Abar Noyan.
İsmi buydu.
Tansel'in keskin kılıcı beni öldürmek için kınından çıkmıştı.
Ölümün soğuk gölgesi üzerimdeydi.
Kurtuluş bana çok yakındı.
Ama olmadı! Adı Abar olan Moğol yüzünden bu olmadı.
Babamın yıllar önce bana söyledikleri canlandı hafızamda.
"Kendimi o ağaçta yalnız kalmış yaprak gibi hissediyordum. Sonra seni aldım kollarımın arasına. Kendimi en çaresiz ve kimsesiz hissettiğim bir anda."
Babam biraz durmuş sonra devam etmişti sözlerine. Benim yıllardır anlamadığım ve unutamadığım şu cümleyi kurmuştu;
"Sonra anladım ki o yaprak kuruyup dalından düşse bile, ilkbahar geldiğinde tekrar dirilecekti."
Kurumuş bir yaprak nasıl dirilirdi ki?
Ben tekrardan yaşamak isteyebilir miydim ki?
Topraktan insanı yaratan Allah benimle birlikte değil miydi?
Yaprağa can veren benimde içime yaşama isteğini üflemez miydi?
Üflerdi elbet!
Kardeşlerimi asla bırakamazdım. Hepsinin bana ihtiyacı vardı. Benimde onlara. Bu cehennemden beraber çıkacaktık. Yaralarımızı saracak, geçmişin kötü izini silecektik. Bunu hep beraber yapacaktık.
Yaprak tekrardan can bulacak, yeşerecekti!
O zaman anladım ismimin sıradan bir anlamı olmadığını.
Kurumuş yapraktı Hazal demek.
Kurumuş, sonu gelmiş, kimsesiz bir yaprak demekti.
Ama bütün anlamı bu değildi.
İçinde ümit vardı, kurtuluş vardı, özgürlük vardı Hazal'ın.
Hazal. Yok, olmuş bir hayatın tekrardan dirilişi demekti.
Hazal Tuğrul kuşu demekti.
Hazal tekrardan yeşermek demekti.
Tekrardan hayat bulmak, yaşamak demekti.
Benimde adım Hazal ise yemin olsun ki bu cehennemden kardeşlerim ile birlikte çıkacağım!
Omuzlarımdan tutup kaldırdı Abar Noyan beni. Yüzüme dikkatlice bakıp. "Bu imkânsız!" dedi.
Biraz durdu ve bana bakmaya devam etti. Eliyle hâlâ yerde duran Moğollara kalkması için işaret etti. Tansel dâhil hepsi yerden kalktı.
Moğollar yerden kalkınca Abar elini omuzlarımdan çekti ve Tansel'e döndü. Tuttuğum nefesimi bıraktım ve Abar'ı dinlemeye başladım.
"Bu kız ve çocuklar artık benimdir. Onlara bir daha dokunayım deme Tansel!"
"Ama Noy..."
"Obanın yarısını öldürmüşsün zaten. Diğer yarısını da askerlerim buldu. Onlarda senin olsun. İstediğim tek şey bu kız ve kardeşleri. Bütün oba ve ganimetleri sana veriyorum." dedi.
Tansel'in yüzü buna rağmen gülmemişti. Hatta kasılmıştı. Abar'ın söylediklerinden memnun olmadığı belliydi.
Kılıcını toprağa sapladı alev almış gözleri Abar'a bakarken. Sonrada atına binip uzaklaştı şimşek hızıyla.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAYBARS Düşüş (DÜZENLEMEDE)
Tarihi KurguSonumuz hikayemizin başladığı yerdi. Yaşlı kadın bana biraz daha yaklaşarak bu seferde; "Mısır'ın ve Suriye'nin en güzel sultanı, kraliçesi" demişti. Artık onu duymazlıktan gelmeye dayanamayarak başımı onun olduğu tarafa çevirmiş, insanın içine işl...