Bölümde bahsi geçen hikaye Onedio sitesine aittir.
Rahatsız olacaklar okumayabilir. Yani Kayau antilerine sesleniyorum. Çünkü bölüm sırf Kayau içeriyor.
~ Cumartesi 23:45 ~
"Ameliyathaneden çıkan doktor, dördüncü kattaki ofisine inmek için asansöre bindi. Yanında bir de hasta vardı. Asansör sekizinci kata gelip durdu ve kapıları açıldı. Asansör kapısının önünde küçük bir çocuk dikiliyordu.
"Aşağı mı iniyor?" diye sordu çocuk. Doktor, çocuğu dikkatlice süzdü ve cevap verdi:
-"Hayır, yukarı çıkıyor." Düğmeye bastı ve asansörün kapıları kapandı. Yanındaki hasta, doktora dönüp sordu:
-"Neden çocuğun bizimle birlikte asansöre binmesine izin vermedin? Aşağı iniyorduk zaten." Doktor:
-"Çocuk çoktan ölmüştü. Geçtiğimiz gün lösemi yüzünden hayatını kaybetti."
-"Ölü olduğunu nerden çıkardın?" diye sordu hasta.
-"Sol bileğindeki mavi bilekliği görmedin mi? Ölenleri morga götürülmeleri için mavi bileklikle işaretlerler." dedi doktor.
-"Benimki gibi mi yani?" dedi hasta bilekliğini doktora göstererek. "
Kahviş yatağında dönerek koltuktan ona bakan Oyau'ya baktı. Gözlerini kıstı. Hafifçe doğruldu. "Ne düşünüyorsun?"
Kahviş ise onu tınlamadan örtüyü üstünden ittirdi. Yatağının kenarından duran sehpadan tenis topunu aldı. Ve sükunetle Oyau'nun suratına fırlattı.
"SANA DEMİŞTİM Kİ "BANA MASAL ANLAT!" NE BİÇİM MASAL BU AMIK! ARDI ARDINA BEŞ KORKU HİKAYESİ Mİ ANLATILIR!?"
Kahviş sinirle eline geleni Oyau'ya fırlatırken Oyau topuklarını götüne vura vura odadan çıktı. Salona indiğinde Milano'nun kitap arşivini salona dökmüş üç kıza bakakaldı.
"Bu iş konusunda ciddi misiniz?"
"Sonuçta dilemem gereken bir özür var."
"Biz de ona yardım ediyoruz."
"Kızlar." diyip dolu dolu gözlerini diğer ikisine çevirdi Lucy. Onlar 'Biz Kızız Duygusalız' temalı sarılışını yaparken kitapların üstüne salyasını akıtan Natsu'nun kulağına eğildi. "Biraz daha böyle durursan Lucy seni uçurur."
Natsu tek gözünü açıp ona baktı. "Bana kıyamaz o."
Oyau gülerek orta parmak hareketi çekti. Ardından kendisini koltuklardan birisine attı. Bu sırada kızlar sarılmayı bitirmişlerdi. Lucy kitapları koltuğa yığarken "Kahviş'e o şeyi anlatmak istediğinden emin misin sen?" diye sordu.
Oyau başını koltuğa yasladı. "Çoktan anlattım bile."
Kızlar gergince bakıştıklarında Oyau'nun içine kurt düşmüştü. "Bir sorun mu var?"
"Aslında..." diyerek cümleye başladı Milady. "Var gibi. Sonuçta sadece Winx izlediği için üç yıl boyunca her gece altına sıçan birisinden bahsediyoruz. Basit bir korku hikayesi olsa da Kahviş'in büyük olasılık götü tutuşmuştur."
Oyau gözlerini yumdu. Uyumaya çalışıyordu. "Bir şey olmaz o dingile."
~ 01:13 ~
Oyau sırıtarak elindeki bıçağı göz hizasına getirdi. Evin içerisinde yankılanan horultu sesleri tüm evin uykuya daldığını gösteriyordu.
"Nihayet intikamımı alabileceğim." diyerek dudaklarını yaladı. Evin içerisindeki parkelere ses çıkartmamaya dikkat ederek Kahviş'in odasına uzanan merdivenleri çıkıyordu.
Sırtını duvara yaslayarak ilerliyordu. En sonunda diğer kapılardan farklı olarak masmavi olan kapının önünde durduğunda Kahviş'in kötü karısını taklit etmeye çalıştı.
"Nihahahahahaha."
Yüzünü buruşturdu. "Olmadı ya." diyerek homurdandı. 'Birileri duymuş mu?' diye etrafta göz gezdirdi. Ancak horultular evi titretmeye devam ediyordu. "Şu kahkahaya daha sonra çalışırım."
Kapıyı yavaşça ittirdi. Ayaklarını çaprazlamış ilerliyordu. Yüzündeki sinsi sırıtış hiç kaybolmamıştı. Bıçağı hafifçe havaya atıp sapından tekrar yakaladı. Parkelerde ilerlerken karyolanın üstünde yatan bedeni seçebiliyordu. Kendisini hemen hemen tamamen örtüyle kaplamıştı. Sadece soluk ışığın altında rengi belli olan kahverengi saçları seçilebiliyordu.
Tam odaya uyutucu spreyi sıkacakken örtünün bile sürekli titrediğini görünce gözlerini kırpıştırdı. "Kahviş?" diye seslendi fısıldayarak. Sesi odayı doldururken beden titremeyi kesmiş, kasılmıştı. "N-ne?" diye sordu titreyen sesiyle. Burnunu çekince, Oyau'nun elindeki bıçak takırdayarak yere düşmüştü. Cidden anlattığı saçma salak hikaye bu dangalağı korkutmuş muydu?
Bir süre Kahviş'i süzdü. Konuşmaya başladığından beri titremesi dinmiş gibiydi. Gerçi çocuğa fark ettirmeden ardı ardına bir beş korku hikayesi anlatmıştı. Misakiler'in dediği de ele alınırsa sanırsa Kahviş psikopata bağlayıp onu kesmediği için mutlu olmalıydı.
"Ne var lan d-desene?"
Sesi bir kez daha titrediğinde Oyau sıkıntıyla nefesini verdi. Ayağındaki terlikleri çıkartarak yatağın üstüne kuruldu. Gerçi bunu yapar yapmaz karyola korkunç bir gıcırtı çıkartmıştı ve Kahviş adeta kısılmış bedeniyle hafifçe sıçramıştı.
"Sorun yok. Az kaykıl kenara."
Parıldayan, meraklı ve de korkmuş kahverengi gözler ona döndü. "Ha?" Ve tüm romantikliğin içine sıçıldı.
Oyau sıkıntıyla nefesini üfledi. Ancak düşünceleri oluşturduğu gülümsemeyle beraber oldukça absürt kaçıyordu. "Kay dedim. İlla iteyim mi seni yataktan?"
Yorganın altına girerek başını yastığa yasladı. Kahviş ise sırtını ona dönmüş yatıyordu. Oyau onu dikizleme işlemine devam etti.
Titremesi daha da azalmıştı. Ama hala devam ediyordu.
"Küçük bir çocuk musun nesin sen?"
"Benden kırk yaş büyük birine göre; evet bücürüm."
Aldığı cevapla Kahviş'in sinirlerinin de gerildiğini anladı Oyau. Kahviş'i belinden yakalayıp sarıldığında beden gece boyunca alıştığı bir şekilde kaskatı kesilmişti.
"N'apıyon lan?! Sapık mısın?"
"He sapığım kanka. Az sonra seni soyup tecavüz edeceğim. Oldu mu?"
Kahviş başını ona çevirirken hafifçe kaldırmış ve saçlarını sallamıştı. "Cazbime dayanamadın değil mi?"
"He yav ondan."
Aralarında uzun bir süre sessizlik oldu. Ardından Kahviş kendisinden beklenmeyen bir şey yapıp Oyau'ya sıkıca sarıldı.
"Sağ ol. Ve Allah belanı versin."
Oyau gözlerini devirdi. "Yanlış anlama, sorumluyum sonuçta. Masalları anlatan bendim."
"Masal deme lan şunlara!" Kahviş duraksadı. Ardından gözlerini yumdu. "Zaten sorgulamamıştım bile."
"Uyu o zaman."
"SEN ZIBAR LAN ASIL!"
Kahviş sinirle arkasını döndü. "Oyasumi."
Oyau'da sitemle ona arkasını döndü. "Oyasumi."
Ortada ikisininde fark etmediği korkunç bir detay vardı. Şimdi demek isterdim ki dolap kapağının arından bir yaratık onları dikizliyordu. Tırnaklarını bileyerek kötü karı kahkahası atıyordu.
Ama ortadaki durum çok daha beterdi.
Birbirlerine sırtlarını dönmüş olsa da, ikisi de fark etmemişti bunu, birbirlerinin elleri kenetlenmişti.
Sıçtığımın romantikleri. Gidiyorum ben.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ejder Masalı |Texting-NaLu| -TAMAMLANDI-
FanficOkulun genç kızın üstüne yarattığı sıkıcı etkiyle genç kız eve girer girmez çantasını bir kenara fırlatmıştı. Derin bir nefes aldı. Bir sosyal hikaye platformu olan Wattpad'de paylaştığı hikayeye gelen yorumlar telefonu titreştirerek kendini belli e...