"Sizin araçlarınız yok mu?" Cüneyt'in sesi uzun süreli sessizliğe bomba gibi düşmüştü.
"Aynı arabayla geldik biz." Ada'nın sesi kararsız gibiydi, sanki bir şeyi düşünüyordu.
"Olur oradan yardım getiririz," dedi Burhan. Tüm grup araçlara bindik.
"Ihm, çocuklar, bu aracın benzini yok," dedi Merve.
"Göstergede dolu diyordu?" dedi Ada. Gerilmiş olmalıydı.
"Bir yanlışlık olmuştur muhtemelen.
Dışarı çıktılar. "Pekala sakin olalım ve telefonlarımızı kullanalım."
"Çocuklar fırtına telefon direktlerine zarar verdi..." dedim gökyüzüne bakarken. Şinda'nın hala bana dik dik baktığını hissediyordum.
"Türkçe çevirisi?"
Bıkkın bir sesle cevap verdim. "Yani sinyal yok."
"Ne demek sinyal yok ya!" diye cırlayan Şinda'yı umursamadan sinirle koltuğa oturdum. Birisi kürekle kafamın arkasına vuruyormuş hissi beni yavaş yavaş öldürüyordu.
"Aleyna'ya ne olacak?" dedi Cüneyt. Onu zorlukla da olsun cevapladım:
"Gölün yakınlarında terkedilmiş bir bina var, orada..."
Merve mırıldandı. "Birimiz gidip onu almalıyız."
"Sonra ne yapıcağız?" Cem'in sesi sertti.
"Buraya getirmeliyiz. Üst kattaki boş odalardan birine koyarız."
"Ne demek odaya getirmeliyiz? O ölü ve hemen yan odamda ceset istemiyorum!"
"Sonra gömeriz. Olmadı yardım çağırırız, bir şeyler yaparız ama en yakın arkadaşımızın cesedinin terkedilmiş eski bir binada çürümesine izin veremeyiz," dedi Cüneyt ve tartışmaya son verdi. Cem ayağa kalktığında Cüneyt gelmek için kalkacaktı ki Şinda onu yerine geri oturttu. "Hiçbir yere gitmiyorsun Cüneyt, Cem halleder."
Cem bir süre dik dik Şinda'ya baktı ama sonra omuz silkerek eski binaya doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölümle 7 Gün #wattys2019
Mystery / ThrillerBir katilin hikayesine ne kadar güvenebilirsin?