Ertesi gün Victoria ve nedimelerin de gelişiyle kalabalık ve şenlikli bir grup oldular. Victoria'nın doğumgünü bir hafta sonraydı. Şerefine düzenlenecek baloyu heyecanla beklerlerken bir yandan vakit geçirmek için eğlenceli buldukları her şeyi yapıyorlardı. Elizabeth en çok ata binmeye hevesliydi. Bay Bailey, onun için kahverengi bir at satın almıştı, kız güzel ve hareketli hayvanı görünce hayran kaldı. Yanına arkadaş aramaktansa Bay Bailey refakatinde hemen at gezisine çıkmaya karar verdi. Odasına çıkan Elizabeth yeni binici giysisini giydi.
Genç kız, çocuk gibi seviniyordu. Kıyafet, bakınca eski moda, robadan büzgülü, etekleri kabarık olmayan elbiselere benziyordu. Mavi elbisenin yakası beyaz dantelle tamamen kapalı, dizinin bir karış üstünde, iki yandan yırtmaçlı eteği dantelle çevrili, alt katında ise elbiseyi iki kat etekliymiş gibi gösteren yere kadar geniş plili, oldukça bol bir pantolon etek vardı. Küçük mavi bir şapkayla tamamlanan kıyafet o kadar sevimli görünüyordu ki giyinmesine yardım eden Elinor ve June bu kadar alışılmadık bir giysinin böyle iyi görünebilmesine hayret etmişlerdi.
Heyecanla Bay Bailey'nin haber vermesini beklemeden kapıdan çıkan genç kız dışarıda Victor, George ve Arthur'la karşılaştı. Üç genç adam belli ki beraber dolaşmaya çıkacaklardı ve atlarını bekliyorlardı. Üçü birden sorgulayan bakışlarını kıza dikince Elizabeth utanıp erken çıktığına pişman oldu. Victor hemen korumacı ağabey vaziyetini aldı.
- Eliza, tek başına nereye gidiyordun canım?
- Hava almaya çıktım, Bay Bailey bana eşlik edecek.
- Bayan Bailey nerede peki? Ya da kuzenin?
- Onlar ata binemiyorlar.
George söze karıştı.
- Sen hani ata binerken kırmızı asker ceketiyle pantolon giyecektin Yüzbaşı? Arthur, Dük Hazretleri'ne iletirsen makbule geçer, Genç Hanımefendi orduya yazılmak istiyor.
Şakanın öncesini bilmeyen beyler şaşırarak güldüler. Arthur genç kızı tepeden tırnağa inceleyerek şakaya katıldı.
- Babamın hoşuna gideceğine eminim, genç arkadaşını kendisine yaver yapar. Ama sen bu sevimlilikle astlarına nasıl emir vermeyi düşünüyorsun Elizabeth?
Kızın yerine George gülerek cevap verdi.
- Nasıl olacak, 'ileri' komutunu kılıç yerine güneş şemsiyesini kaldırarak verir.
Gürültülü kahkahalar arasında Victor güçlükle konuşabildi.
- Eliza'yı hafife almayın beyler, ordudaki birçok askerden daha cesur ve soğukkanlı olduğuna bizzat şahidim, ayrıca nişancılığı da çok iyidir. Ama bu askeri kariyer meselesine Edward ne der onu bilemem.
Arthur arkadaşına biraz soğukça cevap verdi. Neredeyse bütün okul hayatları birlikte geçmişti ve Victor'ı iyi bir arkadaş olarak görse de Edward'la yıldızları hiç barışmamıştı. Arthur açısından bir problem yoktu ama genç adamın soğuk, kendine dönük karakteri ve Edward'ın aşırı tepkili ve öfkeli hali birbirini itiyordu.
- Eliza'nın nişancılığı iyiyse Edward da nakış öğrensin.
Genç adam dev cüssesiyle nakış işlerken gözünde canlanınca bu kez kahkahalara Elizabeth de katıldı. Bay Bailey'nin peşi sıra gelen iki at ve onların arkasından ilerleyen üç tane daha baştaki evin köşesinden döndüler. Evlerin dizilimi hilal gibiydi ve tek bir binaymış gibi düzgün sıralı ve bir örnek görünen otuz tane ev vardı. Elizabeth'in atını çeken seyis hayvanı kızın önünde durdurup yere bir tabure koydu. Arthur ata binmesine yardımcı olmak için yanına yaklaştığında kız henüz tanışık olmadıkları güzel kısrağıyla samimiyet kurmak için boynunu okşayıp kulağına alçak sesle bir şeyler söylüyordu. Arthur'u kibarca selamladı ama elini reddetti. Eyere sıkıca tutunup tabureye basarak ata kolayca ve zarifçe bindi. Yuları seyisten alıp atın başını çevirdi. Bay Bailey'nin hazır olduğunu görünce de hayvanı geniş çayırda koşturmaya başladı. Kızın elbisesinin gerçekten pantolon gibi olduğunu ve atın üstünde kesinlikle zıplayan tavuk gibi görünmediğini fark eden George söylediği şeylerden ciddiyetle utandı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KALBİNİ DİNLE
Ficción históricaTAMAMLANMIŞ HİKAYE WATTYS 2016 KAZANANI TARİHİ KURGU 1. KİTAP Yaşlı Dük ölüm döşeğinde bile torununu rahat bırakmıyordu ama bu son oyunu kazanamayacaktı. Berrington malikanesi Edward'ın ömründe değer verdiği tek şeydi ve onu kaybetmeyecekti. Kadınl...