Bu bölüm, yakın arkadaşım olan Seden'e gelsin. Doğum günün kutlu olsun, seni çoook seviyorum... 💕
(Sondaki açıklamayı okumayı unutmayın lütfen... 💝)
(Bölüm, Hazal'dan Bağımsızdır!)
❄ ❄ ❄
❄ Melisa'dan... ❄
Hayatta dilediğimiz her şey, istediğimiz gibi olmuyordu maalesef. Şu zamana kadar her şeyden memnundum. Tek çocuk olmak benim için güzeldi, zamanında sevgilim olsa da son zamanlarda sevgili işiyle ilgilenmemem güzeldi, ailem mükemmeldi... Hayat çok güzeldi. Tabii ki zorluklar vardı, ama hiç canım acımamıştı bu kadar çok. Her şey güzel ilerliyorken, kalbimin ansızın hızlanmasıyla bozuldu düzen.
Aşk kapıyı çalmış, müsaade etmeden gelmişti. Hem de öyle birine çarpmıştı ki, ölüp bitiyordu beni. Küçükken hep platonik olmaktan korkmuştu minik kalbim. Yıllar sonra korktuğumun başıma gelmesi tam bir ironiydi. Ama vazgeçmiyordum. Aşkımın peşinden gidip, kazanmaya çalışıyordum. Umudum, her şeyden çoktu. Eğer bir gün aşık olduğum adam beni sevmezse ne yapardım bilmiyorum ama... Bunu düşünmek bile istemiyordum.
Aklımdaki kötü düşünceleri def edip derin bir nefes aldım. Dudaklarımdaki heyecanlı gülümseme tekrar yerini alırken gözlerimi kapının yanında yazan yazıya diktim. "Görkem Demir." Altın rengiyle yazılmış, kalbimi hızlandıran isim. Evet, burası Akar Holding'di ve Akar ailesi de Görkem'in yakınıydı. Ama şöyle bir gerçek vardı ki, Görkem bu işe alındığında Poyrazların olduğunu bilmiyordu. Kendi emekleriyle gelmişti ve bunca yıl sonucunda da iyi bir yere çıkabilmişti. Burada gerçekten önemli bir yeri vardı.
Kapıyı tıklatacağım sırada boş sekreter masası dikkatimi çekti. İçeride olabileceği düşüncesi aklıma dolarken, kıskançlık bedenimi ele geçirdi ve kapıyı hızla açtım. Ah, evet... Biraz önceki hatayı nasıl yapmıştım bilmiyorum ama Görkem'in iş konusunda ciddi olduğunu hatırlamam gerektiği kesindi. Çünkü, şuan bana hiç iyi bakmıyordu.Görkem'in "Melisa?" diyen soru dolu ama bir o kadar da hesap soran sesi bana ulaştığında şirince gülümsedim. Ayrıca burada sekreter de yoktu ve o an, öğle arasında olabileceği aklıma dank etti. Tabii ya, hiç saate bakmamıştım ki! Görkem'e karşı suçlu hissetsem de aklıma böyle şeylerin gelmesini engelleyemiyordum. Biliyorum, beni sevmeyi denerken başkasına gitmezdi ama... Sonuçta tam sevgili sayılmazdık ki! Üstelik ona karışamayacağımı açık açık söylerken böyle telaş yapmam gayet doğaldı. Aşk insana her şeyi yaptırıyordu işte.
Elimdeki çantayı havaya kaldırırken "Sana pizza getirdim! Hem de kendim yaptım." dedim ve gülümsedim. Normalde her gün geliyordum ama bugün ilk defa erken geldiğim için şaşırmıştı Görkem. Hafifçe gülümserken "Dersin yok muydu?" deyip ayağa kalktı. İçimden, kapıyı aniden açmamı söylemediği için sevinirken, aynı anda gülüyordum da. Bu, nasıl anlatılır ki? Görkem'i görünce içimde olan heyecanı, aşkı, mutluluğu... Anlatılmayacak kadar büyük ve güzel!
Görkem'e kısaca "Dersim iptal oldu bugün." derken yanına ulaşıp sarıldım. O, benim gibi sarılmasa da bir elini belime koymuştu işte. Her ne kadar kalbimde bir burukluk hissetsem de... Bu da bir şeydir diyerek kendimi teselli ettim. Birkaç saniye öyle kaldıktan sonra geri çekilip dudağına minik bir öpücük kondururdum. Utanıyordum ama aşkım ve kıskançlığım bunun önüne geçiyordu. Ben onu sevdiğim için öpüyordum, o ise... Ah, her neyse.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARTOPU SAVAŞI
ChickLit-DÜZENLENİYOR- ❄️ Kapak: aslkuday4 Karların erimeye başladığı zamandı. Her bir özel kar tanesi, yine mutluluk getirmişti dünyaya. Ama bu sefer, yalnız dönmüyorlardı yeryüzünden. Güneş sıcağının vurmasıyla birlikte buhar olup giderken, kızın değerli...