aa Misaki, selam. " dedi Kahviş. Sonra da kızın ona doğru tuttuğu telefonu fark etti. "Ne yapıyorsun sen? "

Misaki kıkırdadı. " Birazdan sana söyleyeceğim şey için, tepkini kaydetmem gerektiğini hissediyorum."

"Ne diyeceksin ki? " diyerek kaşlarını çattı Kahviş. Misaki genzini temizledi. "Bu habere kendini hazır hissediyor musun? "

"Evet. Neyse artık söyle hadi."

"Kahviş. Bunu söylemek beni de üzüyor ama; Kioran evlenecekmiş. "

Kaşlarımı çattım. Neden bunu Kahviş'e söylediğini anlayamamıştım.

O sırada hızla yere düşen Kahviş'i fark ettim. İrkilerek yerimden sıçradım.

Etrafına yaydığı aura yetmiyormuş gibi gözleri dolmuştu. Kollarını kendine sararak sallanmaya başladı. Hızla yanına çöktüm.

"Kahviş ne oldu? Bir yerin mi ağrıyor? Ne oldu birden böyle? "

Hızla ateşi var mı diye elimi alnına dayadım. Normal duruyordu.

Milady ve Misaki'de yanıma çömelmişti. Misaki kamerayı kapatıp telefonu cebine koymuştu. Kahviş'in ismini sesleniyordu onlarda. Kahviş ağzını açtığında adım akıllı bir şeyler söyleyecek diye sevinmiştim. Ne kadar yanılmışım.

"YAYDAN ÇIKAN OK GERİ DÖNEMEZ!" Koridorun ortasında böğüre böğrüe şarkı söylemeye başlamıştı."KİMSE KARARIMI DEĞİŞTİREMEZ! BEN DAHA BAŞTAN SÖYLEYEYİM, MESAJINI ALMIŞTIR O! Laylalalaylaylaylalaylay hey! Güvendiğin dağlara kar yağdı, yazık çok yazık... "

Mırıldanan Kahviş'in sol kolunun altına ben, sağ kolunun altına Milady girdi. Misaki yanımızdan yürürken "Tırlattı iyice bu..." diyerek homurdanmıştı.

"Bugün günlerden aşk ertesi, başucumda nöbette ayrılığın soğuk nefesi. Acıyor derin yarası, acıyor derin nefesi. Ne tadı kaldı gönlümün ne de hevesi. " Bir anlığına durup ellerini çarprazladı. "Oppa gangam style! Yee zehzi beybi, yo. Yo. "

"İlk hedefimiz; Kahviş'in evi! İlerleyin askerler!"

***

Ya bu kadar sıkıcı bir bölüm için özür dilerim. Ama böyle bir bölümü gidişat için yazmalıydım. Ayrıca okuldayım. Deneme sınavı olduk. Hocalar beni bakışlarıyla katlediyor filan.

Eve gidiyim bi aklımda müko bir 1.2 var hihihihuhuhe *-*

Kendinize iyi bakın! ^^

(Medya internetsiz ortamda resim bulamama keyfisi dkdjödjxmxkd)

Ejder Masalı |Texting-NaLu| -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin