Günler , haftalar , aylar geçiyordu. Herşey daha iyiye daha güzele gidiyordu. Kendimi başarılı hissediyordum. Atölyede bir sergi bile düzenlemiştik. Büyükbaba kaza yaptığı gün cafeyi onun olan herseyi benim üstüme geçirmişti . Oldukça iyi bir paraydı. Çalışmaşak bir on yıl idare ederdi ama ben, ki büyükbaba da aynı fikirdedir. Hazırı tükenmektense üstüne daha da birseyler eklemeyi tercih ederdik . Öyle de yapıyorduk . Cafe iyi kazanıyordu. Havalar soğuk olunca insanlar dışarı çıkmaktansa hep cafeyi tercih ediyorlardı . Bir haftadır heryer bembeyazdı. Haftada üç gün dersim olduğu için zorlanmıyorduk.
Atölye işleri de çok iyiydi getirisi de . İhtiyarla konuşup şehirde gaziler evi açmaya karar vermiştik. Bunun için çok çalışmalıydık. Temelleri geçen hafta atılmıştı. Merkeze beş dakika mesafede kasaba tarafında yapılıyordu . Hafta sonları biz cafedeyken büyükbaba da inşaata gidiyordu. Herşeyi titizlikle takip ediyordu. Onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim .
Bize gelince Ömer Asaf ve ben aynıyız . Haftada bir bilemediniz iki ancak görüşüyoruz. Bu aralar zaten yok, yine göreve başka bir yere gittiler . Onun tablosunu yapmaya başlamıştım , bitmek üzereydi . Tabiki ondan sakladım bakalım görünce ne yapacak . Bir tablo daha yapıyorum . Bilin bakalım ne ;
Evet bildiniz Naz ve Wolf sonunda beraber olmaya karar verdiler . Bu aylarını alsada temelleri sağlam bir ilişkileri var artık bizi sevgililerimizden sadece ölüm ayırır. Bunu söylemek çok korkunç olsada bu bizim durumumuzdaki insanlar için çok uzak bir ihtimal değil . Naz da ben de hergün bir ölüm haberi alacağız diye ödümüz kopuyor . Hergün haber dinliyoruz . Biraz panik atak olmuş bile olabiliriz . Yapacak bişey yok alışmaya çalışıyoruz . Neyse tablom Naz ve Wolfun ilk kez yanlışlıkla dudak dudağa geldiği an . Bundan haberleri yok ama o an bence ölümsüzlesmeliydi. Kendi kendime kahkaha attım . Cafede kiler dönüp bana baktı . Çıldırmış olmalı diye düşünüyorlar muhtemelen . Bugün cumartesi ben ve Naz Cafedeyiz Sarp'ta yardıma gelmişti . Saçlarım uzanmıştı . Artık südyen hizasındaydılar. Naz'ınkiler aynıydı çünkü biraz kestirmisti şimdi yine bel boşluğuna kadar uzamışlardı . Gözgöze gelince gülümsedi . Bana doğru geldi .
'Hayırdır ne düşünüyorsun. '
'Hiç bişey . Halis amcanın siparişini dur tahmin edeyim . Bol yumurtalı soğansız Menemen ve açık şekersiz çay '
Güldü ' doğru tahmin hemen hazırlamaya başla çünkü çok açmış Huysuz . '
'Tamam beş dakka sonra hazır '
Mutfağa girdim . Önceden hazırlanmış domatesleri çıkardım . Önce biraz tereyağ koyup domatesleri ekledim . Biraz dirilikleri gidince üç yumurta kırdım ve karıştırmadan altını kısıp pişmeye bıraktım . Telefonum çalınca önlügün cebine elimi attım .
Arayan ; big boss
'Efendim hayatım '
'Merhaba hayatım . Müsait misin'
'Tabiki söyle '
'Bu aksam amcam bizi yemeğe çağırıyor . Biliyorsun kaç aydır bir türlü tanıştıramadım sizi . Uygunsan bu aksam gidelim mi '
'Şey ,büyükbaba yok biliyorsun Naz var kaçta gideriz '
'Erken değil zaten çaya gideriz çünkü ancak gelirim . Dokuz gibi alırım seni '
'O zaman olur . Sen döndün mü'
'Geldim sayılır yoldayım hayatım '
'Tamam çok özledim '
'Bende seni canım kapatıyorum '
'Tamam '
Menemen pişince tepsiye koydum çayı da koyup çıkıp Naz 'a verdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
O'NLA (Tamamlandı) Yetişkin İçerik
RomanceTüm soylu ŞEHİTLERİMİZİN ANISINA .... Göz yaşlarım yüzünden görüşüm çok net değildi . Alçıda olan kolum Bacağım da umrumda değildi . Şuan tek umrumda olan bana yaklaşan Naz'ın görüntüsüydü. Siyah bir kot ,üstüne siyah bir gömlek giymiş başında siyah...