Cafe Mak's 5

2K 77 0
                                    

Arabayı hızla park ettiğinde kemeri açıp aşağıya indim.

'Bu taraftan .' Dediğinde peşinden gittim.

Oldukça hızlı yürüyordu. Şaşmamalı o bir askerdi. Koşar adım peşinden gidiyordum. Durunca başımı kaldırıp kırmızı yazıya baktım.

-yoğun bakım -

İçeri girmek için kapıya yaklaştığımda kapı açılmadı. Dönüp yüzbaşına baktım.

'İçeriye girmek yasak. Doktoru bulmaya gidelim. '

'Başımı sallayıp tekrar arkasından yürüdüm. Uzun boylu beyaz saçlı adamı görünce durduk .

'Merhaba bugün getirdiğimiz hastanın torunu geldi onu görebilir mi ?'

'Üzgünüm ama şuan an yanına kimseyi alamayız. Heyecanlanırsa durumu değişebilir. Şuan beklemekten başka çaremiz yok . Elimizden geleni yaptık.' Duymaktan en nefret ettiğim cümleyi kurmuştu.

'Ne demek bekleyeceğiz . Neyi beklemem gerekiyor ölmesini mi o zaman mı yanına girebilirim. Belki yanına girersem iyi olur.'

'Küçük hanım Üzgünüm ama burada dizi çekmiyoruz. Yanına girerseniz sizi duyup cevap veremediği için daha kötü olabilir. '

Tam ağzımı açtığımda yüzbaşı kolumu tuttu. Doktora basıyla selam verip uzaklaştı.

'Ne demek göremezsin. Nasıl giremem ya ölü..' Lafımı bitirmeye cesaret edemedim. Duvara sırtımı dayayıp aşağıya doğru dizlerimin üstüne kayıp çöktüm. Gözlerimden akan yaş burnumdan akanlar umurumda değildi. O kadar yüksek sesle ağlıyordum ki bir hemşire uyarmaya gelmişti. Yüzbaşı önüme çöktü ,

'Dışarı çıkmak ister misin ?'

Basımla onayladım. Omzumdan tuttu. Dışarı çıktık hava yine kasvetliydi. İçimi öyle bir huzursuzluk kaplamıştı ki delirmek üzereyim. Bu onu son görüşüm olabilir.

'İçeri girmenin bir yolu yok mu yüzbaşı ?'

'Seni içeriye sokabilirim ama ya dediği gibi daha kötüye giderse. Doktora inanıp beklemeliyiz. Lütfen sakin olmaya çalış.'

'Anlamıyorsun. Onu görmem gerek . '

Yanımıza bir asker yaklaşıp selam verdikten sonra elindeki dosyaları yüzbaşıya uzattı.

'Bunlar arabadan çıkan eşyalar. Araç serviste kaskodan yaptırılacak yüzbaşım.'

'Tamam . Teşekkür ederiz . Gidebilirsin. '

Selam verip uzaklaştı.

'Onlar büyükbabamın mı?'

'Şey evet . Arabadan çıkanlar. ' dosyaları bana uzattı. Şeffaf bir poşetin içindeydiler. Saat ,telefon ve tapu. Tapuyu açınca yere yığıldım. Tapu yeniden düzenlenmiş her şey benim üstüme geçirilmişti. Ayrıca bir banka hesabı da vardı. Oldukça yüksek miktar bir parayla beraber. Yüzbaşına baktım. Tapuyu göğsüme bastırdım. Her şey benim yüzümden olmuştu. Benim yüzümden yıllardır kullanmadığı arabayı almış . Benim yüzümden şehire gitmişti.

Yüzbaşı bana sarıldı . Başımı göğsüne dayadım. Artık ne sesim benimdi nede göz yaşlarım. Kendimi ağlamaktan kaybedene kadar durmadım. Yüzbaşının tişörtü sırılsıklam olmuştu. Beni kendinden ayırdı. Gözlerime baktı.

'Cemre lütfen kendini bırakma . Senin yüzünden değil . O akşam konuştuğumuzda bunu yapmak istediğini söylemişti. Elinde sonunda olacaktı. '

'Yani sen biliyordun. Uzun süre araba kullanmadığını biliyor muydun peki ?'

Sustu.

'Bunu bile bile neden ona sabah geçerken onu alacağını demedin neden kendi başına gitmesine izin verdin. '

O'NLA  (Tamamlandı) Yetişkin İçerik Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin