HİLE

24.3K 1.9K 285
                                    

Şahit saymaya devam ettikçe Edward hissizce yürüyordu. Yavaş yavaş ağaran tan yerinin soluk ışığında silüetleri belli olan ağaçların görüntüsü ve kulağını tırmalayan karga sesleri bu dünyada algısına ulaşan son şeyler olacaktı. Altı... Yedi... işte geliyordu. Bir kurşunla her şey bitecekti. Sekiz... dokuz...

Edward iki el silah sesi duydu. Aslında iki ses miydi yoksa tek sesin yankısı mıydı onu bile anlamadı. Bir anda geniş koruluktan havalanan kargaların kanat sesleri etrafı sardı. Vücudunda acı hissetmiyordu. Ölmüyordu. Arkasını döndü. Siyah gölgeler yerdeki kara şeklin etrafına toplanmışlardı. Stroker mı vurulmuştu. Ama nasıl? Edward dönmemişti bile. Yaşadığı şokun etkisiyle tamamen hissizleşen genç adam yavaş adımlarla yürüyerek gruba yaklaşıyordu. İki gölge yerdeki yığınla ilgileniyordu. Bunlar doktorlar olmalıydı. İki gölge ayakta tartışıyordu. Birinin Donovan olduğunu tahmin etti. İki gölge de ötedeki çalılıklara doğru koştular.

Yaklaştıkça Stroker'ın şahidiyle Donovan'ın konuşmalarını duymaya başladı.

- Biz asla hile falan yapmadık, çalılığa birini biz yerleştirmedik.

- Adam nasıl ensesinden vuruldu o zaman?

- Arkadaşını kim vurduysa kendisi gelmiş olmalı, bizden biri değil. Belki de Stroker'ın başka bir düşmanı durumdan faydalanmak istemiştir. Hem o dokuz deyince döndü, esas hile yapan kendisi.

- Üste çıkmaya çalışma. Brandon'ı öldürdünüz.

Donovan konuşmayı keserek Edward'a döndü.

- Nasılsın dostum?

- Sanırım göründüğüm gibiyim. Ne oldu?

- Biz de anlamadık. Pislik herif dokuz deyince döndü. Sonra birden yere yığıldı tetiğe basarken kolu savrulduğu için de isabetli ateş edemedi. Bir baktık enseden kurşun yemiş.

- Lanet olsun.

- Ne demek lanet olsun. Hayatın kurtuldu Edward. Hem de saniyelik farkla.

- Arkamdan hileci diyecekler.

- Hiçbir şey demeyecekler. Herifi gömüp, çenelerini kapatıp oturacaklar. Konuşurlarsa kendi başları da yanar. Ayrıca adam dokuz deyince döndü diyorum, anlamıyor musun. Adil olmayan bir düelloda hile yapmış sayılmazsın.

Victor ve diğer adam yanlarına geldiler. Az önce Donovan'la tartışan şahit arkadaşına "Bir şey buldun mu?" diye sordu. Adam hayır anlamında başını salladı. Victor sopa yutmuş gibi dimdik ve ifadesiz duruyordu. Doktorlar ümit olmadığını, adamın öldüğünü gruba ilan ettiler. Stroker doktorlar ve şahitleri tarafından kaldırılıp arabaya doğru taşınırken Edward ve arkadaşları alanda yalnız kaldı. Donovan diğer ikisini kolundan tutup "Haydi gidelim bu lanet yerden." diyerek arabaya doğru sürükledi. Arabacı Edding, Edward'ın atını yedeğine alırken üç adam arabaya geçip oturdular.

Victor, otururken sırtında diken varmış gibi huzursuzlanıp elini beline götürdü. Redingotunun altından çıkardığı koca tabancayı arkadaşlarına gösterdi.

- Bakın çalıların içinde ne buldum. Bir anda gözüme çalındı. O ekşi suratlı adama fark ettirmeden belime saklayacağım diye canım çıktı. Üstelik hala sıcaktı. Sırtım yandı. Gizli kurtarıcımızın elleri sıcağa dayanamıyor olmalı, silahı çalılığa fırlatıp kaçtığına göre.

Elleri sıcağa dayanamayan gizli kurtarıcı mı? Edward silahı arkadaşının elinden aldı ve yakından inceledi. Bu o tabanca mıydı? Ayrıntılarına çok dikkat etmemişti ama hatırladığı kadarıyla işlemeleri aynı böyleydi. Gözlerini kapatıp bir daha kafasında canlandırmaya çalıştı. Evet aynı böyleydi.

KALBİNİ DİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin