KALBİNİ DİNLE

KÜLKEDİSİ BALOYA GİDİYOR

Ertesi gün öğlen yemeğinden sonra Bailey çifti ile evden çıkan genç kız kumaşçı Bay Parker'ın dükkanına girerken kimseyle rastlaşmamak için dua ediyordu. Yeni bir dedikoduya yol açarsa, hele de sırrı açığa çıkarsa Edward'ın elinden çekeceklerini düşünemiyordu. Dük Hazretleri, evet, hayatını kurtarmış ama kurtardığı hayatın üzerine kabus gibi çökmüştü.

Dükkanda başka müşteri yoktu ve Bay Parker, hanımefendiyi en iyi şekilde ağırlamak için elinden geleni yapıyordu. Bay Bailey en başta akıllıca davranarak Berrington'a gelen bütün usta ve tüccarları, kızın Düşes olduğunu Northwood dışında saklamaları gerektiği konusunda uyardığı için adamcağız dünden beri kıza Lady Elizabeth diye hitap ediyordu. Gösterdiği kumaşlar gerçekten de Elizabeth'in düşündüklerine daha uygundu. 

- Hanımefendi, bunları beğendiyseniz Fransa'da daha da iyileri mevcut. Geçen Paris ziyaretimde yepyeni kumaş örnekleri gördüm -ki klasik mobilyalara da gayet uygun olacak şeyler- maalesef örnek getirme imkanım olmamıştı. Eğer seçimi görmeden yapmak sizi çok rahatsız etmeyecekse izin verin sizin için sipariş edeyim. Hem döşemelik hem de perdelik modeller var. Bunlar zahmetli ve pahalı kumaşlar ve sadece çok özel siparişler için üretiliyorlar. Chadwick Sarayı bu özel döşemelikler açısından Londra'da ilk ev olacak inanın bana.

- Madem ki bu kadar tavsiye ediyorsunuz, seçiminize güveniyorum ve kabul ediyorum, Bay Parker.

- Sizi asla pişman etmeyeceğim, hanımefendi. Sizin için taşlarla, kurdelelerle süslü muhteşem kırlentler getirteceğim Paris'ten. Kırlent Rokoko'nun vazgeçilmez süsüdür. Konağınız üstün bir yer olacak. 

Dükkanda işi biten Elizabeth, mağaza gezmek konusunda kararsız kaldıysa da ilk gittikleri dükkana tekrar gidebileceklerini düşündü. Dükkandan çıkıp arabaya yönlendikleri anda az ötede duran arabadan inen kadınla bir anda göz göze geldiler. Tanıdık gelen ve onun da kendisini tanıdığı belli olan kadın geçen gelişlerinde dükkanda bulunan yaşlı hanımefendilerden biriydi. Eğer Elizabeth yanlış anlamadıysa nişan haberini yayan hanımlar onlardı. İşin kötü tarafı kadın kendisiyle konuşmaya çalışıyordu.

- Ah, hayatım bekler misin lütfen?

Elizabeth, mecburen kadına doğru yürüyüp kısa ama zarif bir reverans yaptı.

- Buyurun hanımefendi. Bana sesleniyordunuz sanırım.

- Ah evet canım sana sesleniyordum. Adım Kontes Mercy, sen de genç Berrington'ın nişanlısısın. Görür görmez tanıdım seni. İsmin neydi güzelim?

- Elizabeth Goodwill, hanımefendi.

- Ailen kim canım?

- Greenham Baronu'nun yeğeniyim.

- Ah ne harika. Elizabeth, canım, seni kesinlikle bırakmıyorum. İşin var mı?

- Evet Kontes Hazretleri, yaz için alışveriş yapmamız gerekiyor. 

Kontes dönüp kendi arabacısına, hanımefendinin arabacısına evi tarif etmesi için seslendi. 

- Hayatım alışverişin biter bitmez çaya geliyorsun. Sakın gelemem deme itiraz kabul etmiyorum. Kızım Kontes Harlow da orada olacak. Kendisi Majesteleri Prenses Victoria'nın nedimesidir.

Kız böyle bir daveti reddedemeyeceğini düşünerek kabul etti. Başına daha neler gelecekti acaba...

............

Bayan Martin'in mağazasında sayfiyelerde giymeye uygun son derece şık kıyafetler buldular. Daha hafif kumaşlardan giysiler, güneşten korunmak için daha geniş siperlikli şapkalar kıyafetlerle uyumlu çeşit çeşit güneş şemsiyeleri aldılar. Ayrıca mağazada muhteşem bir balo kıyafeti gördü genç kız. Bayan Martin, elbisenin Paris'ten yeni geldiğini, daha kimsenin görmediğini söyleyince, yakın zamanda baloya gitme ihtimali olmadığı halde dayanamayıp satın aldı.