İhtiyar gideli bir ay olmuştu.
Kafeyle hiç ilgilenmedim. Hiç bir şey yapmak gelmiyordu içimden. Yüzbaşı her gün geliyormuş. İhtiyarın ameliyatı iyi geçmiş. Uyanması için zamana ihtiyaç varmış. Yanına gidemezmişiz. Bunu duymak beni birazda olsa rahatlamıştı. Ona güvenmiyordum. Doğru söylüyor muydu. Beklemekten başka çarem yoktu. Kafe Naz'la Mustafa'ya kalmıştı. Naz yanıma taşınmıştı. Şehirdeki ailesini ikna etmesi zor olsa da benimle kalıyordu. Okula zorunlu olmadıkça gitmiyordu. Mustafa ve o tezime yardım ediyorlardı. Her şey ikisine kalmıştı. Ben sadece resim yapıyordum. Ders için , rahatlamak için ,hatırlamak için ...
İhtiyarın balkonda oturup gazete okuyan halini yapmaya karar vermiştim. Onu öyle hatırlamak istiyordum.
Tablo bugün bitmişti. Son rötuşları yapıp çerçeveye koyup kafeye indim. Naz beni görünce koşarak sarıldı.
'İyisin değil mi döndün geldin artık her şey eskisi gibi olacak değil mi?'
Ona baktım çok yorgundu. Mustafa da aynı merakla hevesle gözümün içine bakıyorlardı. Bir aydır onlara çok zorluklar yaşatmıştım. Defalarca kaçmaya çalışmıştım. Hatta Wolf kapının önünde nöbete dikilmişti. Onu sabaha kadar orda görmek beni çok mutlu ediyordu. Yüzündeki memnuniyetsiz ifade beni rahatlatıyordu. Ondan hiç hoşlanmıyordum.
'Şu resmi nereye asalım?' Diye sordum.
Resme bakıp göz yaşlarını saklamaya çalıştılar.
Mustafa bar masanın arkasındaki ilk göze çarpan yeri gösterdi. Tabloyu elimden aldı. Çivi ve çekiç alıp geldi. Tabloyu asmasını izledim.
'Çok güzel olmuş. Eline sağlık. Metin amca görünce bayılacak '
'Evet Cemre Mustafa haklı Metin amca bu tabloya bayılacak . Oldukça yakışıklı çizmişsin. '
'Onu çok özledim . ' cümlem bitince ellerimle yüzümü kapatıp ağlamaya başladım.
Gelip bana sarıldılar. Hafta sonu olduğu için kafe boştu. Kalabalıkta olmazdı zaten.
Gözlerimi sildim.
'Bugün izinlisiniz . Kimse yok ben hallederim. Gidin zaman geçirin ve birbirinize artık yapmanız gereken şu itirafları yapın . Hayat çok kısa .'
İkisi de aynı anda adımı haykırdı. Bu sırrı iyi saklamıştım . Uzatmaya gerek yoktu. Artık kavuşma zamanıydı.
'Bir yere gitmiyoruz . Saçmalamayı da bırak ' dedi Naz. Ölümcül bakışları beni korkutmuştu.
'Aynen bir yere gitmiyoruz.'
'Hayır gidiyorsunuz. Hemen size liste yapıyorum. Kasabanın marketine gidip alışveriş yapıyorsunuz. Sonra da defolup gidin. Tekrar söylemeyeceğim .'
Hızla yanlarından ayrılıp eksiklere baktım. Her şey tamdı. Bu ikisi harika iş çıkarıyordu. Birkaç bir şey yazıp ellerine tutuşturup kapıdan dışarı attım. Maks koşarak yanıma geldi. Kuyruk salladı. Diz çöküp başını okşayıp sarıldım.
'Çok özledim seni. Özür dilerim seninle ilgilenemedim. ' Ayağa kalktım peşimden geldi. Verandaya çıkıp sigara yaktım. Saat altı olmuştu. Bu saatten sonra kimse gelmezdi. Sigarayı masaya bırakıp içeri girdim. İhtiyarın yıllardır sakladığı şarap gözüme takıldı . İçki içmezdim nadiren belki bir bira ama genelde içmezdim. Gerek duymadım. Ama şuan bu şarap bana çok cazip gelmişti. Alıp tekrar bahçeye çıktım.
Oturup göle ve karşıdaki evlere baktım. Hava güzeldi. Güneş yoktu ama bulutta yoktu. Sıcaktı. Saçlarımı örmüş olmam iyiydi.
Şarap açılmamıştı. Açmak için yarım saat uğraştım. Bu arada üç sigara içmiştim. Şişeyi masaya koydum. Telefonumu alıp Mustafa'ya mesaj attım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'NLA (Tamamlandı) Yetişkin İçerik
RomanceTüm soylu ŞEHİTLERİMİZİN ANISINA .... Göz yaşlarım yüzünden görüşüm çok net değildi . Alçıda olan kolum Bacağım da umrumda değildi . Şuan tek umrumda olan bana yaklaşan Naz'ın görüntüsüydü. Siyah bir kot ,üstüne siyah bir gömlek giymiş başında siyah...