~ 08:12 ~ Lucy ~
Güneş doğalı çok olmuştu. Yarı aralık perdeden güneş ışınları karanlık koridora girerek enerjik bir havayla ortalığı aydınlatıyorlardı.
Elimdeki yastığı sıktım. Parmakuçlarımda ilerlediğim ahşap parkeler ufak da olsa her gıcırdadığında irkiliyor, birkaç saniye hareket etmeden kulak kesiliyordum 'Uyanan var mı?' diye.
Sonuç itibariyle kendi kendime paranoyaklaştırdığım o ses aslında kimseyi etkilememiş oluyordu.
Köşeyi dönerek büyük yatak odasının eşiğinden geçtim. Yatağında horul horul uyuyan dev(!) varlığımdan habersiz gibiydi. Elimdeki yastığı eskiden olduğu yerden küçük bir açı yaparak kaldırdım.
Ardından beni duymasını umursamadan adımlarımı hızlandırdım -eşliğinde parkelerin üstünde öküz tepiniyormuş gibi bir ses oluşmuştu - ve kalan son birkaç adımda yatağın üstüne zıplayarak yastığımı uykulu bedenine geçirdim.
"Gü-nay-dın! "
"Bir sakin olsana be Lucy... " diye homurdanarak arkasını döndü dedem. Hafifçe ciyakladım. "Dede bu sahnede uyanıp beni kovman gerekiyordu! "
"Bunu yapmak için hem fazla uykuluyum hem de fazla yaşlıyım. O yüzden git de İvan'a yap. "
"Hey, neden ben? " İvan Dayımın kapıdan gelen sesiyle başım o tarafa döndü. İvan dayım, Laxus-nii, Skiadrum ve Weisslogia dayılarım, Rogue, ablam ve abim kapıdan bizi dikizliyordu. " Siz ne ara geldiniz? " diye şaşkınca sorduğumda Laxus-nii parkeleri işaret etti.
"Çıkan sesi duymadın herhalde? Evi fil ordusu basmış gibiydi. "
Gözlerimi kısarak hepsine baktım. "Ayıp ediyorsunuz ama. " diye mırıldandım. Daha fazla söylenmeden dedemin yatağından kalktım ve paytak adımlarla bir ordunun biriktiği kapıya doğru ilerledim. Abim ve Laxus-nii'nin arasında kalan Kahviş bana tip tip bakıyordu.
Aslında hepsi bana bakıyordu hala.
"Ne var? " diye sordum homurdanarak.
"Lucy.. " İvan dayımın başladığı cümleyi abim tamamladı. "Biz açız. "
'Lucy kadar tepenize mamut yağsın. '
Tabii ki bunu onlara söyleyemezdim. Özellikle yedi erkek midesini tutmuş size son ümitleriymişçesine bakarken.
Salona bitişik mutfağa geçerken koltukta hala horul horul uyuyan Misaki'ye baktım. Yanımda ilerleyen
Kahviş'e döndüm. "Milady nerede? ""Bilmem. " diyip omuz silkti. "Sabahın yedisinde önemli bir işi olduğunu söyleyip çıktı. " Efkarlı bakışlarını bana çevirdi. "Hem de nasıl biliyor musun? Uyuyordum ben tamam mı? Böyle, tam rüyamda ablam sarma yapıyordu bana bütün sarmaları ben yiyordum. Sonra ablam hönkürüyordu, tekrar sarma yapıyordu. O yapıyordu ben yiyordum, o yapıyordu ben yiyordum. O sırada fışırt yandan bir acı geldi. 'Anem ne bu ?' dedim yine de takmadan sarma yemeye devam ettim. Ablam tam dolmaları çıkarttı Milady salağı karşımda bağırıyor bana. Ne diye hem de biliyor musun? 'Uyan Kahviş,ben acil bir işim olduğu için gidiyorum. Uyanınca bunu Lucy'ye söylemelisin' Ula gerizekalı, sanki FBİ görevi veriyor. Sanki kendisi FBİ ajanı. Ne bu şiddet bu celal ya? Onun yüzünden zaten gitti güzelim sarmalar, dolmalar. Lucy, Milady dönünce onu kesinlikle idam etmeliyiz. "
"Kahviş... " Dolaptan tencereyi çıkartırken nihayet onu susturabilmiş, üstüne dikkatini çekebilmiştim. "Az sus da motorun soğusun. "
"Peki kaptan. " Paytak adımlarla salona geçerek Misaki'nin yattığı koltuğun başına tünedi. Başta yanından geçip gidecekmiş gibiydi ama Misaki horultumsu bir ses çıkartınca bakışları direk Misaki'ye odaklanmıştı. Kötü karı kahkahasını sessizce atarak işaret parmağıyla Misaki'nin tek burun deliğini kapadı. Misaki homurdanarak elinin üstüne hafifçe bir tokat atıp öteki tarafa döndü. Kahviş elini çekip sehpanın üstünde süs niyetine duran kuş tüyünü aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Masalı |Texting-NaLu| -TAMAMLANDI-
أدب الهواةOkulun genç kızın üstüne yarattığı sıkıcı etkiyle genç kız eve girer girmez çantasını bir kenara fırlatmıştı. Derin bir nefes aldı. Bir sosyal hikaye platformu olan Wattpad'de paylaştığı hikayeye gelen yorumlar telefonu titreştirerek kendini belli e...