~Düzenlenme Tarihi:31.05.2017~
Özlem... Hasret... Şaşkınlık...
O burada... Yalın, burada! Sesi, yüzü, kokusu burada! Özlem duyduğum adam burada...
Bazen bir hissi çok derin yaşar insan. Ben, özlemi en derinimde hissediyordum. Ama biliyordum ki, bu özlem bir gün yerini mutluluğa bırakacaktı. Öyle, ya da böyle. Tam olarak huzur bana gelmese de, ben biraz olsun bunda kazanacaktım.
Bu özlemin de sonu gelecek. En azından, ben öyle umuyordum.Bunun sonu ya her daim yanımda olmasıyla, ya da alışmışlıkla gelecekti.
Buna ise, benim dünyamdaki baş karakter karar verecekti.❄ Yalın'dan...
"Neden Yalın, neden?"
Ateş'in sorusuna cevap vermeyip yere bakmaya devam ettim. Haklıydı, ama kendimce sebeplerim vardı. İşte bu yüzden, bunalıyordum.
Ateş ısrarlarına devam ederken, "Neden Hira sana bu kadar iyi geliyorken onun yanında değilsin?" diyerek diretti. Ellerimi sıkkınlık hissiyle yüzüme götürürken, konuşamadım. Başka çarem yok, demek istedim. Bahanem yok. Yanımda olması için bir sebep var evet, hemde çok büyük bir sebep ama o sebep ise tek taraflı işe yaramıyor.
Büyük bir hiddetle ayağa kalkan arkadaşım, "Eskisi gibi oluyorsun Yalın!" diyerek bağırdı. "Mutlu oluyorsun, gülüyorsun! Bu fırsat elindeyken neden geri itiyorsun? Neden kendine kötülük ediyorsun oğlum sen?!" Ateş'e dik dik bakıp, nefesimi dışarı üfledim. Söyledikleri beni etkiliyordu ama beni kararsız bıraktığı için sinir de oluyordum ona.
Derin bir nefes alırken, "Ne istiyorsun Ateş?" dedim. Sinirli yüzüne karışmış gülümsemeyle, "Hira'yla ilk zamanlarda olduğu gibi, yakın olmanı!" dediğinde kaşlarım çatıldı. Artık, ben de konuşacaktım. Sinir, kendini gösterirken çaresizlik de eklenince ikisi ağır geldi bana. Bu iki duygu şuan bir o kadar baskın olduğu gibi, çok da büyüktü.
"Nasıl olacak o Ateş?" derken, istemsizce sesim yükseldi. "Bende istiyorum melek gibi gördüğüm kızın kollarımın arasında olmasını! Seviyorum onu ulan! Ama olmuyor tamam mı? Olmuyor!" diye bağırırken, nefes alış verişlerim hızlandı. Ellerimi sinirle saçlarım arasından geçirirken, ani itiraflarım altında eziliyordum. Derin bir nefes alırken daha sakin bir şekilde, ",Ne diyeceğim kıza?" diye sordum. "Yanımda olması için bir sebep mi kaldı ki, eskisi gibi olalım diyeceğim?"
Böyle de patlamıştım işte. Çaresizliği her zerremde hissediyordum. Kurtulmak istiyordum bu duygudan ama bunun için birine ihtiyacım vardı. Tek bir kişiye, Hira'ya...
Ateş gülerken, "Evet, eskisi gibi olmanız için bir sebep var kardeşim." derken, kahkaha attı. Benim aksime böyle gülmesi canımı sıkarken, gözlerim kısıldı. Ateş'in, "İtiraf ettin ya, seviyorsun! Bu en büyük sebep işte, daha ne?" diyerek devam etmesiyle dişlerimi sıktım. Tek taraflı aşk olsaydı dünyadaki platonik her insan mutlu olurdu zaten!
"Tek benim sevmem yetmiyor işte!"
Ateş, benim bağırmama karşın, "Aptal! Aptalsın Yalın!" dediğinde gözlerimi devirdim. Geçen geceyi hatırlarken, "Partide onu Fırat'la o kadar yakın görmek o kadar sinirimi bozdu ki." diye homurdandım. Madem artık itiraf etmiştim, arkadaşımla bu konuda dertleşebilirim de. Ateş alaylı bir sesle, "Biz ona halk dilinde kıskançlık diyoruz abicim." dediğinde homurdandım. Cidden, ben sinirliyken beni daha da sinirlendirmeyi çok iyi başarıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/58918186-288-k136473.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARTOPU SAVAŞI
Literatura Feminina-DÜZENLENİYOR- ❄️ Kapak: aslkuday4 Karların erimeye başladığı zamandı. Her bir özel kar tanesi, yine mutluluk getirmişti dünyaya. Ama bu sefer, yalnız dönmüyorlardı yeryüzünden. Güneş sıcağının vurmasıyla birlikte buhar olup giderken, kızın değerli...