T ஓ レイプ

266 9 3
                                    

12 Ağustos 2017

İlaç kutusunun kapağını açıp eline boca ettiğinde elindeki haplara korkuyla baktım. Suya bile gereksinim duymadan hepsini yuttu. "Bu kadar içmen gerektiğine emin misin, Cüneyt?"

Dik dik bana baktı. "Şinda bitti şimdi de sen mi başladın?"

"Haklısın bu benim işim değil ama ölürsen falan başımıza kalma diye uyarıyorum." Bıkkın sesim boş sayılabilecek sokağı doldurduğunda Merve kolunu belime dolayarak beni kendine çekti. Onun bu hareketiyle yüzüme istemsizce kocaman bir gülümseme yayılmıştı. "Neyse, Şinda'dan konu açılmışken o yok mu bu akşam?" Gözler bir Aleyna'ya bir de Cüneyt'e gidiyordu, bir süre cevap gelmedi.

Bir süre sessizlikten sonra, "Biz biraz kavga ettik ama... İyiyiz şu an sorun yok," dedi suyunu içerken. Merve gözlerini kısarak ona baktı
"Neden kavga ettiniz ki?"

"Özel meseleler. Seni ilgilendirdiğini sanmıyorum?"

Merve keskin bakışlarını Cüneyt'in üzerinde gezdiriyordu. Sesi bir demi kadar sert ve soğuktu. "Haklısın ama Şinda benim de arkadaşım, bunu unutma."

Cüneyt Merve'ye bir adım atınca Merve belimdeki kolunu iyice sıkarak iyice beni kendine çekti. Ada hızlıca araya girdi. Kavga çıkacak gibiydi, bu ilaçların Cüneyt'e iyi gelmediği kesindi. Merve'yi iyice kendime çektim.

"Kavga edilecek bir durum yok," diyerek sokağı süzdü Ada. Sesi sertti. "Ayrıca birileri duyabilir, saat de geç oldu zaten."

"Ne yani sabah vakti mi kavga edelim Ada?" Cüneyt'in sesi alaylıydı.

Merve ondan bekleyemeyeceğim kadar keskin bir sertlikle cevap verdi. "Ben istediğin zaman kavgaya hazırım. Kızım diye bana gücünün yeteceğini sanıyorsan yanılıyorsun." Ayağa kalkmak istediğinde yavaşça elini tuttum. Gülümsemek istesem de Cüneyt'in kararmaya başlayan gözleri buna izin vermiyordu. Burhan dibimize girmiş Cüneyt'i göğsünden ittirdi. "Evlere dağılsak iyi olur millet."

Cüneyt şakaklarını ovuştururken başı dönmüş olacak ki yalpaladı. Aleyna hızlıca onun koluna girdi. "Biriniz beni eve bıraksanıza. Tek gidecek halde değilim." Cüneyt'in sesi pürüzlüydü ama az önceki olaydan sonra kimsenin onu eve bırakmak istediğini sanmıyordum. O, o ilaçları aldığında tehlikeliydi.

Cüneyt'in gözleri yavaşça bana kayınca Merve'nin belimdeki eli giderek aşağıya inip sıkmaya başladı. "O benimle."

Aleyna Cüneyt'e bakarak "Ben seni götürürüm," dediğinde sesindeki kararsızlık gözlerinden okunuyordu. Cüneyt Aleyna'nın belini tuttup dibine çektiğinde, hepimizin gözlerinde iğrenme Aleyna'nınkilerde ise utanma vardı. Gömüldüğü toprağı üzerinden ittiren bir sırmışçasına Cüneyt'i ittirerek arabaya bindi. Cüneyt bize alayla bakarak yan koltuğa bindiğinde Merve'ye daha çok sarıldım. Yüzümdeki tiksinme hala gitmemişti. Ada kısık bir sesle kulağıma fısıldadı. "Aleyna'yı onunla yalnız bırakmamalıyız. O tehlikeli."

Giden arabanın arkasından baktım. "O koskoca kız oldu, doğru ile yanlışı ayırt edebilir."

Bir süre durup sessizliği dinledik, her geçen saniye Merve'nin başını daha da çok göğsüme yasladım. Aklım Aleyna'da kalmıştı ama o artık kocaman bir kızdı ve doğru ile yanlışın arasındaki farkı ayırt edebilmeliydi. "Hadi gidelim artık," diyen Ada'yq sadece kafa sallayabildim ve güçlükle ayağı kalktım. Burhan'ı dürterek uyandırmaya çalışmasına bile gülecek halim yoktu. "Siz gidin biz geliyoruz."

Ayaklarımı sürüyerek birkaç metre uzağımızdaki arabaya doğru yürüdüm. Merve cidden de dediği gibi enerjik görünüyordu ve arabaya varmıştı bile. Gözlerim yorgunlukla kapanmadan hemen önce Merve'nin yüzümü incelediğini zar zor görebilmiştim. Daha birkaç saniye bile olmadan dudaklarımda bir baskı hissettiğimde gözlerim aralandı. Bana bakıp gülümsedi ve hiçbir şey olmamış gibi çantasından telefonunu çıkarıp yeni gelmiş mesajlarında gezinmeye başladı. Gülümsemesi o kadar saniyelikti ki, belki çölde bir yudum suya muhtaçken gördüğüm bir seraptan ibaretti. Bu kadar umursamaz olması beni derinden yaralarken, kırgınlığımı belli etmemek adına sesimi düz tutarak, "Bir daha bunu yapma. Biri görebilirdi biliyorsun," dedim.

Ön kapılar aynı anda açıldığında irkilerek yerimde sıçrasam da belli etmemeye çalışarak gülümsedim. Burhan biraz ayılmış gözüküyordu ama uykulu olduğu her halinden belliydi. Elleriyle yüzünü sıvazlıyordu. Ada'ya baktığımda bana bakarak sırıttığını fark ettim. Başımı "ne?" dercesine salladığımda kaşlarını indirip kaldırdı ve dudaklarını büzdü. Bu hareketi karşısında dayanamayıp kıkırdadığımda Merve'nin gözleri kısa bir süreliğine bana döndü. Yanaklarım muhtemelen kızarmaya başlamıştı çünkü Ada bizi görmüştü.

"YAH-DI-ZINI BE-TKAH A-CHI BE-TKAH NE-ZHONI SHI-DA D-AH BE-TKAH TSIN-TLITI TSAH-AS-ZIH BE-TKAH AH-JAD YEH-HES NE-ZHONI DIBEH BE-TKAH A-KHA TSAH BE-TKAH TSAH-AS-ZIH NE-AHS-JAH SHI-DA GAH BE-TKAH DIBEH KLIZZIE-YAZZIE YEH-HES A-CHIN BE-TKAH TOISH-JEH TSE-NILL NA-HASH-CHID TSAH-AS-ZIH BE-TKAH"

Ölümle 7 Gün #wattys2019Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin