DEDİKODU

28.8K 1.9K 185
                                    

Edward arzularını daha fazla kontrol edememiş, dudakları kızınkilerle buluştuğunda ateş ve barut misali bir duygu patlaması yaşanmıştı. Elizabeth genç adamın kollarında adeta büyülenmiş gibiydi. Dudaklarının temasından kaçınmak istemiyor deneyimsizliğine rağmen içgüdüleriyle karşılık vermeye çalışıyordu. Dakikalarca birbirlerinin kollarında aşkı aradıktan sonra Edward şahlanan bedenini güç bela dizginleyerek geri çekilip kızın yüzüne baktı. Kız az evvel yaşadıkları özel anların izleri yüzündeyken çok daha güzel ve arzu uyandırıcı görünüyordu.

Elizabeth kendini bulutların üstünde hissediyordu. Genç adamın alev alev bakışları, yüzünde ömür boyu silinmesi mümkün olmayan derin izler bırakıyordu. Evlilikleri gerçeğe mi dönüşmüştü? Edward ona sonsuza kadar böyle mi bakacaktı? Gerçek olamayacak kadar güzeldi. Adamın omuzunda duran elini kaldırıp yüzüne dokundu. Edward'ın onun olduğuna inanamıyordu.

Genç adam kızın yanağını okşayan elini tutup avuç içini öptü, başını göğsüne çekip kanepeye rahatça yaslandı. Her haliyle ne kadar tatlıydı. Sadece üç gündür tanıdığı halde bütün hayatına hükmedecek, ömrü boyunca kalbini elinde tutacak tek kadın olduğunu iliklerine kadar hissediyordu. 'Onun Kadını'. Asla böyle bir şey yaşamayacağını sanırdı. Birine bağlı olmak, onu dünyadaki bütün insanlardan ayrı tutmak, paha biçilmez bir hazine gibi koruyup kollamak, sahiplenmek, artık Edward için de kaçınılmaz olmuştu. Elizabeth'i ömrü yettikçe himaye edecek, varını yoğunu ayaklarını altına serecekti. Tabii ki şu evlilik meselesinden kurtulur kurtulmaz.

'Şu altı ayı sorunsuz atlatabilsek...' diye düşündü Edward. Berrington'daki hizmetkarlar problem olmazdı. Hepsi onlarca yıldır ailenin hizmetinde olan sadık kişilerdi. Ama bu evdekilerden o kadar da emin olamıyordu. Başlarında Dumont ve Martha bile olsa komşu konaklar arası dedikodu çok fazlaydı ve onca insanın zapt edilmesi zordu. Elizabeth'i sürekli Berrington'da tutması gerekiyordu ama malikaneyi de ziyaretçilerden koruması gerekiyordu. Başta düşündüğü gibi kendisi gitmeyerek bunu sağlayabilirdi ama bu çözüm de hiç hoşuna gitmiyordu. Hem evinden hem de kızdan uzakta kendisini sürgün gibi hissedecekti. Ama evlilik duyulursa olabilecekler o kadar kötüydü ki bir kaç ay sıkıntı çekmesine değerdi. Elizabeth bir melek kadar masum bile olsa sonuçta onu o evde gören birileri vardı ve en ufak bir dedikodu kıvılcımı bütün Londra'yı yakardı. Bir an Northwood Düşesinin adının Magentha ile aynı cümlede anıldığını düşündü. Ne korkunç.

Evlilik iptal olduktan sonra her şey güzel olacaktı. Belki kendisi Chadwick Konağına taşınır bu evi kıza bırakırdı. Metreslik ülkede kabul gören bir kurumdu, kralın bile metresinden on tane çocuğu vardı. Sadece çocuklar açısından sorun oluyordu, o da olası bir çocuğa ünvanını devredemese bile maddi açıdan her türlü imkanı sağlardı. Evet evet.. Bu kesinlikle mükemmel bir plandı. Tek gereken biraz sabırdı. İstemeyerek de olsa kızı nazikçe göğsünden çekip ayağa kalktı. İlgilenmesi gereken şeyler olduğunu söyleyip çalışma odasına gitti. Elizabeth kanepeye geri oturup masum bakışlı mavi gözleriyle gül bahçesinde koşup oynayan çocuklar hayal etmeye devam etti. Hayat ne kadar sürprizlerle dolu, mükemmel bir şeydi.

.........

Akşam yemeği sakin geçti. Edward ve Elizabeth sessizce yemeklerini yiyorlar, arada tatlı tatlı bakışıyorlardı. Yemekten sonra yine misafirler geldi ve Edward kabul salonuna gitti. Elizabeth'e oturma odasında Bayan Bailey eşlik etti. Kız çay içerken kahya kadın ona Northwood Dükalığı'ndan, topraklarda yapılan tarım faaliyetlerinden, ailenin geçmişinden bahsetti. Aslında bunu yaparken kızın da kendi ailesinden bahsetmesini umuyordu ama kız konuşmaktan çok dinlemekle ilgili gibiydi. Düşesine doğrudan soru sorması da hoş olmayacağına göre hevesini başka bahara saklasa iyi olurdu. Sessizlik olunca Bayan Bailey aklındaki başka bir meseleyi açmaya karar verdi.

KALBİNİ DİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin