BAYBARS Düşüş (DÜZENLEMEDE)

11. Bölüm: İz

Esirlerini satmak isteyen tüccarların ve istedikleri köleleri daha ucuza almak için pazarlık yapan halkın, pazarda yankılanan karışık sesi kesilmişti.

Hepsi susmuştu.

Hepsi beni dinliyordu.

Gözleri beni izliyordu.

Şam'ın en zengin kadını bana bakmaya devam ediyordu.

"Beni satın alın. Pişman olmazsınız." dedim yüksek sesle.

Kadın; "Neden almam gerekiyor seni?"

"Yaşımın küçük olduğuna bakmayın. Kıpçak Türkü'yüm, istediğiniz birçok işi yapabilirim. Bilirsiniz Kıpçak kadınları güzellikleri ve hamaratlıkları ile ünlüdür."

Kadın uzun süre bana baktı. "Bir cariyeye ihtiyacım yok. " dedi.

Pazar hâlâ bizi dinliyordu. Kimseden ses çıkmıyordu.

İçlerinden bir adam çıktı. "Kendini pazarlayan, satmaya çalışan bir köle. Bu kızı ben istiyorum. Fiyatı ne kadar?"

Ruhi bağırdı. "50 dinar."

"Alıyo..."

"Ben 60 dinar veriyorum."

Başka bir adam bağırıyordu şimdide.

Sonra diğeri. "Böylesi bir daha denk gelmez. Kendini satmaya çalışan bir köleyi ne duydum ne de gördüm. 70 dinar veriyorum."

Derken fiyatım yükseldi de yükseldi.

En son 200 dedi biri.

Kalabalığın arasından geldiği için sesi, kim olduğunu görmedim.

Son sesi duyunca sessizleşti ortam. Kimse fiyatı artırmadı.

Daha yeni seslendiğim kadın ise bana bakmaya devam ediyordu. Beni almak gibi bir niyeti yoktu. Çünkü açık artırmaya hiç katılmamıştı.

İhtiyacım yok demişti. İhtiyacı olmadığı hâlde neden bir köleye bu kadar altın versin ki?

Ruhi'nin sesi yankılandı pazarda.

"Artıran yok mu?"

Sessizlik.

"200 dinar denildi en son. Artıran yok mu?"

Sessizlik.

"O zaman bende bu güzel Kıpçak kızını satıyo..."

"250 altın. Kız benim."

Mavi gözlü, zengin Şam kadınıydı konuşan.

Ruhi güldü. "250'den çok verecek var mı?"

Tabii yoktu.

Gülümsedim.

"250'ye bu kızı sattım."

Kadının yanına indim hemen.

Bizi daha iyi görebilmek için yüksekte olan taşlıktan iner inmez;

"Kardeşim de var burada. Lütfen bizi ayırmayın. Siz çok zengin ve güçlüsünüz. Ne isterseniz yaparım. "

Ruhi'ye döndü kadın. "Kızın kardeşini görmek isterim."

Aysar ayağa kalktı ve bize doğru birkaç adım attı.

"Kaç dinar istersin bu ateş parçasına."

"90 dinar."

"100 dinar veriyorum."

"Kız senindir artık."