BERRINGTON

28.9K 2.1K 115
                                    

Victor, okuduğu gazeteden başını kaldırıp odaya giren çifte baktı.

- Gidiyor muyuz?

- Uşaklar eşyaları arabaya yükler yüklemez gidiyoruz. Tekrar söylüyorum, sen gelmek zorunda değilsin, biz hallederiz.

O an üçünün aklından başka başka şeyler geçti. Edward, çapkın arkadaşını Elizabeth'ten uzak tutmak isterken, Victor, Edward'ın çocukluklarından beri ilk defa onu kıskanıyor olmasını eğlenceli buluyordu. Elizabeth ise Edward'ın 'biz' demesine takılmıştı. 'Biz' diyerek onu önemsemiş kendiyle bir tutmuştu. Yani kız öyle olduğunu umuyordu.

- Hayır, sabahın köründe işimi gücümü ayarlayıp hazırlandım ve geleceğim. Bir işe yaramasam bile, ki kesinlikle sen bensiz hiçbir şey yapamazsın aziz dostum, bana da hava değişimi olur. Güzel koruluğunda ata biner atış talimi yaparız.

- Ne demek bensiz bir şey yapamazsın. Neden yapamazmışım?

- Tabii ki yapamazsın. Baksana evleneceğin kızı bile ben buldum. Sana kalsa aylarca arardın.

- O, benim senin gibi her gece batakhanelerde gezmiyor olmamdan kaynaklanıyor Lord Hazretleri.

- Ben her gece batakhanelerde geziyorum da sen sanki hiç gitmedin değil mi Lord Hazretleri.

Otuz yıldır evli bir çiftmiş gibi çekişen iki adamı şaşırarak izleyen kız tekrar o kelimeyi duyduğunda anlamını sorsam mı diye düşündü. Batakhane diye Ella'nın evini kast ediyorlardı herhalde çünkü kendisini orada buldukları anlamında şeyler söylüyorlardı. Lord Berrington ona batakhane gülü demişti. Sorarsa sakinleşmiş olan adamı tekrar kızdırabileceğinden korkup vazgeçti. Daha sonra başka birine ya da Lord Cummings'e sormaya karar verdi.

- Ben sadece seni düşündüğüm için ara sıra yanında gidiyorum. Yalnız kalınca hemen olmayacak birine aşık oluyorsun.

- Hayatta aşık olmaktan daha değerli ne olabilir ki dostum? Aşk beni mutlu bir adam yapıyor. Sen ise bu gidişle huysuz ve varissiz bir ihtiyar olarak öleceksin.

-Düello'da ölmekten iyidir. Seni Foster'ın elinden kurtaralı daha bir ay olmadı. Üstelik bu kaçıncı kurtarışım.

- O kadın evli olduğunu benden gizledi tıpkı Lady Alicia'nın senden gizlediği gibi. Kendi kırdığın cevizleri hiç saymazsın zaten.

- Lady Alicia kim?

Eyvah! Bunu sesli sormuş olamazdı değil mi? İki adam hararetli tartışmalarını bırakıp birdenbire kıza döndüklerine göre belli ki sormuştu. Ne diyecekti şimdi? Sadece merak etmişti. Yani Edward aşık değilim demişti. Aşık mıydı? Sevdiği kadın evli olduğu için mi kendisini bulmuştu?

- Lady Alicia aynı senin gibi bir hanımefendi canım.

Edward alay edercesine kıvrılan dudaklarıyla konuşurken Victor bir anda gelen kahkaha nöbetini tutamadı. Koca cüssesiyle sarsıla sarsıla gülerken Edward da onu gülümseyerek seyrediyordu. Elizabeth, Edward kızmadığı için rahatladıysa da ne onun verdiği cevaba ne de Victor'ın gülüşüne bir anlam veremedi. Aynı senin gibi derken ne kastetmişti acaba? Dumont gelip arabanın hazır olduğunu haber verdiğinde kız kalkıp yaşlı kahyanın peşinden yürüdü. Kapının önünde iki araba duruyordu. Arkadaki arabaya eşyalar yüklenmişti. Öndeki büyük gösterişli arabaya bineceklerdi. Kız iki kocaman adamla bir arabaya nasıl sığacaklarını düşünürken Edward elini tutup binmesine yardımcı oldu ve kendisi de geçip yanına oturdu. Victor karşılarında yerini alınca yolculuk başladı.

Yol boyunca iki adam Northwood toprakları için düşündükleri çeşitli yatırım planlarıyla ilgili konuştular. Elizabeth konuşmalarını takip etmeye çalışıyordu. Babası sağken işlerini hep onunla konuşurdu. Tek çocukları olduğu için annesi ona bir hanımefendinin ihtiyacı olan tüm eğitimi verirken babası sanki erkek çocuğuymuş gibi at binmeyi, ateş etmeyi, balık tutmayı öğretmiş, oğluyla paylaşmayı hayal ettiği herşeyi kızıyla paylaşmıştı. Dayısının evinde gazete okuması bile hoş karşılanmamıştı. İş konuşan adamları dinlemek babasının yanındaymış gibi hissettiriyordu. İçine bir huzur dolmuştu. Çok geçmeden uyuyakaldı. 

KALBİNİ DİNLEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin