Ejder Masalı |Texting-NaLu| -TAMAMLANDI-

3.8

~ Çarşamba 08:12 ~

"Yapma diyordu melekler. Yapma, etme. Şu üç salağı terk etme. Cehennem-i mani bir yerde dostları terk etmek günahtır. Gitme diyordu Kahviş. Soluyordu yüzü. Ağrına gidiyordu müdürle Lucy'siz bir gün. Işımıyordu gülümsemesi. "

"Amma abarttınız ha. " diyerek gözlerimi devirdim. Kapıda gözleri dolu dolu duran Misaki, Milady ve Kahviş'e baktım. Abim arkadan geçerken onları fark edince duraksadı.

"Kioran-nii! Lise son sınavları yaklaşırken Lucy'yi bizden alma! Ona bu kötülüğü etme! "

Şaşkınlıkla geriledim azıcık. "Ne kadar da fesat düşüncelisiniz! "

Kahviş bana 'Sus kız' temalı bakışlarını atınca ağzımı kapadım. Onlar abime yalvarma işlemine devam ederken yeni uyanmış abim şaşkınlıkla saçlarını karıştırarak olayları kavramaya çalışıyordu.

"Lucy okula gitmiyor mu? " diye sorduğunda "Bilmiyor muydun?! " diye bir çığırış kapladı ortalığı.

Abim bana dönünce sakince omuzlarımı silktim. "Herhalde okula gitmiyorum. "

"Dün gece söyleseydin, dur ben rapor işini halledeyim. Niye dün gece vaktimiz bolken söylemezsin ki?! "

Poker face bakışları atarak bembeyaz kesilen üçlüye dönerek kötü karı kahkahası attım. Kahviş sinirle pantolonunu silkerek abime yalvarmak için eğildiği zeminden kalktı.

"Tamam Luce,  o zaman biz okula gidiyoruz. "

Kapıdan çıkarken alnımı öptü. Lan Eylem Abla buna bugün bir şey içirerek mi uyandırmıştı?

"Bebeğin cinsiyetini öğrendiğinizde bize mesaj atarsın! "

"Biz de sana notları atarız! " diye bağırarak kapıdan çıktılar.

O an anladım. Onlar da bebek için oldukça heyecanlıydı.

Hafifçe gülümseyerek kapı kolunu tuttum. "Atarım! "

O sırada etrafa tren görmüş öküz gibi bakan abim bana döndü. "Ben ne yapacaktım?"

"Galiba kahvaltı hazırlayıp, Milano'yu uyandırıp bana kredi kartını verecektin. "

"He tamam. Sağ ol Lucy." diyerek merdivenlerden çıkmaya başladı. Arkasında sessizce kötü karı kahkahaları atan kızdan bi' haber...

~ 09:14 ~

Karşımda rahatsızca kıpırdanan Milano'yu izlemeyi sürdürdüm. En sonunda ağzını açıp konuştu. "Kioran çişim geldi. "

"Az daha sabret güzelim. Süre dolmak üzere. "

Milano sinirle dudaklarını bükerek deri koltukta kıpırdanmayı sürdürdü. Etraftakiler duyulan osuruğumsu sesler yüzünden ona bakarken o tınlamıyordu bile.

Jinekolog kapısının önünde bir hemşire başını eşikten uzattı. "Bayan Asha? Sıra sizde."

Milano konuşamayacak duruma gelmişti. Aynı anda hem kızaran hem de moraran yüzüyle bir penguen gibi jinekoloğa doğru ilerlemeye başladı. Abimle onu yavaş adımlarla takip ediyorduk.

İçeriye girince doktor gülümseyerek Milano'ya yatağa uzanması için yardımcı oldu. Kazağın ucunu açıp kremi sürerken "Bayan Asha? " diye seslendi.

Milano sürekli açılıp kapan dudaklarından bir kelime çıkartmayı başarmıştı. "E-efendim? "

"Heyecanlı mısınız? "

"Yani... " diye mırıldandı doktor tuhaf cihazımsı şeyin önünde dikilirken. "Cinsiyeti açısından ne düşünüyordunuz? "

"Şey ben aslında erkek olur diye düşünmüştüm. "