KISKANÇLIK

24.6K 1.8K 61
                                    

Sakince akan nehri izlerken ikisinin de aklında birbirinden habersiz aynı düşünce vardı, "Şimdi ne yapmalıyım?". Kendi duygularının değerinden emin olamayan, karşısındakine de tam olarak güvenemeyen iki insanın açmazlarını yaşıyorlardı. Birbirlerini tanıyıp anlamak için zamana ihtiyaçları vardı. Edward, sessizliği bozup kızla sohbet etmeye karar verdi. Amerika'da yaşadıklarını, gördüklerini anlatmaya başladı. Elizabeth de genç adamın anlattıklarını ilgiyle dinliyor, zaman zaman sorular soruyordu. Sonra sıra genç kıza geldi, kocası seyahatteyken olan biten her şeyi anlattı. Edward, bu sefer hiç kızmadan, tam tersine ilgiyle dinledi. Kızın üstlendiği her işin altından başarıyla kalkmasını takdir etti. İkisi de huzur içinde bir arada bulunmaktan memnunken, zaman nehrin suları gibi akıp gidiyordu. Güneşin ışıkları etkisini kaybetmeye başladığında genç çift kalkıp eve doğru yürümeye başladı. Aralarında yine sessizlik hakim olurken, bu sefer akıllarındaki düşünce, hep böyle olsalar ne kadar mükemmel bir hayatları olacağı yönündeydi. Ama açıkçası ikisi de bu sükunetin ne kadar süreceğinden emin olamıyordu.

Akşam yemeğinden sonra gittikleri Cummingsler'in davetinde Edward gayet sıcakkanlı bir görünüm sergilerken, Elizabeth istek üzerine gecenin çoğunu piyano başında geçirdi. Genç kız becerikli elleriyle keyifli melodiler çalarken bir mücevher gibi ışıldıyor, göz alıcı güzelliği ile kocasının kalp atışlarının hızlanmasına neden oluyordu. Duygularının haddinden fazla yoğunlaştığını hisseden Edward, gözlerini kızdan ayırmak için etrafa bakındığında George'un odanın bir köşesine sinmiş, gergin bir ifadeyle kızı izlemekte olduğunu fark etti ve birden içinden yükselen öfkeyi güçlükle bastırdı. George, o gün öğlen saatlerinde, Lady Silverstone'u ziyarete gitmiş, Edward'ın geldiğini ve Meg'in nişan davetinde bulunacağını haber vermişti. Şimdi de kendisini, sanki herkes yaptığını yüzünden okuyabiliyormuş gibi rahatsız hissediyor, gruptan uzak durarak kuytulara kaçıyordu. Bu işe karışmaması gerektiğini baştan beri bildiği halde Elizabeth için ümit beslemekten kendini alamamış, Edward dönüp nişanlısını gayet net bir şekilde sahiplendiğinde ve önceden isteksizmiş gibi duran  kız da bu durumdan memnun göründüğünde, karşılıksız kalan duygularının yerini öfke almıştı. Kontrol edemediği öfkesi hata yapmasına yol açıyordu, nitekim önceki akşam Elizabeth'e yerli yersiz saldırdığı için annesinden fırça yemiş, nişanlı bir kız hakkında ümit beslemeye kalkışacak kadar şuursuzlaşmışsa acilen evlenmesi gerektiği konusunda uyarı almıştı. Aksi gibi ertesi gün ağabeyi Kont Kendall, Bath'a gelecek, eğer annesi konuyu ona da açarsa bir fırça da ondan yiyecekti. Sonuç olarak işler George'dan yana gitmiyordu ve Alicia meselesinin kendi paçasına dolanmasından fena halde endişe ediyordu. Zaten kadının planından bir sonuç çıkacağına dair en ufak bir ümidi dahi olmayan genç adam pişmandı ama gidip konuşmuştu bir kere. Bakalım sonuçta neler olacaktı?

Gece eve döndüklerinde Edward, iyi geceler dileyip odasına çekildi. Elizabeth genç adamın belki yeniden odasına geleceğini beklerken uyuyakaldı. Edward, kızla belli bir sınırı geçmemek konusundaki kararını sabırla uyguluyordu. Nitekim gözüne ne kadar çekici görünürse görünsün mesafesini başarıyla koruyordu. Halinden memnun bir şekilde yatağına uzanan genç adam o gün yaşadıklarını şöyle bir gözden geçirdi. Öğleden sonra başbaşa kaldıkları birkaç saat kendisi için çok faydalı olmuştu. Uzun uzun sohbet etmişler, birbirlerini daha yakından tanıma ve anlama fırsatı bulmuşlardı. Kızın bakışlarında o zamandan beri farklı bir sıcaklık ve hatta zaman zaman beklenti sezen genç adam belli ki doğru yol üzerindeydi. Belki şimdi kızın odasına gitse dün gecekinden daha hoş karşılanacaktı, ama hayır, bunun için daha sonra çok vakti olacaktı. Doğrusu, bir ömür boyu her gece...

İzleyen günlerde evin ana kabul salonu ile diğer salonları arasındaki geniş kanatlı kapılar açılarak bir balo alanı haline getirildiği ve eşyalar da duruma uygun şekilde yer değiştirdiği için karmaşadan bunalan erkekler kendilerini gün boyu dışarı atmayı tercih ettiler. Edward, kendi akranları olan Kont Benjamin Kendall'ın da katılımıyla kalabalıklaşan arkadaş grubuyla vakit geçiriyor, Elizabeth'le akşam yemeklerinden sonra başbaşa kalıyor, genelde havadan sudan sohbet ederken, bazen beklenmedik şekilde komik şeyler anlatıp kızı güldürüyor, bazen de piyano çalmasını rica edip sakince dinliyordu. 

KALBİNİ DİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin