~ Düzenlenme tarihi: 17.04.2017 ~
Her güzel şeyin bir sonu olur. İyi ya da kötü. Her ne kadar istemesek de zaman akmaya devam eder ve sona ulaşır.Şimdi, uçakta tam bu kavramı yaşıyordum aslında. O güzel, huzur dolu tatilin sonuna gelmiştim. Tabii son üç gün, abimin başımda bekleyip saatlerce ders çalıştırması, kesinlikle bu güzel ve huzur kavramlarına girmiyordu! Bu kavrama giren şeyler gezmeler, bahçede abimlerin yaptığı maç ve hep birlikte geçirdiğimiz zamanlar oluyordu.
Üstelik, Serra ve Berra'dan da çok uzaktım artık.
Tatil bitmişti zaten. Yarın okula gidecektim ve sınav da yaklaşıyordu. Ayrıca, Yalın'a yakın kalma sebebim de yoktu şu an. Gerçekten Türkiye'ye dönerken bu duyguları yaşamak hiç iç açıcı değildi!
Düşüncelerime tercüman olan yüz ifademi izleyen abimi fark edince bende ona bakmaya başladım. Hafif gülümseyip "Çirkin." dediğinde kızıyor gibi yapmak istesem de gülümsemeden edemedim. Abimde bir haller vardı. Farklı davranıyordu! Sanki... Bir haftadır çikolatalı süt içememiş gibiydi. Ya da, yazın ortasında dondurma yasağı olan çocuk gibi. Fark ettim de, abimde cidden kötü bir şey vardı!
Abime dönüp, "İyi misin sen?" diye sorarken o, ani tavrıma karşılık kaşlarını kaldırdı. Gözlerimdeki endişeyi anlamlandıramadığı belliydi. Tereddütle "Evet, neden?" diye sorduğunda kaşlarımı çattım. "Çok ciddi duruyorsun şu aralar," diye mırıldanırken yutkundum. "Sanki bir şey olmuş gibi dikkatle bakıyorsun abi. Bir sorun yok, değil mi?"
Araya giren "Lütfen emniyet kemerlerinizi bağlayınız, inişe geçiyoruz." anonsuna sinirle kaşlarımı çatarken, kemerimi taktım. Abim de gülüp kemerini takmıştı ama cevap vermemişti. Bunu üstelemek istiyordum fakat önümüzde oturan Yalın'ın yanındaki kız hareketlenince oraya odaklandım. Yalın uyuyordu, ama abim uyuyacağı zaman "Kemerini tak bir de seni kemer için uyandırmakla uğraşamam." diyerek, nazik (!) bir dille uyarmıştı. Şu anda da kızın Yalın'ı uyandırmak için bir sebebi yoktu ama o cilveli sesiyle uyandırmak için bir şeyler söylüyordu!
Gözlerim kısılırken başımı başka tarafa çevirdim. Sonuçta beni ilgilendirmiyordu. İlgilendirmemeliydi!
Uçak iniş yaptığında vakit kaybetmeden kemerimi çözdüm ve merdivenlere ilerledim. Abim bana bir an öylece baksa da sonra kaşlarını çatıp derin bir nefes aldı. Aslında burada sinirleneceği bir şey yoktu ama canını sıkan şey başka gibiydi. Bir de garip tavırları vardı. Bu iş, daha da canımı sıkarken somurttum.
Uçaktan inince abimleri gelmesi için beklemeye başladım. Ayrıca valizler de vardı ve onları alabileceğimi sanmıyordum. Abim bana kısa bir bakış atıp giderken, Yalın da peşindeydi. Uçağa binmek için beklediğimiz yere gidip oturdum. Onları burada bekleyebilirdim.
Oturduğum yer, tam olarak gideceğimiz zaman beklediğimiz yerdi. Çabuk geçmişti bu bir hafta. Bugün resmen pazardı ve yarın okula ben de gidecektim. Sıkı tempo devam edecek, üniversite sınavı için heyecanım artacaktı. Onun haricinde, tam bir adım önde Yalın'ın bizimde geleceğini öğrenmiştim. Ve... Abim bana bir şey demişti! Neydi o?
"Anlamak istediğim bir şey var."
Bu gizli şeyler canımı iyice sıkıyordu gerçekten! Abim valizlerle yanıma gelince kaşlarımı çattım. Giderken bir valizim vardı ama yurtdışından yaptığım giyim alışverişleri ve çikolatalarla, o valiz ikiye çıkmıştı. Tam nerede olduğunu soracaktım ki, arkadaki Yalın'ı ve elindeki valizimi fark ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARTOPU SAVAŞI
Literatura Feminina-DÜZENLENİYOR- ❄️ Kapak: aslkuday4 Karların erimeye başladığı zamandı. Her bir özel kar tanesi, yine mutluluk getirmişti dünyaya. Ama bu sefer, yalnız dönmüyorlardı yeryüzünden. Güneş sıcağının vurmasıyla birlikte buhar olup giderken, kızın değerli...